Kastamonu’da yaklaşık 8 yıl boyunca sokaklarda ve farklı ilçelerde besleme yapan hayvansever, besleme sırasında gördüğü sakat, engelli ya da yaşlı hayvanlardan etkilenerek bakımevi kurdu. Kurduğu bakımevinde 60’dan fazla engelli ya da sakat hayvana bakan hayvansever, sokaktaki canlılar istenmediği için yaptıkları kısırlaştırmayla popülasyonu düşürmeye çalıştıklarını söyledi.
Kastamonu’da genç yaşına rağmen yaklaşık 8 yıl boyunca çeşitli ilçelerde ve sokaklarda besleme yapan hayvansever Sebahat Hanifeoğlu, besleme sırasında sakat, engelli, araç çarpması sonucu vücudunda kırıklar oluşan ya da yaşlılıktan ötürü sokakta yaşayamayacak hale gelen hayvanlardan etkilendi. Bunun üzerine sokak hayvanlarına bakımevi kurmak için yer arayışına başlayan Sebahat Hanifeoğlu, Kastamonu-Karabük karayolu üzerinde Kıyık köyü mevkiinde belirlenen yerde çalışmalara başladı. Bakımevinin birçoğu sosyal medya üzerinden gelen bağışlar sayesinde yapılarak son derece modern bir tesis haline getirildi. Yaklaşık 4 yıldır faaliyette olan hayvan bakımevi, birçok sakat, araç çarpması, engelli, hasta ya da yaşlı sokak hayvanlarına yuva olmaya devam ediyor.
60’dan fazla sokak hayvanının olduğu bakımevinde, veteriner hekim kontrolünün ardından bakımları devam eden birçok hasta ya da engelli olan sokak hayvanlarının ilaç tedavisi ve bakımları da yapılıyor. Bunun yanı sıra, son dönemde sokaklarda istenmeyen hayvanların popülasyonunu düşürmek için kısırlaştırma çalışmaları yapılıyor. Bakımevi, gelen bağışlar sayesinde şu ana kadar 500’den fazla köpek ile 50’den fazla kediyi kısırlaştırarak sokaklardaki popülasyonunun düşmesini sağladı.
Hasta, sakat, engelli ya da yaşlı hayvanlar için yuva haline gelen bakımevi, herkes tarafından ziyaret edilebiliyor. “Bakımevinde baktığımız 60’dan fazla köpeğimiz var”
8 yıldır besleme yaptığını söyleyen hayvansever Sebahat Hanifeoğlu, “Beslemelerde gördüğüm sakatlanan, yaralanan hayvanları da tedavi ettiriyorum. Sonrasında onları koyacak yer bulamıyordum. Bu sakatlanan hayvanlara yuva da çıkmıyordu. Bende onları koyacak, muhafaza edecek yer arayışına girdim. Ondan sonra burasını kurmayı hedefledik. Buradaki hayvanların çoğu hasta, sakat ya da çok yaşlı yani sokakta yaşayamayacak olan hayvanlar. 4 yıldır burada sokak hayvanlarına bakıyoruz. 60 civarında baktığımız köpeğimiz var” dedi. “Oteller, yurtlar gibi yerler atıl durumdaki yataklarını, yorganlarını bağışlayabilir, yemek çıkıyorsa bizlere haber verebilirler, bizlerde alabiliriz”
İlaç ile tedavisine devam ettikleri 15’den fazla köpeğin olduğunu söyleyen Sebahat Hanifeoğlu, “Sosyal medyadan gelen bağışlarla ilk önce çitleri yaptırdık, kulübeleri yaptırdık. Sonrasında pedagogları yaptırdık. Sadece yardımlarla ve bağışlarla yaptırdığımız, yürütebildiğimiz bir yer burası. Burada düzenli vitamin ya da ilaç verdiğimiz köpeklerimiz var. Klinikte tutamadıklarımızı burada tedavilerine devam ediyoruz. Aylık 200 paket civarında mama kullanıyoruz. Su sıkıntımız var, su getirmek istiyoruz buraya. İlla maddi destek olmasına gerek yok. Oteller, yurtlar gibi yerler atıl durumdaki yataklarını, yorganlarını bağışlayabilirler. Yemek çıkıyorsa bizlere haber verebilirler, bizlerde alabiliriz. Burayı gelip herkes görebilir. Özellikle hasta ya da sakat hayvanlar için yuva olabilirler. Çünkü bizim yükümüz çok ağır, her biri ile ilgilenmek gerçekten çok zor ve hepsi sevgi delisi. Onların bir tanesine sevgi gösterseniz mutlu oluyorlar. Burada ilaç verdiğimiz 15’e yakın köpeğimiz var. Her gün düzenli vitaminlerini veriyoruz. Vitamin vermediğimiz zaman tekrar hastalıkları nüksediyor. Yürüyemeyenler var, körler var, bunlar asla sokakta yaşayamayacak hayvanlar” diye konuştu. “Bu bakımevine geldiğim zaman çok mutlu oluyorum, burası benim evim”
Şu ana kadar 500’den fazla köpeği, 50’den fazla da kediyi kısırlaştırdıklarını belirten Sebahat Hanifeoğlu, “Burası benim evim gibi, bunlar benim çocuklarım. Buraya geldiğim zaman çok mutlu oluyorum. Onlarda sevgiye muhtaç canlılar. Onlarda sevgiye muhtaç, onların sevgisinden mutlu oluyorum. Burası benim ikinci evim. Günümün çoğu burada geçiyor besleme ya da kısırlaştırma olmazsa. Şu ana kadar 500’den fazla köpek, 50’den fazla kediyi kısırlaştırdık. Zaten bu hayvanlar dışarıda istenmiyor. En azından popülasyonunu düşürmek istiyoruz. Bunları da sadece yardımlarla yapıyoruz. Hiçbir kurum ya da kuruluştan destek görmüyoruz. Bazen yakalamak bile bizim için çok zor oluyor. Ne maddi ne de manevi hiçbir kurumdan sokak hayvanlarına yönelik destek göremiyoruz. Bizler, bunların hepsini bağışçılarla yapıyoruz. Yaptığımız kısırlaştırmalarla Kastamonu’da bir hayli popülasyonu da düşürdük” şeklinde konuştu. “Hem bizlere hem de bu köpeklere karşı biraz daha duyarlı olmaya çalışalım”
Sadece sokak hayvanlarına bakımevinde bakmadıklarını değişik ilçelerde sokaktaki canlılar için besleme yaptıklarını ifade eden Hanifeoğlu, şöyle konuştu: “Bize zorluk çıkartıyorlar. Burada besleme yapma, buraya gelme diyenler var. Buraya alıştırma diyorlar. Hatta silahla bile tehdit ediliyoruz. Artık iyilik yapmak için bu kadar zorlanmak istemiyoruz. Lütfen biraz daha duyarlı olalım. Bunların sokaklardan başka yaşayacak bir yerleri yok. Barınaklar çok iyi değil. İlla barınaklara aldırmak için sürekli belediyeleri aramayın. Belediyelerin kapasitesi belli zaten, sokaklarda yaşasınlar. Onların tek istedikleri biraz yemek biraz da sevilmek. Yaşam hakkına saygı gösterelim lütfen. Hem bizlere hem de bu köpeklere karşı biraz daha duyarlı olmaya çalışalım” “Onlara ikinci bir hayat şansı vermeniz, beni mutlu ediyor”
Kastamonu Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Fakültesi öğrencisi Burak Tetik ise “Sayısız sokak hayvanına yardım ettik. Yuvalarını bulduk, tedavilerini yaptık. Kısırlaştırmalar yaptık. Ben aslen Çankırılıyım ama öğrencilik hayatım boyunca bulunduğum Kastamonu’da sokak hayvanlarına karşı elimden geldiğince destek olmaya çalıştım. Sokakta zor şartlarda bulduğum hayvanları sizlerin gözünüzün önünde tedavi olması, onlara ikinci bir hayat şansı vermeniz, sizin onlara vitamin vermeniz, bir ay önce sokaktan aldığınız hayvanı bir ay sonra tanıyamaz hale geliyorsunuz. Bu da aslında bu çalışmanın karşılığı oluyor. Ne kadar stres olursak olalım, o hayvanın sağlıklı hali bizleri gerçekten çok mutlu ediyor, aslında bütün yorgunluğumuzu da alıp götürüyor. Burayı da çok seviyorum” dedi. “Sokak hayvanlarından korkan birisiydim, şimdi onların arasına girebiliyorum”
Kastamonu Üniversitesine gelmeden önce sokak köpeklerinden korkan birisi olduğunu belirten Tetik, “Onların bana zarar vermeyeceğini bilsem de yanlarına yaklaşamazdım. Beslemeye çalışırdım ama içimde bir güvensizlik vardı. Kastamonu’ya geldim, bu tesiste o hayvanların aslında ne kadar zararsız olduğunu ve sadece tek istediklerinin sevgi ve birazcık yemek olduğunu gördüm. Şu anda bambaşka bir hayatım var. 200-300 tane köpeğin arasına girebiliyorum ve hiçbiri bana zarar vermiyor. İnsanlardan ricam ön yargılarını yıksınlar, çünkü sokak köpeklerinin sokaktan başta gidebilecek bir yerleri gerçekten yok. Bu hayvanlar sokakta yaşamaya mahkum. Zaten zor hayatları var, bizler de onlara elimizden geldiği kadar yardımcı olalım” diye konuştu.