Bayburt’ta sandalye-koltuk kaplama, terzilik, demircilik işiyle uğraşan 72 yaşındaki Kamil Yücel, 100 metrekare terzi dükkanında 500’ün üzerinde değerli taşı sergiliyor. Bir merakla başladığı madencilik işinde yarım asrı geride bırakan Yücel, terzi dükkanının bir parçası haline getirdiği, dağlardan toplayıp biriktirdiği taşlara göze gibi bakıyor.
Henüz 20’li yaşlarında terzilik mesleğine adım attığı yıllarda, hobi olarak başladığı madencilikte Bayburt’un tüm maden yataklarından çıkardığı taşları 50 senedir biriktiren Yücel’in depoları da taşlarla, kumlarla dolu.
Bayburt’ta birçok madenin bulunduğunu savunan Yücel, Bayburt’ta bulunan bütün madenlerin örneklerinin dükkanında bulunduğunu iddia etti. 50 senedir dağ, bayır demeden Bayburt’un yeraltı zenginliklerini araştırarak, gelecek kuşaklara miras kalması için büyük çaba sarf eden Yücel, "Madencilik benim özel merakım. Madenciliği Hamit Karaoğlu isminde bir ustamız vardı ondan öğrendim. Camadan ailesinden yaşlı bi madenci vardı, terzi bir dostumuz vardı onlardan öğrendim. Metal işine merak salmış kayaçlar ve minerallar üzerine araştırma yapan dişçi bir dostumuz vardı bu isimlerle dağ bayır gezerek onlardan bu işi öğrendim.
Bayburt’un bütün köylerinin metalleri dükkanda mevcuttur. Mermer, kil bunlar kayaçlar grubuna girer. Altın, bakır, çinko, kurşun bunlarda mineraller sınıfında yer alır. Bu saydıklarımın hepsi bende şu an mevcut. Ben bunları tahlil ediyorum da biliyorum. Şu an dükkanda 200-300 dolaylarında değerli taş var, toplamda da 2 binin üzerinde her çeşitten taş mevcuttur. 50 senedir bu işi yapıyorum, benim depolarım taş, toprak dolu. Ölmeden önce vasiyet edeceğim, bu biriktiğim taşların vakıflara, enerji dairelerine, çevre şehircilik müdürlüğüne bağışlanmasını isteyeceğim. Ya da bir mahalle odasına bağışlayıp, görünmesini sağlayacağım" dedi.
Dükkanın en değerli parçaları altın, gümüş ve bakır
Kükürt, kalkopirit, demir şapka, Bayburt tuzu, kuvars, volkanik cam, kükürt, kehribar gibi madenlerin yanı sıra bakır, altın, gümüş benzeri değerli madenleri de dükkanının bir köşesinde özenle muhafaza eden Yücel, "Bayburt’un bütün köylerinin malzemesi var burada, birlikte inceleyelim. Bu gördüğünüz Kalkopirit, madencilerin sahte altınıdır. Grafit madenimiz var, karbondur. Elmas da karbondur, grafitte karbondur. Bu Bayburt’un en yakın köylerinden çıkıyor. Dükkanın en değerli taşı, madeni ise içerisinde altın bulunan demir şapka dediğimiz bu taştır. Demir şapkadan sonra ise altın, bakır gümüş geliyor. Onlar da değerli taşlar kategorisinde yer alıyor.
Ayrıştırılmış altın tozlarımız var, burada çok çeşit tamamen saf altın mevcut diyebiliriz. Kalkopiritli kuvarslı bir taş daha var, o da değerli bir taştır. Bundan altın da olur, bakır da olur, gümüş de olur. Çinko-kurşun var mesela, Bayburt’un muhtelif yerlerinde bu taş mevcuttur. 5-6 noktada çinko-kurşun yatağı keşfettim, yerlerini iyi biliyorum. Obsidyen dediğimiz volkanik camlarda dükkanımda mevcut. Maden Bayburt’ta bir hayli fazla, hangisini sizlere sayayım, anlatayım" diyerek konuştu.
Amacının, gelecek kuşaklara yeraltı ve yerüstü kaynaklarının zengin olduğunu anlatmak olduğunu aktaran Yücel, "Gençlerimiz bu zengin topraklara sahip çıksınlar. Türkiye her anlamda zengin kaynaklara sahip bir coğrafya. Akademik araştırmalarda kullanılmak üzere, ya da bilinmesi maksadıyla bu biriktirdiğim taşlar kullanılabilir, hiçbir sorun yoktur. Yeter ki bu zengin coğrafyaya sahip çıkalım" ifadelerini kullandı.