İlim Yayma Ödülleri büyük ödülünün sahibi Prof. Dr. İbrahim Akduman, "Bilimsel gelişmeleri teknolojiye döndürmek, geliştirdiğimiz bu cihazları hayata geçirmek istiyoruz. Ödül sürecinin de bu hedeflerimize katkı sağlayacağını düşünüyorum. Bu nedenle ödüle layık görüldüğüm için gerçekten çok mutluyum" dedi. Akduman "Bugüne kadar teşhisle ilgilendik. Şimdiki sürecimiz bu tespit ettiğimiz dokuyu nasıl tedavi ederiz ile ilgili olacak. Bu yolda çalışmalarımıza başladık. Önemli, net gelişmeler kaydettik. Büyük bir proje yürütüyoruz. İnşallah meme kanseri teşhis edildikten sonra yanına bir cihaz ile veya aynı cihaz ile kanserli dokuyu dışarıdan herhangi bir müdahalede bulunmadan, elektromanyetik dalgaları dokunun üzerine odaklayarak, dokuyu öldürerek tedavi etmemiz mümkün olacak" diye konuştu.
Türkiye'de bilimsel çalışmaların ve araştırmaların desteklenmesini, başarının ülke ve insanlık hizmetine sunulmasını hedefleyen "İlim Yayma Ödülleri" töreninin üçüncüsü Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlendi. İlim Yayma Vakfı 2023 Büyük Ödülü'nün sahibi ise İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Akduman oldu.
"ÇOK MUTLUYUM"
Prof. Dr. İbrahim Akduman, "Bilimsel çalışmalarımıza ülke çapında değer verildiğini gördüğüm için çok mutluyum. Ödülü cumhurbaşkanımızın elinden almak bizim için büyük bir gurur. Tüm arkadaşlarım adına çok mutluyum. Biz yaptığımız çalışmaların sonuca gitmesini istiyoruz her zaman. Bilimsel gelişmeleri teknolojiye döndürmek, geliştirdiğimiz bu cihazları hayata geçirmek istiyoruz. Ödül sürecinin de bu hedeflerimize katkı sağlayacağını düşünüyorum. Bu nedenle gerçekten çok mutluyuz. Üniversitemizin rektörü sayın Prof. Dr. İsmail Koyuncu beni bu ödüle aday gösterdi. Benim de haberim yoktu. Bir gün beni aradılar ve beni ödüle aday gösterdiklerini söylediler. Ben de bunu duyunca mutlu oldum. Gerekli dokümanları teslim ettik. Bunun sonucunun nereye gideceğini bilemezdik, sonuç güzel oldu. Bu tarz ödüller bizim için önemli. Cumhurbaşkanımızın yaptığımız işlerden haberdar olduğunu öğrenmiş olduk. Çalışmalarımızın ileriki süreçleri için bunlar önemli. Temel hedefimiz cihaz hayata geçtiğinde, ülkemizde geniş kullanımıyla birlikte kadınlarımızın 20’li yaşlarından itibaren hızla taranarak meme kanseri problemini en aza indirgemek. Bu konuda da devlet ile birlikte çalışmak istiyoruz" dedi.
"6-8 AY SÜRESİNCE SERTİFİKA İŞLEMLERİMİZ TAMAMLANACAK"
Akduman, "Ekip olarak 1990 yılından bu yana yeni bir teknolojiyi geliştiriyoruz. Bu teknolojinin adı Mikrodalga Görüntüleme Teknolojisi. Bu teknolojide bizim zararsız elektromanyetik dalgalar olarak bildiğimiz cep telefonu gibi cihazlarda kullanılan elektromanyetik dalgaları kullanarak görüntüleme yapıyoruz. Böyle bir teknolojiyi kullanan bir cihaz başka bir yerde mevcut değil. Uzun yıllar boyunca bu teknolojiyi geliştirdik. Daha sonra bu teknolojiye dayanan cihazlar üretmek üzere çalışmaya başladık. 2009 yılında bu teknolojiyi tıbbi alana uygulamaya karar verdik. Tıbbi alana uygularken de meme kanserinin erken teşhisi ve görüntülenmesi üzerine yoğunlaştık. Bunun nedeni de o frekanslar bölgesinde kanserli doku ve normal doku arasında çok yüksek bir kontrast var. Biz bunu kullanıyoruz aslında. Sonrasında bu projeyi başlattık. Mikrodalga görüntüleme sistemi teknolojisini kullanarak meme kanserini erken teşhis eden, görüntüleyen hatta dokunun kanserli olup olmadığı hakkında bilgi veren, sonrasında da hastanın izlemesini sağlayacak bir cihaz yapmaya karar verdik. Cihazı geliştirdik. 2013 yılında ilk klinik testlerini Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde yaptık. Klinikten gelen sonuçlar çerçevesinde cihazımızda yenilikler yaptık. Çünkü biz sonucun çok iyi olmasını istiyoruz. Sonucu yarı iyi yarı kötü olan bir cihazla sona ulaşamazsınız. Bu süreç böyle devam etti. Ardından klinik çalışmalarımıza Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde devam ettik. Klinik çalışma süreçlerimiz hala orada devam ediyor. Bu süreçler devam ederken biz cihazın 9’uncu versiyonunu yaptık. Bu süre içerisinde cihazı sürekli olarak geliştirdik. Hep daha iyiyi hedefledik. 2019 yılından itibaren de cihaz son halini almış oldu. Hem klinik sonuçları oturmuş oldu hem tıbbi cihaz olarak nasıl olması gerektiği oturdu. Cihaz böylece oluşmuş oldu. Ardından sertifikasyon süreçlerimiz başladı. Bu sertifika süreçlerini Avrupa Birliği çerçevesinde yürütüyoruz. Bu da zor bir süreç. Şu an bu süreçlerden geçiyoruz. Gereklilikleri yerine getiriyoruz. Önümüzdeki 6-8 ay içerisinde bu süreci tamamlamayı planlıyoruz. Tamamlanır tamamlanmaz cihazımız kullanılır hale gelecek. Kullanılır hale gelir gelmez bu cihazımızı toplumumuzun kullandığını görmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.
"MEME KANSERİ TEŞHİS EDİLDİĞİ ANDA TEDAVİ EDİLMESİ MÜMKÜN OLACAK"
Erken teşhis sonucu tespit edilen dokuyu aynı anda yok eden bir teknoloji üzerinde çalışmalarının devam ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Akduman, "Biz aslında bu teknolojiyi farklı alanlara uyguluyoruz. Önce bir şeyi başarmamız lazım. Bu başarıyı öncelikle Meme Kanseri Erken Teşhis Görüntüleme Sistemi ile yaptık. Bu cihazın da bir ismi var; SAFE. Bu ismin anlamı tara ve erken bul, bu şekilde isimlendirdik. Bundan sonra çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bugüne kadar teşhisle ilgilendik. Şimdiki sürecimiz bu tespit ettiğimiz dokuyu nasıl tedavi ederiz ile ilgili olacak. Bu yolda çalışmalarımıza başladık. Önemli, net gelişmeler kaydettik. Büyük bir proje yürütüyoruz. İnşallah meme kanseri teşhis edildikten sonra yanına bir cihaz ile veya aynı cihaz ile kanserli dokuyu dışarıdan herhangi bir müdahalede bulunmadan, elektromanyetik dalgaları dokunun üzerine odaklayarak, dokuyu öldürerek tedavi etmemiz mümkün olacak. Bu bizim için hayal olmayan bir şey. Bir kadınımızda meme kanseri teşhis edildiği anda tedavi edilmesi mümkün olacak" diye konuştu.