ÇALIŞKAN: KRALİÇE NEYİMİZ OLUR!
Hatay
Ülkemizdeki krallık/ padişahlık kavramına ilgili olumsuz yaklaşımlara rağmen cumhuriyet hamisi kesim söz konusu İngiltere olunca gıkının çıkmadığını ifade eden Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, “Zaferleriyle dünyaya asırlar boyu ün salmış çağ açıp çağ kapatan Fatih Sultan Mehmet değil Osmanlının yıkılma sürecindeki zor dönemlere denk gelen sultan Vahdettin ön plana çıkarılıyor” dedi.
İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in 70 yıllık kraliçeliğinin ardından ölümüyle görevi sona ererken kraliçenin, uzun yıllardır ülkemiz başta olmak üzere pek çok İslam ülkesinde allanıp pullanarak zihinlere empoze edildiğini belirten GİK Üyesi Çalışkan, “Güneşin batmadığı ülke tanımlamasıyla İngiltere'nin dünya siyasetine yön verdiği, ama elini bizzat pis işlere direk sokmadığı biliniyor. Kirli siyasi manevralarla, perde arkası gücüyle emri altında tuttuğu Amerika'yla İngiltere’nin çıkarına uygun hareket ettiği de bilinen bir gerçektir. Bizler ise yıllarca kraliyet ailesi haberleri ve dedikodularıyla oyalandık. Prenses Diana, çantası, Dodi el-Fayed, geçirdiği trafik kazası ve meçhul ölümü. Ardından prens Charles Müslüman oldu mu olmadı mı?” gibi konularla gündem hep manipüle edildi.
İngiltere'nin dünya siyasetine etkisi ve manevralarının onu önemli ve güçlü hale getirdiğine vurgu yapan GİK Üyesi Çalışkan, “İngiltere'nin dünyadaki belirgin vasfı, küresel hegemonyası ve sömürü düzeninin temelini oluşturmasıdır. Afrika'da açlıktan ölenlerin kaynaklarını sömürmesi, Ortadoğu'da döktüğü kan, Hindistan alt kıtasında yaptıkları kaos, kriz ve işledikleri insanlık suçları zihinlerde. Tarih boyu yaptıklarının hesabı bugüne kadar sorulmadı. İşlediği cürüm ve kabarık suç dosyasına ilişkin bir araştırma yapılıp sağlam bilgiler ortaya konsa bile uluslararası arenadaki gücü sayesinde ne bunu yayınlayabilecek medya ne hesap sorabilecek güç ne de tazminat talebinde bulunabilecek bir irade yok. İngiltere'nin bu cinayetleri bugün de devam ediyor ve maalesef edecek gibi görünüyor.
Böyle bir durumda bize düşen kral-kraliçenin saray şatafatlarına, süslü laflarına kanarak bu zulme alkış tutmak değil, mazlumun hamisi olmaktır. Zihinlere; “Müslümanlar, kan, gözyaşı ve zulme karşı dik durur, sömürüye ve katliama karşı koyar, Sulh ve barıştan yana olurlar. Bundan sonra da böyle olacaktır diye hafızalara kazıtmalıyız” dedi.
Dünya gündeminde günlerce yer alan ve ülkemizin kamuoyunu da meşgul eden İngiltere Kraliçesinin cenaze merasimine de değinen GİK Üyesi Çalışkan, “Cenaze merasimi o kadar kamuoyunda gündeme getiriliyor ki ülkemiz ve tarihimizle birebir iyi bağı olan birisinin cenazesi varmış gibi adım adım gözümüze sokuluyor ve anbean her şeyi seyrediyoruz. Kraliyet bizde kötü, onlar da iyi(!) Bu da ülkemizin, kültürümüze yabancı batı hayranlığına, sömürücülüğe ne kadar meraklı olduğunun açık göstergesidir. Sempati duyurmaya çalışmaktaki amaç ne olabilir? Sahi kraliçe neyimiz olur?” ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi