İslam tarihinin en büyük fetihlerinden biri olarak gösterilen Diyarbakır’ın fethi, beyaz perdeye taşınıyor. Filmin yapımcılığını üstlenen Abdülkadir Aslanoğlu, projeden elde edilecek gelir ile Diyarbakır’da bir okul yapılacağını söyledi.
Mekke, Şam ve Kudüs’ten sonra İslam tarihinin kronolojik olarak en büyük fetihlerinden biri olarak gösterilen Diyarbakır’ın fethi, ilk defa beyaz perdeye aktarılıyor. Hazreti Ömer’in halife olduğu dönemde, Halid bin Velid’in önderliğindeki 8 bin kişilik İslam ordusu tarafından fethedilen Diyarbakır’ı konu alan filmin 110 ülkede vizyona girmesi planlanıyor. Filmin yapımcısı Abdülkadir Aslanoğlu, filmin gişe gelirleriyle Diyarbakır’da okul yapılacağı müjdesini de verdi. “Diyarbakır’ın sahabe eliyle fethedilen bir İslam beldesi olduğunu bütün dünyaya duyuracağız”
Filmin yapımcısı tarih araştırmacısı Abdülkadir Aslanoğlu, “İslam tarihinin kronolojik açıdan 4’üncü büyük fethinden bahsediyoruz. Mekke’nin fethi Hz. peygamber (Sallallahü teala aleyhi ve sellem) eliyle, Şam’ın fethi Hz. Ebubekir( r.a.) eliyle vuku bulmuştur. Ondan sonra Kudüs’ün fethi Hz. Ömer’in ( r.a.) döneminde cereyan etmiştir. İslam tarihinin kronolojik açıdan en büyük 4’üncü fethi o dönem Bizans’ın İstanbul’dan sonra en önemli merkezlerinden biri olan Diyarbakır’ın fethi olmuştur. Miladi 639 yılında Hz. Ömer’in hilafet makamında oturduğu bir esnada Şam’dan hareket eden 8 bin kişilik bir İslam ordusu Diyarbakır önlerine gelir. Ordunun başında Allah Resulünün (Sallallahü teala aleyhi ve sellem) ashabından İyaz bin Ganm, Halid bin Velid, Muâz bin Cebel, Mâlik el-Eşter (radıyalalahü teala anhüm ecmain) gibi namlı sahabelerden oluşan bin kişilik bir sahabe kadrosu vardır. Bu 8 bin kişilik İslam ordusu, Bizans’ın o dönem İstanbul’dan sonraki en hayati ve en stratejik noktalarından biri olan Diyarbakır’a gelmiş ve Diyarbakır Kalesi’ni 7 ay muhasara etmişlerdir. İslam ordusunun Şam’dan kalkıp Diyarbakır’a intikal etmesi o dönemin şartlarında 60 günlük bir yürüme mesafesini ifade eder ki bu başlı başına bir destandır. Nihayet 7 aylık bir muhasaradan sonra Halid bin Velid’in savaş stratejisi sayesinde Diyarbakır, Bizans’ın elinden alınır ve İslam topraklarına katılmış olur. Şimdi İslam tarihinin 4’üncü büyük fethini ifade eden bu olağanüstü hadiseyi ilk defa biz beyaz perdeye taşıyıp bütün dünyaya Diyarbakır’ın sahabe eliyle fethedilen bir İslam beldesi olduğu gerçeğini duyuracağız” ifadelerini kullandı. “Yapacağımız bu çalışma, Çağrı filminin devamı niteliğinde bir çalışma olacak”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, filmle ilgili olumlu yorumlarda bulunduğunu belirten yapımcı Aslanoğlu, “3 yıl önce böyle bir karar aldık. Maalesef duyulmamış, bilinmeyen bu olağanüstü hadisenin beyaz perdeye taşınmak suretiyle dünyaya duyurulması gerektiği fikri oluştu bizde. Payitaht Abdülhamid dizisinin senaristi Uğur Uzunok Bey’e senaryosunu yazdırdık, muhteşem bir senaryo oldu. Senaryomuz Kültür Bakanlığının onayından geçti ve senaryoyu, filmin içeriğini ve muhtevasını ifade eden dosyayı sayın Cumhurbaşkanımıza taşıdık. Sayın cumhurbaşkanımız çalışmanın güzelliği ve değeri karşısında hayran oldular, takdirlerini ifade ettiler. İslam tarihiyle alakalı yapılan en önemli prodüksiyon ‘Çağrı’ filmi olmuştu. Bizim şu anda yapacağımız bu çalışma bir nevi Çağrı filminin devamı niteliğinde bir çalışma olacak” şeklinde konuştu. “Film, 110 ülkede vizyona girecek”
Çalışmaların 3 yıldır devam ettiğini vurgulayan yapımcı Aslanoğlu, “Çekimlerin büyük bir bölümü Kocaeli’nde, bir kısmı İstanbul’da, az bir kısmı da Diyarbakır’da olacak. Bu film bittikten sonra Türkiye’de ve Dünya’nın 110 ülkesinde vizyona girecek ve bu sayede biz Türkiye’ye, Dünya’ya ve bütün İslam alemine Diyarbakır’ın yani ülkemizin sınırları içerisinde var olan bir vilayetin sahabe eliyle fethedilen bir şehir olduğu gerçeğini duyurmuş olacağız ve bu sayede Diyarbakır ve o arada Türkiye, Dünya çapında bir ziyaret lokasyonu haline gelecek. Yaklaşık 3 yıldır çalışmalarımız devam ediyor. Hem oyuncu kadrosu hem yönetmen hem senarist açısından Türkiye’nin en başarılılarından oluşan bir kadroyu vücuda getirmiş olduk. Yaklaşık 2 ay içinde fiziksel olarak çekimlere başlayacağız. Çekimler muhtemelen 3 ay kadar sürecek. 3 ay da bu işin kurgusu sürerse takriben 6 ayda filmimiz Türkiye’de ve Dünya sinemalarında vizyona girmiş olacak” ifadelerinde bulundu.
Filmin gelirlerinin önemli bir projede kullanılacağını belirten Abdülkadir Aslanoğlu, “Bu filmin gişe gelirleriyle de Diyarbakır’da muazzam bir okul yapacağız. Dolayısıyla hem çok önemli bir kültür hizmeti olmasının yanında aynı zamanda çok büyük bir sosyal sorumluluk projesi olma özelliğini de ihtiva edecek. Bu filmin başından beri manevi açıdan mihmandarı ve mimarlığını yapan İçişleri Eski Bakanı Abdülkadir Aksu Bey’e de buradan teşekkür bir borç bilirim” dedi.