Suriye’de iç savaşın en ağır izlerini taşıyan Humus’ta halk, Esad rejiminin yıkımına rağmen yıkık dökük binalarda yaşam savaşı vermeye devam ediyor. Kentte rejimin camileri ve ibadethaneleri de vurduğu görüldü.
Suriye’nin en büyük üçüncü kenti Humus, 2011 yılından bu yana süren iç savaşın en ağır izlerini taşıyor. Esad rejimi ve Rus savaş uçaklarının birçok okulu, camiyi, evi ve sokağı hedef alarak binlerce insanın ölümüne neden olduğu, yoğun bombardıman ve kuşatma stratejilerinin uygulandığı kentte yine de insanlar umutla yaşamaya devam ediyor. Muhaliflerin, Esad rejiminin kontrolünden geri aldığı kentte çocuklar oyuncaklarıyla harabeye dönmüş binaların önünde oynarken bazı aileler ise bombalanmış, pencereleri dahi olmayan evlerinde yaşıyor. “Artık ölmeyeceğiz”
Molozların arasında oyun oynayan 6 yaşındaki Emin Al Muhammed, “Artık savaş bitmiş, annem ölmeyeceğimizi söyledi. Çok mutlu oldum. Savaştan çok korkuyordum ama şuanda mutluyum” dedi.
Ahmed Adnan isimli Suriyeli ise Esad rejiminin camileri ve sokakları vurduğunu, evinin bulunduğu sokağa girmek için dahi izin almak zorunda olduğunu söyledi. “Çok korkuyorduk”
8 kişilik Meşhedeni ailesi de yıkıntılar arasında yaşamak zorunda kalan ailelerden yalnızca bir tanesi. Abdullah Al Meşhedeni, “Uçaklar hep üstümüzdeydi, çok korkuyorduk. Çok kötü günler geçirdik. Allah’a şükür bu zulüm bitti” diye konuştu. “Çok şükür Suriye artık özgürleşti”
Nimet Al Haci ise mecburen yıkıntılar arasında yaşamak zorunda olduklarını anlatarak, “Çok şükür yaşamaya çalışıyoruz. Binamız enkaz biliyoruz ama burada yaşamaya mecburuz. Esad bizi her şeyden mahrum etti. Şuanda yakacak mazotumuz bile yok. Evimde pencere dahi yok ama susuyoruz. Çünkü yerin kulağı var derler. Kendi özgürlüğümüzü bile konuşamadık. Ancak çok şükür Suriye artık özgürleşti” ifadelerini kullandı.