Kocaeli'de 4'üncüsü gerçekleştirilen Kartepe Zirvesi'nin üçüncü gününde konuşmacı olarak katılan Yazar Alev Alatlı, "Biz Türkler şehir kurarken gökyüzünü referans alırız. Toplumun sosyolojik yapılanmasını göre evler yapılır. Bizim şehirlerimiz bozkıra atılan bir avuç darı gibidir. Dünyayı örnek almayın, şehri betona gömmeyin, aklınızı başınıza alın. Türkiye'nin şehir planlaması yaparken eskiden olduğu gibi doğu kültürünü örnek alması gerekiyor" dedi.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “Dirençli Şehirler ve Şehrin Dönüşümü” temasıyla bu yıl 4'üncüsü düzenlenen Kartepe Zirvesi'nin üçüncü gününde oturumlar devam etti. Ayşe Böhürler'in moderatörlüğünde gerçekleşen oturuma yazar Alev Alatlı telekonferans ile katılım gösterdi. Programda "Şehirler ve Sosyal Adalet" konusu ele alındı. Şehrin planlanmasında her şeyden önce etik değerlerin ele alınmasını gerektiğini söyleyen Yazar Alev Alatlı, "Bir şehri oluştururken inançlar pek konuşulmaz. Şehircilikten bahsederken etik insani değerlerin ele alınması gerekir. Sürekli Eski Yunan tarihini konuşuyoruz. Eski Yunanca'da kent, siyaset kelimesinden gelir. Eflatun ve Aristo'ya göre şehirler, toplumsal olarak ayrıştırılmış ve ayrıştırıcı olması gerekmektedir. Bu ünlü filozoflar, ayrıcalıklı bir kesim için düşünür. Atina'nın başlıca rakibi Roma'dır. Roma'ya asalak şehir derler. Aklınıza gelen her şey dışarıdan gelir. Yoksulların cesetleri çöpe atılır. Roma sömürü kültürünün başladığı yerdir. Sonra Fransız aydınlanması hümanizm bir hükümet yerleştirir. Kilise siyasi gücünü kaybeder. 3. Napolyon Fransa'nın güç kazandığı dönemde yoksul insanların suç odaklarını barındırdığını düşünür. Mahzenler gibi yerlerde bodrum katlarında yaşarlar. Dünyada hayran olduğumuz şehirlere bakınız. Fransızların dokunduğu her yerde bir Fransız binası görürsünüz. Biz Türkler şehir kurarken gökyüzünü referans alırız. Toplumun sosyolojik yapılanmasını göre evler yapılır. Bizim şehirlerimiz bozkıra atılan bir avuç darı gibidir. Dünyayı örnek almayın, şehri betona gömmeyin, aklınızı başınıza alın. Türkiye'nin şehir planlaması yaparken eskiden olduğu gibi doğu kültürünü örnek alması gerekiyor" dedi.
“Şehir bir sermayenin enstrümandır”
Müzik ve mimariyi ilişkilendiren Türkiye Tasarım Vakfı yönetim kurulu üyesi Celaleddin Çelik, “Şehri, Dünya'ya biçim verme olarak değerlendirebiliriz. İnsanın konumlandırılışı şehri oluşturuyor. Şehri biz dünyaya bir fiziksel şekil vermek için oluşturmak zorundayız. Gerçek budur zannedip inanmaya başladığımız şeylerden vazgeçtiğimiz zaman düzelecek. İnsan her şeyin üstünde ve gelişen her şeye anlam katacak bakış açısıdır. Müzikle ilişkilendirdiğimde bugün batı müziğinde ses aralığı iki eşit parçaya bölünür. Bu durumu doğu müziklerinde ara sesi kareli defter mantığıyla açıklayamayız. Toplumsal adaleti ilgilendiren her meselenin bir mekânsal sorunu var. Toplumsal ilişkiyi şehir düzeninden bağımsız konuşmak mümkün değil” diye konuştu.