Türkiye Dağcılık Federasyonu Eskişehir İl Temsilcisi Fahrettin Öncel, yaz mevsiminin yaklaşması ile beraber doğaseverlerin de ekipmanlar için hazırlıklara başladıklarını söyledi.
Doğaseverler tarafından kamp ve dağcılık ekipmanlarının artık hazırlanmaya başladığını ifade eden Türkiye Dağcılık Federasyonu (TDF) İl Temsilcisi ve Eskişehir Dağcılık İhtisas Kulübü Başkanı Fahrettin Öncel, dağcılık faaliyetlerinin 12 ay sürdüğünü fakat en hareketli mevsimin ise yaz azlarıyla beraber başladığını dile getirdi. 30 yıldır hem sağlığını hem de doğayı korumak için dağlara gönül verdiğini söyleyen Öncel, Eskişehir’deki doğasever gruplarla beraber her hafta sonu günü birlik gezintilere çıktıklarını ve onun dışında ise federasyonun organizasyonlarına katıldıklarını belirtti. Eskişehir coğrafyasını, Sündiken ve tepe noktası 1826 metre olan Türkmen Dağları’nın çizdiğini aktaran Öncel, “Bu kent, fazla yüksek olmamasına rağmen kamp ve tabiat adına yürüyüş yapmak için müthiş bir yöreye sahip” dedi.
“Önce güvenlik çünkü dağ, orada her zaman duruyor”
Dağcılığa başlama yaşı olmadığını aksine çocukların doğa ile erkenden tanışması gerektiğine vurgu yapan sporcu Öncel, “Hiking ve trekking dediğimiz kampçılık etkinliklerimizde gözlemlediğimiz en büyük sıkıntı, insanların kondisyon olarak yetersizliği olabiliyor. Bunun haricinde ise düşmeden, kaymadan ve burkulmalardan dolayı zaman zaman ufak çaplı sakatlıklar yaşayabiliyoruz. Ama dağcılıktaysa tabi ki çok tehlikeli anlar yaşayabiliyoruz. Özellikle yüksek irtifa tırmanışlarında ölümlü kazalar gerçekleşebiliyor ne yazık ki. Biz de önemli olan temel şudur; kendi güvenliğimiz, ekip arkadaşlarımızın güvenliği ve ekipmanların güvenliği. Yani, her şeyden önce güvenlik. Çünkü dağ, orada her zaman duruyor” dedi.
“Dağcılıkta hareketlerin kısıtlanmaması çok önemlidir”
“Dağcılık için olmazsa olmaz, ayakkabıdır” diyen Fahrettin Öncel; “Biz dağcılar, vibram tabanlı botlar giyeriz. Fakat yürüyüş içinse yumuşak ayakkabılar giyilebilir. Aynı şekilde doğa yürüyüşlerine uygun pantolonlar giyilmelidir. Çünkü bu sporda hareketlerin kısıtlanmaması çok önemlidir. İlaveten vücudumuzda katman olarak ter tutmayan ve çabuk kuruyabilen kıyafetler tercih edilmelidir. Ayrıca, hangi mevsim olursa olsun çantamızda mutlaka yağmur suyu geçirmeyecek bir kıyafet bulundurmalıdır” şeklinde konuştu.
“Türkiye’de kaliteli ve bilinçli dağcıların sayısı giderek artıyor”
Türkiye’de kaliteli ve bilinçli dağcıların sayısının giderek arttığını ifade eden Eskişehir İl Temsilcisi Öncel, “Eskiden Nasuh Mahruki, Tunç Fındık, Uğur Uluocak ve İskender Iğdır gibi sınırlı sayıda uluslararası sporcularımız vardı. Şu ansa hali hazırda 7 bin ile 8 bin metrelik irtifalara tırmanabilen dağcı arkadaşlarımız mevcut. Fakat ekonomik sorunlar, bu branşta da etkisini gösteriyor. Örneğin; ekipmanlar ve yol masrafları, sporcularımızı zorlayabiliyor” diye belirtti.
“Eskişehir’de bir tane bile yapay spor tırmanış duvarı yok”
Eskişehir’in, üç üniversiteyi bünyesinde barındıran bir kent olmasına rağmen bir tane bile yapay spor tırmanış duvarına sahip olmadığına dikkat çeken tecrübeli dağcı Öncel, konuyla alakalı olarak sözlerine şu şekilde devam etti:
“Spor tırmanış, en son Tokyo Olimpiyatları’nda yarışılan ve bir o kadar da dünyada ilgi gören bir branş. Fakat ne yazık ki, bu şehirde olmaması biz dağcıları üzüyor. Gerek temel seviye eğitimleri gerekse normal tırmanış eğitimlerimize devam edemiyoruz. Açıkçası bu konuda bir devlet desteği bekliyorum. Ancak yaz aylarında Karakaya’larda kaya tırmanışlarımız ile bu işi idare edebiliyoruz. İnsanlarda pandemiden sonra doğaya ve dağcılığa karşı merak giderek arttı. Önceden 15’şer kişilik yürüyüş gruplarımızın mevcudu şu an ortalama olarak 60’larda seyrediyor. Bu ilgiye karşı biz de elimizde geldiğince insanları dağcılıkla alakalı olarak seminerler verip, lisanslandırma gayretindeyiz.”