Diyabetli çocukların yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmeleri amacıyla aktif bir şekilde çalışan Düzce Üniversitesi Hastanesi Çocuk Diyabet Merkezi, bölgesinin en önemli referans merkezi olma özelliğini taşıyor. Türkiye’de sertifiye olan iki merkezden biri olan Düzce Üniversitesi Çocuk Diyabet Merkezi, binden fazla hastanın takip ve tedavisini yürütüyor.
Düzce Üniversitesi Hastanesi Çocuk Diyabet Merkezi hakkında bilgi veren Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu, Düzce Üniversitesi Hastanesi’nde 2007 yılından bu yana çocuk diyabet izlemi yapıldığını belirtti. Merkezin birkaç yıl içinde hem izlemdeki hasta sayısı, hem diyabet ekibinin yapısının gelişerek günümüzdeki konumuna ulaştığına dikkat çeken Prof. Dr. Arslanoğlu, “Hastanemiz bölgede yeni tanı alan, ağır tablodaki diyabetli çocukların en çok yönlendirildiği merkez. Bu olgular ağır tablodan çıktıktan sonra yoğun bir eğitim alıyorlar. Ayrıca ayaktan izlemde poliklinik, danışmanlık, eğitim tekrarı ve motivasyon hizmeti veriliyor. İnsülin pompası ve glikoz sensörü takılması seri biçimde yürütülüyor” dedi. “İnsülin pompası konusunda en yüksek uygulama sayısına ulaştık”
Merkezin en önemli ilkelerini; ulaşılabilirlik, kolaylaştırıcılık ve esneklik olarak açıklayan Prof. Dr. Arslanoğlu, “Çocuk diyabet tedavisindeki en güncel bilimsel bilgileri içselleştirmenin yanı sıra deneyim birikimimiz sayesinde yaklaşımımızı bireysel gereksinimlere göre özelleştirebiliyoruz. Ayrıca diyabet bakımını yalnızca bize başvuran değil, kontrolden koptuğu bilgisi bize gelen her olguya, gerekirse adresine kadar giderek ulaşmaya çalışıyoruz. Güncel bilgiler demişken, ülkede diyabet teknolojileri, özellikle insülin pompası konusunda en yüksek uygulama sayısına ulaştığımızı söyleyebiliriz. Bir de teletıp diyebileceğimiz, elektronik ortamda diyabet izlemi ve desteği hizmetini en yoğun uygulayan merkez olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu çabaların bir hedefi de çocuklar ve aileleri kendi kendine yetebilir hale getirmek” şeklinde konuştu. “Diyabet bakımımızın kalitesi yükseldi ve ekibin işlevselliği arttı”
Çocuk diyabet ekibinin; bir çocuk endokrinolojisi öğretim üyesi, bir uzman öğrenci, üç diyabet eğitim hemşiresi, iki sosyal hizmet uzmanı ve bir diyetisyen olmak üzere sekiz kişilik ekipten oluştuğunu dile getiren Çocuk Endokrin Uzmanı Prof. Dr. Arslanoğlu, “Ancak yalnızca iki diyabet hemşiremiz tam zamanlı olarak çocuk diyabeti alanında çalışmaktadır. Kasım ayında hizmete giren yeni çocuk diyabet birimimiz fiziksel alt yapısıyla diyabet bakımımızın kalitesini yükseltti ve ekibin işlevselliğini arttırdı. Birimde bulunan çocuk aktivite odası hem çocukların gün boyu eğlenceli vakit geçireceği, hem de modüler tasarımıyla diyabeti yaşayarak öğreneceği bir mekan olarak düşünüldü. Bu odada müzik enstrümanları, basket potası-dart, oyuncaklar, ev, okul, restoran, bahçe, market, hastane, mutfak simülasyonları bu amaçlara hizmet etmektedir. Görüşme odasında kullanılan teknolojilerin çözümlemesi yapılarak bireysel görüşmeler gerçekleşmektedir. Danışman hemşire odasında online hizmetler sürdürülmektedir. Eğitim salonu ve toplantı odasında da grup eğitimleri ve etkileşim toplantıları yapılmaktadır” ifadelerine yer verdi. “Birçok il için çocuk diyabet referans merkeziyiz”
Düzce Üniversitesi Hastanesi Çocuk Diyabet Merkezi’nin 8 il için referans merkezi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Arslanoğlu, “Ancak İstanbul, Ankara, hatta güney ve doğu illerimizden de zaman zaman öneri üzerine gelenler oluyor. Kayıtlı çocuk diyabetli sayımız bin 100 civarında. 2021 yılı boyunca pandemiye ve çoğu hastamızın teletıpa yönlendirilmesine rağmen 514 ayakta, 60 yatarak diyabet tedavisi yapılmış. Sayısı dört olan ve 200-250 şer katılımcısı bulunan WhatsApp destek gruplarımızda her gün ortalama 30 başvuruya yanıt verilmektedir” dedi. “Türkiye’de sertifiye olan iki merkezden biri”
Diyabetin, tedavinin yanında yoğun psikososyal destek ve yaşam koçluğu gerektiren bir hastalık olduğuna vurgu yapan Çocuk Endokrin Uzmanı Prof. Dr. Arslanoğlu, sürekli sayısı artan özverili yöntemler geliştiren bir ekip olduklarını ifade etti. Merkez olarak gerçekleştirdikleri faaliyetleri aktaran Prof. Dr. Arslanoğlu, “Kamplar, yerel diyabet bakımına yönelik gezici etkinlikler, ev-okul ziyaretleri, halk konferansları, gençlik buluşmaları, online toplantılar, özel gün kutlamaları, ağaç dikme-çöp toplama gibi çevreci etkinlikler, yürüyüşler, kültür gezileri bunlara bazı örnekler. Ayrıca ekibimiz ulusal düzeydeki birçok danışmanlık konseyine ve çalışma grubuna aktif politika üreticisi olarak katılmakta, bilimsel toplantılarda da bildiri ve sunumlarla katkı sağlamaktadır. Aile hekimleri, iş yerleri, eğitim kurumları, aile ve sosyal hizmetler müdürlüğü gibi kurumlara eğitim hizmeti verilmektedir. Son olarak valiliklerin yürüttüğü glikoz sensörü destek kampanyalarına aktif katkı sağlanmıştır. Sosyal hizmet ekibimiz sosyal analiz yaparak gereken durumlarda resmi kurumları destek için harekete geçirmektedir, ayrıca birebir aile danışmanlığı hizmeti vermektedir. Bu arada dünyadaki tek çocuk diyabeti kalite ve sertifikasyon inisiyatifi olan SWEET’e 2017 yılında başvurduktan sonra 2018 de sertifiye olduk, 2019 da Avustralya ile en hızlı ilerleyen merkez seçildik. SWEET’te dünyadan 100 küsur, Türkiye’den bizimle birlikte 2 merkez bulunmaktadır” ifadelerine yer verdi. “Çocuklarınıza sağlıklı beslenme, hareket ve sağlıklı çevre alışkanlığı edindirin”
Prof. Dr. Arslanoğlu, Çocuk Diyabet Merkezi olarak gelecekte modüler çocuk diyabet eğitimini geliştirmeyi ve patentlendirmeyi, hastalarımızın metabolik iyilik ölçütü ortalamasını İsveç gibi örnek ülkeler düzeyine çekmeyi hedeflediklerini belirtti.
Çocuk diyabetinin modern yaşam alışkanlıkları nedeniyle yaygınlaştığı yönünde gözlemler olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Arslanoğlu, açıklamasını “Pandemi dönemi de bu yönde olumsuz etkiler yapmıştır. Ailelere çocuğun doğumundan itibaren sağlıklı beslenme, hareket ve sağlıklı çevre alışkanlığı edindirmelerini öneririz. Mevcut çocuk diyabeti olgularının en iyi şekilde izlenmesi için bu konuda öne çıkan merkezlerin bakanlık düzeyinde desteklenmesi, denetlenmesi ve koordinasyonu gerekmektedir” diyerek sözlerini sonlandırdı.