Antalya’da eski nişanlısı tarafından boğularak öldürülen 17 yaşındaki Nuray Demir’in teyzesi Nur Çevik, şiddet mağduru kadınların aileleri ile iftar yemeğinde buluşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzından Nuray’ın ismini duyunca çok duygulandıklarını söyledi. Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarını son derece samimi bulduklarını belirten Çevik, “İnanılmaz duygusal bir yemekti. Katil zanlısı için en ağır cezayı alması yönünde talebimizi ilettik. Cumhurbaşkanı’nın orada isimleri okurken bile Nuray’ın adının geçmesi bizim için çok büyük bir şeydi. Çok duygulandık. Lütfen indirime gidilmesin, yapan kişi cezasını çeksin. Öleni geri getirmeyecek ama bir nebze de olsa aileleri rahatlatacak” dedi.
Antalya’da, 17 yaşındaki Nuray Demir, Muratpaşa ilçesindeki bir otel odasında şüpheli bir şekilde ölü bulunmuş, olayla ilgili polis tarafından gözaltına alınan eski nişanlı Taner B. ise kıskançlığı sebep göstererek genç kızı boğarak öldürdüğünü itiraf etmişti. Korkunç cinayetin ardından genç kızın cenazesi Konya’nın Beyşehir ilçesi Hüyük kasabasında toprağa verilirken, Taner B. de tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Sizlerin yaşadığı kaybın acısını tarif etmek mümkün değil”
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın şiddet mağduru kadınların aileleri ile bir araya geldiği Dolmabahçe Çalışma Ofisi’ndeki iftara, Nuray’ın teyzesi Nur Çevik de katıldı. Erdoğan ailelerle birebir görüşerek, hayatını kaybeden genç kız ve kadınların ailelerine başsağlığı diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada şiddet mağduru tüm kadınları tazimle yad ettiğini belirterek, “Şule’ye, Nuray’a, Azra’ya, Dilek’e, Sıla’ya, Dilara’ya, Başak’a, Sezen’e, Emine’ye, Pınar’a, Müzeyyen’e, Özgecan’a, Hatice’ye, Hafize’ye ve diğer tüm şiddet mağduru kızlarımıza, kadınlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Anneleri, babaları, kardeşleri ve diğer yakınları olarak sizlerin yaşadığı kaybın acısını tarif etmek elbette mümkün değildir. Ülkemizde şiddet mağdurları ve kadın cinayetleri konusunda hayli yüksek hassasiyet oluşmaya başlaması tek teselli kaynağımızdır” ifadelerini kullandı. “Kravata dayalı iyi hal indirimi olmasını istemiyorum”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kadına şiddette yeni yasal düzenlemelerin yapılacağı yönündeki açıklamalarının aileleri rahatlattığını belirten Nur Çevik, katil zanlısı hakkında en ağır cezayı alması yönünde taleplerinin olduğunu ifade etti. Çevik, “İndirimlerden faydalanmasını istemiyorum. ‘Kravat takıp, pişmanım’ dedikten sonra indirime gidiyor. Bir caninin iyi hal durumu olamaz. Ben en ağır cezayla yargılanmasını istiyorum. İndirime gitmesini istemiyorum. Cumhurbaşkanı indirim ve iyi halden yararlanılmayacağını ve bunların kaldırılacağını söyledi. Bu bizim için büyük rahatlama. Yeni yasalar getirildiğini söyledi. İnşallah bundan sonra hiçbir suç cezasız kalmayacak, kravata dayalı iyi hal indirimi olmayacak. Biz de yargıda en ağır cezayı almasını talep ettik. Kızımızı getirmeyecek ama o insanın içeride olup cezasını çekmesi içimizi rahatlatacak” dedi. “İnanılmaz duygusal bir yemekti”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarını samimi bulduğunu aktaran Çevik, “İftar yemeği inanılmaz duygusal bir yemekti. Cumhurbaşkanı’nın orada isimleri okurken bile Nuray’ın adının geçmesi bizim için çok büyük bir şeydi. Çok duygulandık. Lütfen indirime gidilmesin, yapan kişi cezasını çeksin. Öleni geri getirmeyecek ama bir nebze de olsa aileleri rahatlatacak” diye konuştu. “Nuray, trafik polisi olmak istiyordu”
Nuray’ın deli dolu bir genç olduğunu anlatan Çevik, “Canı acıdığı zaman bile gülerdi. Hiçbir zaman kötü düşünmeyen bir çocuktu. Hayallerimiz vardı. Beraber tatile çıkıp her şeyi geride bırakacaktık. Okuluna devam etmek istiyordu. Özellikle trafik polisi olmak istiyordu. Bütün hayallerimiz yarım kaldı. Heyecanla çeyiz hazırlıyordu. Sürekli bana gelinlik fotoğrafları atıyordu. Her şeyi pozitif düşünüyordu” dedi. “Sır olarak kaldı”
Çevik, yeğeniyle en son olaydan 2 gün öncesi görüştüğünü aktararak, “Ramazan’ı beraber Konya’da geçireceğimizi konuştuk. Kızım nişanlıydı, ona beraber elbise baktık. En çok ‘Ben nişanı attım, artık rahat ve hürüm’ diyordu. O gün oruç tutmuş. Arkadaşıyla birlikte vakit geçirmek için sinema salonuna gidiyorlar. Otele nasıl, neden ve ne şekilde götürüldüğünü biz de bilmiyoruz. O sır olarak kaldı” ifadelerini kullandı.