Ankara
EKMUD tarafından Dünya Antimikrobiyal Farkındalık Haftası dolayısıyla yapılan açıklamada, önceden başarıyla tedavi edilen enfeksiyonların, son yıllarda antimikrobiyal direnç geliştirerek tedavi edilemez hale gelmeye başladığına işaret edildi.
Zamanla daha güçlü ve yeni sınıf antibiyotikler geliştirildiği ancak bunlara karşı da direnç görülmeye başlandığı vurgulanan açıklamada, "Hiçbir antibiyotiğin tedavi edemediği, çok ilaca dirençli mikroorganizmalarla gelişen ve tedavi seçeneği olmayan enfeksiyonlarla karşı karşıya kalınmıştır." ifadeleri kullanıldı.
Bir mikroorganizmanın antimikrobiyallere direnç geliştirebilmesi için ona maruz kalmasının gerekli ve yeterli olduğu belirtilen açıklamada, şöyle devam edildi:
"Tüm canlılarda olduğu gibi hayatını ve neslini sürdürmek temel içgüdüsüyle mikroorganizmalar da kendileri için en büyük tehdit olan antimikrobiyallerden etkilenmeme ve ölmeme yeteneğini geliştirmişlerdir. Antimikrobiyal direnç olarak karşımıza çıkan bu durumun gereksiz veya uygunsuz antibiyotik kullanımıyla daha da büyük bir sorun haline geldiğini unutmamak gerekir. Bu mikroorganizmalar, sadece antimikrobiyallere dirençli hale gelmekle kalmayıp aynı zamanda geliştirdikleri direnç mekanizmalarını, genlerini, çevresindeki mikroorganizmalara ve yeni nesillere aktarma yeteneği de kazanmıştır."
"Antimikrobiyal kullanımı hayvanlar ve tarım alanında da kontrol altına alınmalı"
Açıklamada, rasyonel antimikrobiyal kullanımının bulunmadığı ve enfeksiyon kontrol önlemlerine uyumun düşük olduğu hastaneler veya ülkelerde antibiyotiklere dirençli enfeksiyonların daha büyük sorunlar oluşturduğu ifade edilerek, "Antimikrobiyallerin insanlarda akılcı kullanımının yanında hayvanlarda ve tarım alanında da kontrol altına alınması gerekmektedir." uyarısında bulunuldu.
Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ), bu yılki Dünya Antimikrobiyal Farkındalık Haftası'nın temasını "Farkındalığı artır, direnci durdur" olarak belirlediğine işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Halkımız, sağlık çalışanlarımız ve karar alıcılar başta olmak üzere, DSÖ, meslek odaları, uzmanlık dernekleri gibi ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla iş birliği içinde farkındalığın artırılması ve direncin önlenmesine yönelik stratejilerin hayata geçirilmesi temel hedefimizdir. Antimikrobiyal direncin önlenmesinde birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmeti sunan tüm kamu ve özel sağlık kurumlarında her bir sağlık çalışanının üzerine düşen iş yükünün optimize edildiği, hekimin hastasına yeterince vakit ayırabildiği, böylelikle uygun tanı ve tedavi kararı verebildiği, yapılan işin miktarından ziyade kalitesinin de ön plana çıkarıldığı ve bunun performansa yansıtıldığı bir düzenlemenin hayata geçirilmesi en büyük arzumuz ve beklentimizdir."