Türkiye’yi sarsan deprem felaketinin ardından Çeşme’nin konuk ettiği depremzede sayısı giderek artıyor. Çeşme’deki otellerde konuk edilen depremzedeler, yaşadıkları korkunç anları anlattılar.
Felaketin ardından çok sayıda insan deprem bölgesini terk ediyor. Çeşme Belediyesi, Çeşme Turistik Otelciler Birliği ve AFAD koordinasyonunda Çeşme’deki oteller de kapılarını depremzedeler için açtı. Çeşmeliler, konuk depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılamak için seferber olurken, Çeşme Belediyesi de Alaçatı Ek Hizmet Binası’nda, depremzedelerin her türlü giyim eşyasını ücretsiz olarak karşılıyor. "90 saniye kadar süren deprem, bize bir ömür gibi geldi"
Çeşme’de konuk edilen İngilizce öğretmeni Sedat Tanışlı, evlerinin ağır hasar görmesi üzerine eşi ve çocuğu ile birlikte Malatya’dan Çeşme’ye geldiklerini belirterek, 04.17’deki deprem anında yaşadıklarını şöyle dile getirdi:
"Eşim ve çocuğum yatak odasında uyuyorlardı. Ben de televizyon seyrederken uyuya kalmışım. İnanılmaz bir gürültü ile uyandım. Büyük bir deprem olduğunu anladım. Koşarak eşimin ve çocuğumun yanına gitmeye çalıştım. Düşe kalka yatak odasına geçtim. Ben İngilizce öğretmeniyim. Okullarda deprem tatbikatları yapıyoruz. Deprem sırasında ne yapmamız gerektiğini, hayat üçgeninin önemini biliyorum. Ama o kadar büyük bir şok yaşıyordum ki, hayat üçgenini bile yapamadım. Eşim çocuğumun üzerine kapanmıştı. Ben de onların üzerine kapandım. Yapacağım son görev gibi düşündüm. 90 saniye kadar süren deprem, bize bir ömür gibi geldi. 11 katlı bir apartmanın 2. katında oturuyorduk. Deprem geçince birer mont alarak dışarı çıktık. Artçı depremler devam ediyordu. Ama artçı depremlerin her biri çok şiddetliydi. İkinci büyük depreme yolda yakalandık. Deprem sırasında asfaltın dalgalandığını gördüm." "Aile ortamı içinde gibiyiz"
Üç gün arabalarında kaldıktan sonra Çeşme’ye geldiklerini söyleyen depremzede Tanışlı, "Bizi otele yerleştirdiler. Bizi çok sıcak karşıladılar. Adeta aile ortamı içinde gibiyiz. Ben de oteldeki işlere yardımcı olmak istiyorum. Bize bu kadar yardımcı olan insanlara bizim de bir katkımız olsun istiyorum. Çok şükür biz şanslı olanlardanız. Binlerce insan hayatını kaybetti. Herkesin el ele verdiği bir dönemde, depremzedelerin de aynı şeyi yapması gerekir. Biz de elimizden gelen ne varsa yapmaya hazırız. Bize yardımcı olan herkese çok teşekkür ediyorum" diye konuştu. "Çaresiz bir şekilde ne yapacağımızı bilemedik"
Ailesi ve kedileri Minnoş ile birlikte Gaziantep’ten Çeşme’ye gelen depremzede Suat Özgüneyli ise, "Deprem sırasında büyük bir uğultuyla uyandık. Çaresiz bir şekilde ne yapacağımızı bilemedik. Çocuklarım masa altlarına girdi. Deprem çok uzun sürdü. İkinci katta oturuyorduk. Hızla dışarı çıktık. Herkes feryat ediyordu. Arabamı karşımızdaki marketin otoparkına çektim. Herkes dışarı fırlamıştı. Hava çok soğuk olduğu için arabası olanlar arabalarına sığındı. Geceyi arabamızda geçirdik. Evimizden üzerimize giyecek bir şeyler ve battaniye almak için eve girmeye çalıştık. Ama artçı depremler şiddetli olunca eve giremeden kaçmak zorunda kaldık. İkinci şiddetli deprem sırasında da çevremizdeki ilk depremde hasar gören birkaç ev yıkıldı. O kadar korkunçtu ki, adeta can pazarı yaşanıyordu. 2 günü araba içinde geçirdik. Benzin istasyonlarından kısıtlı miktarda benzin alabildik. İkinci gecemizi camide geçirdik. Yüz kişilik camide belki bin kişiydik. Çadır yoktu. Ekmek yoktu. Sıcak bir çorbaya hasrettik. Biz yaşıyoruz, ama hayatını kaybeden insanlara üzülüyoruz. Biz nefes alıyoruz, ama nefes alamayan insanlar var enkaz altında" dedi.