Şahinbey Ziraat Odası Başkanı Ali Çolak, vatandaşın gündeminden düşmeyen buğday sorularına açıklık getirirken çiftçinin üretime devam edebilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığı başta olmak üzere devlet yetkililerinin bir an önce konuya çözüm bulmaları gerektiğinin altını çizdi.
SENEYE REKOLTE DAHA DÜŞÜK OLUR
Bu sene rekolte kaybının çok fazla olduğunu dile getiren Şahinbey Ziraat Odası Başkanı Ali Çolak, önümüzdeki senenin rekoltesinde, bu seneye oranla daha aşağı rakamları görebileceğimizi söyledi.
Çiftçinin üretime devam edebilmesi için ekmeklik buğdayın 8, sert buğdayın ise 9 TL’den aşağı olmaması gerektiğini belirten Çolak, “Buğdayın 8-9 TL’nin aşağısında olmaması lazım aksi taktirde çiftçimizi hiçbir şekilde kurtarmaz. Bölgemiz zaten kurak bir bölge, verim bu sene bayağı bir düşük çıkacak. Önümüzdeki sene çiftçimizin ekim yapabilmesi için tohumunu gübresini temin edebilmesi lazım. Gübre ve diğer maliyetlerin karşılanabilmesi için de buğdayın 8 ve 9 TL’den aşağı olması hiçbir şekilde beklenemez” dedi.
DURUM ÖNCEDEN BİLİNİYORDU
Devletin, şuan yaşanan buğday krizinden daha önceki yıllardan beridir haberdar olduğuna değinen Çolak, “Bu krize çok önceden önlem alınması gerekirdi. Rusya ile Ukrayna arasında çıkan savaş bizi daha çok arpa buğday temini konusunda bayağı bir tedirgin etti. Bizim dışa bağımlı olmadan kendi toprağımızda arpa ve buğdayımızı üretiyor olmamız gerekiyordu. Ancak çiftçinin ekim yapabilmesi için üretim yapabilme şartlarının sağlanması gerekirdi. Bugün bu noktada yapılabilecek çok da fazla bir şey yok” diye konuştu.
GİRDİ MALİYETLERİ BİR AN ÖNCE DÜŞ
ÜRÜLMELİ
Tarımda girdi maliyetlerinin bir an önce müdahale edilerek düşürülmesi gerektiğini vurgulayan Ali Çolak, boş bir metre alan dahi toprak koymadan üretim yapılmasının ve Gaziantep olarak daha kurak bir döneme girileceğinin bu nedenle de sulu tarıma geçilmesi gerekliliğinin aciliyetini aktardı.
Yaşanacak olan buğday krizinin ayak seslerinin duyulduğu şu günlerde hasat başlamamasına nazaran buğdayın 6-7 TL, arpanın ise 6-6,5 TL civarında pazar bulabildiğini dile getiren Çolak, pahalılığın önüne geçmek için kriz öncesi maliyetlerin düşürülmesini istediklerini söyledi.
Çolak, “Mazot 23 TL elimizi yakıyor, üreticimiz sondajının suluma trafosun düğmesine elini atamaz durumda sanki kendisi elektrik akımına kapılacak gibi korkuyor. Suyu olanda sulu tarım yapamıyor. Gübrenin kilogram fiyatı 13 TL, en ucuz gübre bugün 7 TL, çiftçi bunu nasıl alacak, nasıl altından kalkacak! Biz gerçekten buğdayın 8-9 TL’nin aşağısında olmaması gerekir derken utanıyoruz ama ülke ve maliyetler bizi bu duruma getirdi. Maliyetlerin yüzde 50’sini devletin karşılayacağı sözü vardı ancak yapılan hesaplamaya göre, maliyetlerinin yüzde 50’sini değil de yüzde 15’ini 20’sini devletin vermiş olduğu destekleme karşılıyor. Maliyetlerin iyi hesaplanarak, bizlerden fikir alınarak hesaplanmasını istiyoruz. Söz verildiği gibi maliyet karşılamalarının yüzde 50’sinin eylül ve ekim ayında çiftçinin cebine girmesini istiyoruz” açıklamalarında bulundu.
BUĞDAY KRİZİ EKMEK KRİZİNE DÖNÜŞÜR
Üretim olmazsa buğday krizi ekmek krizine dönüşür, üretim olmazsa aç kalırız diyen Çolak, “Buğdayda olası bir krizin yaşanmadan bu konunun planlanması gerekirdi. Dış ülkelerin kendi aralarında girdiği savaştan üretim konusunda bizlerin etkilememesi lazımdı. Ambarlarımızın dolu olması gerekirdi. Durumun ciddiyeti yumurta kapıya dayanınca anlaşıldı. Pandemi döneminde ‘Çiftçinin kıymetini gerçekten bilmemişiz, bundan sonra çiftçinin kıymetini bileceğiz’ dediler ancak çiftçi desteklenmedi, iyi şartlar sunulmadı. Bu yıl geldiğimiz durumun nedeni de bunlardır. Kaybedecek bir saniyemiz bile yok devletin bu duruma bir an önce el atması lazım” ifadelerine yer verdi.
‘ÜZERİ AÇIK FABRİKA İŞLETİYORUZ’
Üzeri açık fabrika işlettiklerinden bahseden Çolak, “Biz üzeri açık fabrika işletiyoruz. Hiçbir fabrikanın üzeri açık olmaz ama çiftçinin üretim yaptığı fabrikasının üzeri açık. Devletin önlemler alması lazım, çiftçiyi toprağına, tarlasına küstürmemesi lazım. Çoğu çiftçi küstü gitti fakat kalan sağlar bizimdir diyerek çiftçilerimizi köyde tutarak üretime devletimizin de eşlik etmesi lazım. Devletimizin pahalılıkla, tüccarlarla çiftçiyi tek başına bırakmaması lazım. Devletin bizim arkamızda olması gerekiyor. Çiftçi üretmekten kaçmaz, harcamadan kaçmaz, yeter ki imkân olsun” diye konuştu.