Gambiya Devlet Başkan Yardımcısı Badara Joof, tahıl koridoru anlaşmasının ihtiyaç halindeki milletlerin sorununa çözüm getirdiğini belirterek, Türkiye'ye övgülerde bulundu.
Joof, Anadolu Ajansının (AA) global iletişim ortağı olduğu, İslam Ticareti Geliştirme Merkezi (ICDT) ile İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) iş birliğinde düzenlenen Dünya Helal Zirvesi ve 9. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Helal Expo Fuarı'nda AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye ve Gambiya'nın çok yakın ilişkilere sahip olduğunu ve cumhurbaşkanları nezdinde daha önce karşılıklı ziyaretler yapıldığını hatırlatan Joof, "Güvenlik, tarım, eğitim ve sağlık gibi birçok alanda işbirliğimiz var. İkili ilişkiler açısından bu işbirliklerini gelecekte derinleştirme fikrimiz var. Bu sebeple Cumhurbaşkanı'mızı temsilen şu anda Türkiye'deyim." dedi.
"TÜRKİYE'NİN DESTEĞİYLE GIDADA KENDİNE YETEN BİR ÜLKE OLABİLİRİZ"
Joof, Gambiya'nın tarımsal üretimde ciddi bir potansiyele sahip olduğuna dikkati çekerek, "Ancak yatırım ve teknoloji eksikliği mevcut. Bu sebeple şirketlerin Gambiya'ya gelmesi konusunda istekliyiz." dedi.
Türkiye'de düzenlenen zirvenin etkileyici olduğunu belirten Joof, teknolojik destek verebilecek Türkiye'nin yardımıyla, gıda güvenliğini sağlamak açısından kendi kendine yetecek bir ülke olabileceklerini söyledi.
Joof, tahıl koridoru anlaşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oynadığı rolün önemine vurgu yaparak, şunları kaydetti:
"Gambiya halkı adına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Rusya-Ukrayna arasında imzalanan tahıl koridoru anlaşmasında yaptığı aracılıktan ötürü tebrik ediyorum. Bu anlaşma sayesinde o tahıla ihtiyaç duyan milletler beslenebiliyor. Bu çok büyük bir insani hareket. Bunlar, ancak güçlü bir liderin güçlü öngörüleriyle yapabileceği şeyler. Bu savaşta, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çok önemli şeyler yaptı. O söz konusu anlaşmayı sadece Türkiye, Rusya, Ukrayna için değil dünyanın geri kalanı için de yaptı." dedi.
"ASKERLERİN GÖREVİ SİYASET DEĞİL"
Batı Afrika'da son yıllarda peş peşe görülen darbeler hakkında da değerlendirmede bulunan Joof, "İçinde bulunduğumuz durum çok talihsiz. Batı Afrika'nın kaderi, AK-47 namlusunun ucuna bağlı değil ama güçlü politikalara, güçlü kurumlara bağlı. Askerlerin görevi siyaset değil, onların rolü ülkenin güvenliğini ve egemenliğini sağlamak." ifadelerini kullandı.
Yönetimi devralan askerlerin bazen ülkeleri politikacılardan daha kötü bir hale soktuklarını hatırlatan Joof, silahla yapılan siyasetin ülkeyi kalkınma alanında daha geri götürdüğüne değindi.
Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğunun (ECOWAS) bölge ülkelerine karşı aldığı yaptırım kararlarını desteklediklerini belirten Joof, benzer bir durumun 2017'de kendi ülkelerinde yaşandığını, eski başkanın seçimi kaybettiği halde iktidarı bırakmaması sonrası ECOWAS'ın müdahalede bulunduğunu hatırlattı.
Joof, Topluluğa bağlı ülkelerde anayasaya uygun şekilde egemenliğin sürdürülmesini sağlamanın ECOWAS'ın amaçlarından biri olduğunu dile getirdi.