Sivas’ta Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası’nda bulunan Cennet Kapısı’ndaki binlerce motifin anlatımı 1,5 saat sürüyor, motiflerin manalarını öğrenenler gözyaşlarını hakim olamıyor.
Sivas’ın Divriği ilçesinde 1228 tarihinde Anadolu Selçukluları zamanında Selçuklulara bağlı Mengücekli Beyliği döneminde Mengücek şahı Süleyman Şah’ın oğlu Ahmet Şah ve eşi Melike Turan Hanım tarafından yaptırılan Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası’nın dünyada eşi benzeri bulunmuyor. "Anadolu’nun Elhamrası" olarak bilinen ve aynı zamanda UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Tarihi Ulu Cami ve Darüşşifası, taş işçiliğinin en nadide ve ince örneklerini yansıtan motifleriyle de ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor. Bilinen simetrik motiflerin aksine asimetrik yapıları ve hiçbiri birbirine benzemeyen 10 binin üzerinde motif bulunan Ulu Cami ve Darüşşifası’nda her bir motif farklı anlam taşıyor. Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası’nda 10 yıldır gönüllü olarak mihmandarlık yapan Mustafa Yıldırım, caminin kuzey tarafında bulunan Cennet Kapısı’ndaki binlerce motif ve detayları gelen ziyaretçilere 1,5 saatte anlatabildiğini söyledi. "On binlerce asimetrik motif bulunuyor, hiçbirinin tekrarı yok"
Gönüllü olarak caminin mihmandarlığını yapan Mustafa Yıldırım, caminin yüzeyinde işli 10 binlerce asimetrik motifin tekrarının olmadığını söyleyerek, "Ulu Cami’yle ilgili hediyelik eşya işi yapıyorum ve caminin anlatımına yardımcı oluyorum. Bu eser, bay ve bayanın bitişik yaptırdığı tek eser özelliğini taşıyor. Mimarı Ahlatlı Hürrem Şah’ın ilk ve tek eseridir. Darüşşifa kısmında o dönemlerde Avrupalılar akıl hastalarını yakarken; ecdadımız burada Kur’an-ı Kerim, su sesi ve tasavvuf musikisiyle akıl hastalarını tedavi etmiştir. Bu eserin en büyük özelliklerinden bir tanesi de yüzeyinde işli on binlerce motif bulunuyor. Hiçbirinin tekrarı yok. Bu yönüyle Allah’ın birliğine vurgu yapılmıştır" şeklinde konuştu. "Cennet Kapısı’nı anlatmak 1,5 saat sürüyor"
Yıldırım, Cennet Kapısı’nın anlatımının 1,5 saat sürdüğünü belirterek, "Diğer kapıları ayrı ayrı incelersek onlar da güzel fakat Cennet Kapısı taş işçiliğinin zirve yaptığı bir kapıdır. Bütün enlerin bir araya toplandığı bir kapıdır. Sadece bu kapının motiflerinin anlatılması 1,5 saat sürüyor. Bu kapıda binlerce motif var. Her bir motif değişik anlam ve mesajlar barındırıyor. Ben 10 senedir burada gönüllü olarak anlatım yapıyorum. Buraya bir kişi de gelse bin kişi de gelse anlatım yapıyorum" ifadelerini kullandı. "Bu eser karşısında yüzlerce ağlayan insana rastladık"
Yıldırım, eseri ilk kez görüp motiflerin anlamını öğrenen yüzlerce kişinin ağladığına şahitlik ettiğini belirterek, "Bazı insanlar telaşla gelip, fotoğraf çekilip geri gidiyorlar. Ben de gelenlere neden hemen gittiklerini sorduğumda ’Gezdik, geri dönüyoruz’ diyorlar. Ben de onlara ’Sizin yaptığınız Ulu Cami’den bahseden olunca, biz oraya gittik, işte fotoğrafımız’ diyerek fotoğrafı göstermek. Fakat böyle olmaz’ diyorum. Avrupalılar gelip bu kapıyı en az 2 saat inceliyorlar. Hiç olmazsa bizim Türkler yarım saat incelesin. Ecdadımızı tanıyıp bu havayı teneffüs etsinler; buradaki aşkı, sevgiyi, azmi ve imanı görsünler istiyorum. Burayı gezmeye bir grup gelmişti. İçlerinden birisi doktormuş, anlatım sırasında secdeye yatıp hüngür hüngür ağladı. Ecdadımızın yaptığı bu eser karşısında yüzlerce ağlayan insana rastladık" diye konuştu. "Cami, Allah ve Resulü aşkına yapılmış"
Yıldırım, kapı üzerindeki kitabede yer alan gül ve bülbül motifinin Allah ve Resulü aşkına yapıldığını belirterek, "Kitabenin ilk başlangıcında iki elif ortasında gül, bitiminde ise bülbül var. Eserin mimarı tarafından, ’Biz bu camiyi bülbül ile güle olan aşkımızdan yaptık. Bize camiyi yaptıran bülbül ile güle olan aşktır’ mesajı veriliyor. Gül, Peygamber Efendimizin simgesi, bülbül ise ilahi aşkın simgesidir. Bu camiyi Allah ve Resulü aşkına yaptık denilmek isteniyor. Muhittin Arabi’nin ‘Arifler duygularını anlatamaz, sembollerle belirtir’ diye bir sözü var. Tam da burası gül ve bülbül ile anlatılmış" dedi.