Gurbet ve Ümit Aydın çiftinin, tek çocukları 4 yaşındaki Hızır Araf'a anne karnındayken böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. Üç yıldır diyalize giren çocuk, nakil yapılabilmesi için kadavra bağış listesine alındı. Manavgat'ta ilk çocuklarını karaciğer yetmezliğinden 9 aylıkken kaybeden Sultan-Ferhan Acar çiftinin 13 yaşındaki kızı Fatma Acar da üç aylıkken takılan burnundan midesine uzatılan nazogastrik (NGS) sondayla yaşam mücadelesi verdi.İlk çocukları da böbrek nakliyle yaşama bağlanan Fatma-Saadettin Aydemir çiftinin, ikinci çocukları 12 yaşındaki Burak ise haftanın 4 günü diyalize girerek yaşamını sürdürdü.
Konya'da trafik kazasında yaralanması sonucu kaldırıldığı hastanede beyin ölümü gerçekleşen çocuğun organlarını ailesi bağışladı. Sağlık Bakanlığının koordinasyonuyla Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Organ Nakli Merkezine getirilen iki böbrek ve karaciğer, Hızır Araf, Burak ve Fatma'ya, merkezin müdürü Prof. Dr. Bülent Aydınlı başkanlığındaki ekip tarafından başarılı bir şekilde nakledildi. Hastanede çocuklarının diyalizden, mama makinesinden kurtulduğunu gören anneler, organları bağışlayan aileye teşekkür ederek, organ bağışı çağrısı yaptı.
Hastalar çok zorluk çekiyor
Hızır Araf'ın annesi Gurbet Aydın, AA muhabirine, çocuğunun doğumunun da sıkıntılı olduğunu, günlerce yoğun bakımda kaldıklarını söyledi. Böbrekleri iflas ettiği için 3 yıldır diyalize girdiğini anlatan Aydın, "Bir telefonla hayatımız değişti. Nakilden sonra çocuğumun yüzüne renk geldi. Organları bağışlayan aileye baş sağlığı diliyorum. Evlatları bizim de evladımız oldu. Bağışladıkları için minnettarız, üç annenin gözyaşlarını sildiler. O kadar mutlu olduk ki tek evladımdı, hayatımız değişti. Rabbim onlara da güzel mucize yaşatsın. Ne olur organlarınızı bağışlayın, hastalar çok zorluk çekiyor." diye konuştu.
Ateş ve kusma şikayeti vardı
Fatma'nın annesi Sultan Acar ise yüksek ateş ve kusma şikayetiyle hastaneye götürdüğü kızının karaciğer hastası olduğunu öğrendiğini, aylarca hastanede tedavi gördüklerini söyledi. Kızının bebekliğinden bu yana cihazla yaşamak zorunda kaldığını anlatan Acar, "Çok çabuk şeker komasına girdiği için mama cihazıyla yaşamak zorundaydı. Okula gittiğinde cihazın şarjı mı biter diye korkuyordum. Her gece cihazın sesine uyanıyordum. 13 yıl boyunca her gün korkuyla endişeyle yaşadım. Mama gitmediğinde kızım komaya giriyordu, cihaz ses çıkarıyordu. Organ bekleyen herkese rabbim kapı aralasın, o kadar önemli ki bağışlar." dedi.
Düşersem cihazım kırılır diye koşmaktan korkuyordum
Karaciğer nakli sayesinde 13 yıldır bağlı yaşadığı cihazdan kurtulan Fatma Acar, makinesiz bir hayatın güzel olduğunu ifade etti. Organ bağışı çağrısı yapan küçük kız, "Düşersem cihazım kırılır diye koşmaktan korkuyordum. Burnumda kablo takılı, sırtımda sürekli çanta olduğu için dışarı çıkmak istemiyordum. Çabuk yoruluyordum. Artık koşabileceğim, düşsem de mutlu olacağım bir hayatım var." diye konuştu. İlk oğluna kendi böbreğini veren, ikinci oğlu da 5 yıldır diyalize giren Burak'ın annesi Fatma Aydemir ise bağışlanan böbrek sayesinde oğlunun yaşama şansı yakaladığını anlattı. Burak Aydemir de nakil için 5 çocuğun çağrıldığını belirterek, "Üçümüze uyumlu çıktı, diğer ikisi evine gitmek zorunda kaldı. Ben çok üzüldüm, onların da kurtulmasını istiyorum." diye konuştu.
Organ nerede bağışlanırsa bağışlansın uygun hastaya ulaştırılıyor
Prof. Dr. Aydınlı da başka hastaları kurtarmak için acısına rağmen bağış yapan ailelerin takdire şayan olduğunu vurgulayarak, bazı hastalıkların tek tedavisinin organ nakli olduğunu söyledi. Organ nakli koordinatörü Nilgün Bilal da salgınla bağış oranlarının çok düştüğünü belirterek, "Organ nerede bağışlanırsa bağışlansın uygun hastaya ulaştırılıyor. Yeter ki bağış yapın." dedi. Dr. Ali Avanaz ise nakillerde hüznü ve mutluluğu aynı anda yaşadıklarını bildirdi.