Türkiye'de binlerce kişinin ölümüne ve büyük korkuya neden olan deprem, üniversite müfredatını da etkiledi. İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü, can güvenliğini artırmak adına evlerin içini tasarlarken de gerekli önlemlerin alınması gerektiğinden yola çıkarak, üçüncü ve dördüncü sınıfta öğrencilere 'Depreme Dayanıklı İç Mekanlar' dersinin verilmesini kararlaştırdı.
Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 10 şehrimizde yıkıma yol açan depremlerde, birçok kişi de üzerine düşen eşyalar ya da kaçış sırasındaki çarpmalar nedeniyle yaralandı. Deprem, ev içindeki yaşam alanlarının tasarlanmasından eşyaların sabitlenmesi ve konulacağı yere kadar birçok konuda önlemler alınması gerektiğini gösterdi. İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü, öğrencilere bu alanda geniş bir şekilde eğitim vermek amacıyla harekete geçerek 'Depreme Dayanıklı İç Mekanlar' konusunun ders olarak öğrencilere sunulmasını kararlaştırdı. Bir sonraki öğretim döneminden itibaren üçüncü ve dördüncü sınıfta okuyan İEÜ'lü gençler, 'Depreme Dayanıklı İç Mekanlar' dersini seçerek bu alanda detaylı bir eğitim alabilecek.
"Birkaç yıl sonra binlerce kişinin oturacağı evleri tasarlayacak gençlerimizi çok iyi eğitmeliyiz"
İEÜ İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Emre Ergül, ev içinde alınacak basit önlemlerin bile hayat kurtarabildiğine dikkat çekti.
Ergül, "Depreme dayanıklı, sağlam binalar yapmak inşaat mühendislerinin konusu; ancak iç mimar olarak bizlerin de evlerin içini daha güvenli hale getirmek noktasında yapacaklarımız var. Eşyaların ev içinde durduğu yerler çok önemli. Dolapların, cam çerçevelerin, sarsıntı sırasında üzerimize düşerek bize zarar verebilecek eşyaların sabitlenmesi gerekli. Bir diğer önemli konu ise, evlerin içinde sivri köşelerin bırakılmaması. Mutfakta, yatak odasında ya da salondaki sivri köşeler sıkıntı oluşturabiliyor. Deprem dışında bile özellikle yaşlılarımız ve çocuklarımız için bu durum risk. Ev içinde alan açmak ya da manzarayı genişletmek için yıkılan duvarlar, depremde binanın dayanım gücünü azaltabiliyor. Her duvarı istediğimiz gibi, izinsiz olarak yıkamayız. Asma tavan yapıyoruz ama bunu çengelle tutturuyoruz. Aslında bu tavanı daha sağlam, sarsıntı esnasında düşmeyecek şekilde tutturmalıyız. Bunlar gibi dikkat etmemiz gereken birçok husus var. Birkaç yıl sonra binlerce kişinin oturacağı evleri tasarlayacak gençlerimizi çok iyi eğitmeliyiz" dedi.
Doç. Dr. Ergül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dersimiz çerçevesinde gençlerimize sadece teorik eğitim vermeyeceğiz. 'Depreme Dayanıklı İç Mekanlar' dersimizde, öğrencilerimizden maketler halinde tasarımlarını sergilemelerini de isteyeceğiz; yani öğrendiklerini, uygulamaya dökmelerini sağlamış olacağız. Bugüne kadar çeşitli derslerin içinde elbette güvenli iç mekanlar konusunu işledik; ayrıca öğrencilerimize iç yapı bütünlüğünü ifade eden 'strüktür analizini' de yaptırıyoruz. Üniversite olarak bizler, daima daha iyiye, öğrencilerimize verilen eğitimin daha da geliştirilmesine odaklanmalıyız. İhtiyaçlar ve talepler doğrultusunda eğitimimizi güncellemeliyiz. Bu çerçevede fakülte olarak, depreme dayanıklı iç mekanlar konusunun ayrı bir ders olarak, en geniş bir şekilde işlenmesinin yararlı olacağı fikrinden yola çıktık ve müfredata bu dersi dahil ettik. Öğrencilerimiz, önümüzdeki seneden itibaren bu dersi seçmeli olarak alabilecek."