Irak’ta yaşanan siyasi kriz iç çatışmaya dönerken, ülkede bölünme tehlikesi ortaya çıktı. Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın ve Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, son gelişmeleri gazetemize değerlendirdi.
"FİİLEN BÖLÜNMEYE GİDEN BİR IRAK GÖRÜYORUZ"
Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın "2003’ten sonra gelinen noktadaki uyuşmazlık, hükûmetin bir şekilde kurulamaması. Mevcut anayasa hükümlerine göre başbakanın Şii Iraklılardan seçilmesi gerekirken İran yanlısı kuvvetler hükûmeti ele almaya kalkınca Sadr kuvvetleri buna karşı çıktı. Geçen ekim ayından bu yana da iktidarsızlık hat safhaya ulaştı. Parlamentonun işgalinden sonra gelinen noktada bugün artık fiilen bölünmeye giden bir Irak görüyoruz" dedi.
"BUNU SAVUNAN TÜRKİYE'DEN BAŞKA BİR ÜLKE DAHA YOK"
"Bu noktada Türkiye’yi yakından ilgilendiren bazı konular var" diyen Prof. Dr. Caşın, "Birincisi, Türkiye, Irak ile ilişkileri çok iyi bir devletti, bu ilişkiler zayıfladı. İkincisi, Türkiye’nin güvenliği değişti. Yani, İran-Irak savaşından palazlanan PKK, burada Akdeniz’e açılan bir PKK koridoru içerisine girmeye çalıştı ve Türkiye de bunu önlemek için hem Irak’ta hem de Suriye’de askerî harekâtlar yapmak suretiyle karakollar kurdu. Türkiye, Irak’ın toprak bütünlüğünü her zaman savundu. Dünya üzerinde Irak’ın toprak bütünlüğünü savunan bir ülke daha yok. Örneğin İran, burada nüfuzunu artırmak istiyor, Irak üzerinden Haşdi Şabi kuvvetlerini Suriye’ye sevk ediyor. ABD’liler ve Ruslar çekildikten sonra rejim askerlerini sınırımıza İran uçakları taşıdı. Bu bölgede İran’ın, İsrail’in, ABD’nin, İngiliz petrol şirketlerinin kavgası var" ifadelerini kullandı.
"IRAK BÖLÜNÜRSE SIRA SURİYE, TÜRKİYE VE İRAN'A GELECEK"
"Orta ve uzun vadeli gelişmelere baktığımızda Türkiye, Irak’ta PKK terör devletine izin vermeyecektir. Gerekirse askerî kuvvet kullanacaktır" diyen Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın şu ifadeleri kullandı:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deklare ettiği ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ formülüyle burada terörle mücadelenin devam edeceğini düşünüyorum. Diğer taraftan, Türkiye’nin Irak’la bir kavgası yok. Iraklı Türkmenlere ve diğer Yezidi halklara desteğimiz devam ettiği gibi, Türkiye bunun bir mezhepsel bölünmeye dönüşmesine de müsaade etmeyecektir. Unutmayalım ki 400 sene huzur ve barış içinde yaşayan bu topraklarda tekrar barışın tesis edilmesinde Türkiye, Irak’ın yanındaki en güvenilir ve önemli dostudur. Bugünkü cari uyuşmazlığın arkasında büyük bir plan var. Yani, Büyük Orta Doğu Projesi’nin bugünkü ‘böl ve yönet’ mekanizması. Eğer bugün Irak bölünürse sıra Suriye, Türkiye ve İran'a gelecektir.
TÜRKİYE BİRİNCİ DERECEDE HAK SAHİBİ
Prof. Dr. Refik Turan ise "Irak devletinin oluşumunda Türkiye, iki önemli devletten birisi. Birisi İngiltere, diğeri de Türkiye. 5 Haziran 1926’da Ankara Antlaşması imzalandı. Bu anlaşma mucibince Irak sınırı ortaya çıkarıldı. Aynı zamanda bu, Irak’ın statüsünü bu şekliyle kabul eden bir anlaşmaydı. Anlaşmanın içinde ‘Bu anlaşma sona erince Türkiye’ye şu veya bu haklar doğar’ mahiyetinde herhangi bir madde yok ama uluslararası hukukun bazı devletlere tanıdığı hukuki yorumlar ve hükümler var. O çerçevede, hiç şüphe yok, Türkiye’ye doğan haklar var" dedi.
"1926’dan sonra ara ara Irak ile yapılan anlaşmalar çerçevesinde, Irak’taki Türkiye’yi tehdit eden güvenlik meselelerinde Türkiye, bu anlaşmalar mucibince Irak’a giriyor" diyen Turan, şu ifadeleri kullandı:
Bunlar tamamen hukuki. Çünkü Irak, sınırları koruyamıyor ve o zaman da koruma hakkı Türkiye’ye doğuyor. Bu çerçevede doğan haklar olabilir. ‘Türkiye, Irak’a girebilir’ diye doğrudan bir hüküm vermek doğru olmaz ancak Türkiye’nin en azından kendi güvenliği açısından birtakım hakları olacaktır. Türkiye, uluslararası hukuk ve uluslararası ilişkiler uzmanlarımızca tayin edilecek çerçevede, hükümler mucibince bu hakları kullanacaktır. Burada birinci derecede hakların doğacağı devlet, Türkiye’dir. Ayrıca, 28 Ocak 1920’de Türkiye’nin dünyaya ilan ettiği Misak-ı Millî kararları var. Bu çerçevede Türkiye’nin bir de Misak-ı Millî’den doğan hakları bulunuyor. Irak’ta da, Suriye’de de, Batı Trakya’da da var.