Avcılar’da bebeğine iğne ile çamaşır suyu enjekte ettiği, şırınga batırdığı ve darp ettiği iddia edilen annenin yargılandığı davada anneye 20 yıl indirimsiz ceza verilmesine karar verdi. Kararın ‘adil’ verilmediğini savunan sanık avukatı, yargılanmanın yeniden yapılması için dilekçe verdi. Sanığın yeniden yargılanma dilekçesine karşı çıkan çocuğun babaannesi Feriha Canverdi, “Bu cani bu kadar savunulurken neden benim torunum suçluymuş gibi gösteriliyor. Torunum mu suçlu, sen ‘cani’yi savunurken torunumu yerle bir ediyorsun” diyerek tepki gösterdi. Avcılar’da farklı zamanlarda 2 yaşındaki bebeğine iğne ile çamaşır suyu enjekte ettiği, şırınga batırdığı ve darp ettiği iddiasıyla yargılanan anne Ezgi Karaçalı’nın yargılandığı davada karar açıklanmıştı. Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Ezgi Karaçalı’ya ‘öz çocuğu tasarlayarak ve eziyet çektirerek öldürmeye teşebbüs’ suçundan 20 yıl hapisle cezalandırılmasına karar verilmişti. Mahkeme, eylemin kamu vicdanını yaralayan travmatik özelliği ve sonuçlarını dikkate alarak verilen cezada herhangi bir indirim uygulamazken, kararda ayrıca, sanık Ezgi Karaçalı’nın 20 yıl velayet hakkını kullanmaktan yasaklanmasına da hükmedilmişti. Bunun üzerine sanık avukatları kararı temyiz etti, ancak istinaf mahkemesi esastan ret etti. İstinaf mahkemesinin reddinden sonra sanık avukatı, sanık Karaçalı’ya verilen ceza davasının bozulmasına, ‘adil yargılanma’nın olmadığını savunarak dilekçe verdi. Dilekçe verilmesine ve yeniden yargılanma isteğine karşı çıkan çocuğun babaannesi Feriha Canverdi, “Mahkeme sonuçlandığında hiçbir indirim uygulanmaksızın Ezgi Karaçalı, 20 yıl ceza aldı. Ondan sonra temyize başvurdular esastan ret aldı. Şimdi ise avukatı dilekçe yazmış bu davanın bozulmasına, haksız yere ceza aldığına, yargılamanın adil olmadığına, tahliyesini istiyoruz, 1. Ağır cezada da yargılanmasını istiyoruz, tahliyesini istemişler, dilekçe yazmışlar. Tabi sinirlerimiz alt üst oldu. Yeniden her şeyi yaşar oluyoruz. Benin üzüldüğüm konu, bir caninin peşine bu kadar düşürülüp, hakları gözetiliyor ya, ben de Eylül’ün hakları ne olacak diye soruyorum. Çünkü Eylül’ün sağ kolu işlevsiz, çalışmıyor, sağlakken solak haline geldi. Vücudunun içinde hala sıvılar duruyor” dedi. Babaanne Canverdi, "Ailesi hala diyor ki, kocasından dolayı böyle yaptı. Ben de hem onlara hem de Türk halkına da şunu soruyorum, kocasıyla geçinemeyen bir insan çocuğunu mu keser, çocuğunu jiletle mi doğrar, çamaşır suyu, yüzey temizleyici, sıvı sabunu mu damardan enjekte eder, göğsünü bastırıp da nefessiz bırakmaya mı çalışır, yoksa anlaşamadığı kocasını boşar mı? Oğlumdan şikayetçi olsaydı, ya da torunuma yapacağına oğluma yapsaydı alnından öperdim. Koskoca adli tıbbın raporları da mı yalan, iki üç yerde itirafı var. Neden suçsuz bir insanı suçlayayım? 16 senelik gelinimdi daha çok kızımdı” şeklinde konuştu. “O cani savunulurken çocuk suçlu konumuna getiriliyor”
Eski gelinine seslenen çocuğundan özür dilemesi gerektiğini anlatan babaanne Canverdi, “Ezgi damla kadar yüreğinde annelik duygusu varsa, çocuğunla daha fazla uğraşma. Gel çocuğundan özür dile, gel bir yıl boyunca nasıl acılar çektirdiysen, hiçbir insanın yaşayamayacağı acılar yaşattın. Bir insafa gel de sus ve cezanı çek. Soruyorum size hangi cani bu derece savunulur. Bunu savunurken neden suçlu bu çocuğu suçlu konumuna getirdiniz, sanki sağlıklıymış konumuna getirdiniz. O kadın tutuklandığından beri torumun hiçbir rahatsızlığı yok. Vücudunun hiçbir yerinden kan gelmiyor, bir tarafları şişmiyor, bilincini kaybetmiyor. Ama ne var, verdiği izleri taşıyor. Torunum mu suçlu, sen ‘cani’yi savunurken torunumu yerle bir ediyorsun. Savunulur ama mağdur kişi bu kadar yok sayılmaz. Sanki sağlıklıymış konumuna getirdiniz” diye anlattı.