Antalya’da çocuğunu kaçırdığı iddia edilen anne, evladının babası tarafından istismar edildiğini iddia ederek suç duyurusunda bulunmak için çocuğunu vermediğini söyledi. Anne, velayeti babasında olan kız çocuğunun devlet koruması altına alınmasını istedi. Antalya’nın Alanya ilçesinde 2016 yılında evlenen Yeliz ve Fred çifti bir süre sonra anlaşamayarak boşanma kararı aldı. Boşanma davası devam ederken baba Fred P., eşi hakkında suç duyurusunda bulunarak çocuğunun velayetini aldı. Haftada bir gün çocuğu görme hakkı bulunan anne Yeliz P, 5 yaşındaki kızı E.P, ile son görüşmesinde kızının tedirgin davranışlarından şüphelendi. Kızı E.P’nin kendisine istismar edildiği yönünde söylemlerde bulunduğunu ileri süren anne Yeliz P, kızını görüş süresi bitiminde ise babasına vermedi. Daha sonra ise E. P, tekrar baba Fred P’ye verildi. “Babada suçlu, çocuğum devlet koruması altına alınsın”
4 gün sonra avukatıyla savcılığa gittiğini söyleyen anne Yeliz P, “En son çocuğumu aldığımda psikolojik olarak sıkıntıları olduğunu anladım. Çocuk her şeyden korktuğu için ‘Anneciğim ne oldu? Bana her şeyi anlatabilirsin’ dedim. Daha sonra çocuğum bana başından geçenleri anlattı. Bende çocuğun istismar edildiğini öğrendim. Bu durum hakkında nasıl suç duyurusunda bulunabilirim diye düşündüm. Avukatımla görüştüm. Avukatımda hafta sonu olduğu için bir işlem yapamayacağımızı, hafta içi suç duyurusunda bulunabileceğimizi söyledi. Suç duyurusunda bulundum. Savcılık talimatıyla Antalya Çocuk İzleme Merkezine gittik. Orada çocuğun ifadesi alındı. Elimizde raporlarımız var. Çocuk babasının yanında istismara uğradığını, babasının bu duruma göz yumduğunu anlattı. Savcılık çocuğun devlet koruması altına alınacağını söyledi ama Alanya’ya geldiğimizde çocuk babasına teslim edildi. Ben devletimden yardım istiyorum. Eğer ben hatalıysam, suçluysam yargılamam devam ettiği için bana verilmiyorsa babada suçlu. Babanın gözetimi altındayken bu istismar oluyor. Benim çocuğumu devlet koruması altına alsın” dedi. “Sosyal Hizmetlerin alması gereken çocuk dönüş yolunda her ne olduysa babaya verildi”
Annenin avukatı olan Neslihan Çan Türkmen, uzun zamandır bir hukuk mücadelesi içinde olduklarını belirterek, “Başta çocuk olmak üzere de annesi de bu mücadelenin mağdurlarıdır. Tabi ki çocuğun mağduriyeti akıl almaz boyuttadır. Bu sürecin başlangıcında yabancı babanın bazı alkol problemleri olduğu için ve alkol bağımlılığı tedavisini yarıda bıraktığı için kafasında bazı hikâyeler uydurmasıyla anneye ve annenin bir arkadaşına çocuğun istismar edildiği iddiasında bulunmasıyla bir süreç başladı 2020 yılında. Bu sürecin başlamasıyla birlikte müvekkilim aklanmış ve hakkında verilen takipsizlik kararı kesinleşmiş olsa da aile mahkemesi tedbiren velayeti babaya vermiş oldu. Aradan geçen süreçte Adalet Bakanlığı’nın yeni düzenlemesiyle birlikte Alanya’ya kurulan çocuk teslim merkezlerinin aktif hale gelmesiyle biz çocuğu düzenli olarak görmeye başladık. Çocukla yapılan son görüşmede, çocuk babasının arkadaşı tarafından cinsel istismarda bulunulduğunu belirtmiştir. Müvekkilimde bundan şüphelenerek doğrudan Alanya Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunmuştur. Alanya Cumhuriyet Başsavcılığı çocuğu Antalya’ya sevk etmiş ve Çocuk İzlem Merkezinde çocuğun ifadesinin uzmanlar eşliğinde alınmasını istemiştir. Şayet babası veya babasının bir arkadaşı tarafından bir istismar şüphesi varsa Sosyal Hizmetlere çocuğun gönderilmesiyle ilgili talimat vermiştir. Biz çocuğu götürdük ve ifadesi alındı. Şu anda burada söyleyemeyeceğim çok ciddi istismar iddiaları olduğu ortaya çıkmıştır. Bu iddialar neticesinde Sosyal Hizmetlere alınması ve orada gözetim altında tutulması gereken çocuk her nasıl olduysa dönüş yolunda babaya teslim edildi” ifadelerini kullandı. “Asıl amacımız çocuğun güvenliğidir”
Türkmen, yargıya güvenlerinin devam ettiğini vurgulayarak, “Şu aşamada tabi ki de yargıya olan güvenimiz devam ettiği için aile mahkemesinin anne hakkında sonuçlanmış bir soruşturmaya rağmen çocuğun velayetinin tedbiren babaya verilmesine bizim bir itirazımız yok. Çünkü asıl amacımız çocuğun güvenliğidir. Burada yapılması gereken çocuğun beyanları sonucunda Sosyal Hizmetlere verilmesiyken, alkol bağımlısı olan ve alkol tedavisini yarıda bırakan yabancı uyruklu babaya çocuğun teslim edilmesi vicdana aykırıdır” şeklinde konuştu.