Memur Sen Antalya Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Eyüp Bülent Miran, 12 Eylül darbesinin 44’üncü yılında yaptığı açıklamada, Milli iradenin eksiksiz bir şekilde tecellisi, özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması için darbelerle hesaplaşılması ve 12 Eylül Anayasası’ndan kalan hükümlerin değiştirilmesi gerektiğini savundu.
Memur Sen Antalya Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Eyüp Bülent Miran, 12 Eylül darbesinin üzerinden tam 44 yıl geçtiğini ancak etkilerinin hissedildiğini dile getirdi. Miran, “12 Eylül darbesi Türkiye’nin bağımsızlığına ve özgürlüğüne kastetmiş, ülkeyi Amerikan’ın operasyonlarına açık hale getirmiştir. Toplumun hemen hemen bütün kesimlerinin büyük bir kapatılmaya maruz bırakıldığı 12 Eylül darbesi ile birlikte terör örgütlerinin önünün açıldığını bugün hepimiz çok iyi biliyoruz” dedi.
Başkan Miran, 12 Eylül rejiminin ağır sonuçları olduğunu hatırlattı. Miran, “Darbe ile birlikte; 7 bin kişi hakkında idam istendi, 517 kişiye ölüm cezası verilirken Askeri Yargıtay 124 kişinin idam cezasını onayladı ve bir sağdan bir soldan diyerek 50 kişi idam edildi. 650 bin kişi gözaltına alındı.1 milyon 683 bin kişi fişlendi. 210 bin dava açılırken, 230 bin kişi sıkıyönetim mahkemeleri tarafından yargılandı. 171 kişi de işkenceciler tarafından öldürüldü. Darbe ürünü 82 Anayasası ile birlikte darbenin sürekliliği sağlanmıştır. 82 Anayasası, demokrasinin kılıcı gibi milletin başında uzun yıllar sallanıp durmuştur. 28 Şubat 1997’de gerçekleşen postmodern darbesinin zeminini 82 Anayasası oluşturmuştur.2000’li yıllarda milli iradeye karşı her kalkışmanın zemini de işte bu darbe anayasasıdır” dedi. Miran sözlerini şöyle sürdürdü: “12 Eylül darbesinin başaktörü Kenan Evren “Müdahaleye karar vermeden bir yıl boyunca düşündük" derken, İkinci Ordu Komutanı Orgeneral Bedrettin Demirel de “Müdahaleden önce bir yıl düşündük, bir yıl önce planladık ama şartların olgunlaşmasını bekledik.” diyerek, şu meşhur “darbenin olgunlaşması” sürecinin itirafında bulunuyorlardı. Emir komuta zinciri içinde gerçekleştirilen darbede Evren’le birlikte ülke yönetimine el koyan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat Tümer ve Jandarma Genel Komutanı Sedat Celasun ülkeyi tam bir açık hava hapishanesine çevirdiler. Darbeci ekip kendisini Millî Güvenlik Konseyi olarak tanımladı. MGK, 7 Aralık 1983 tarihine kadar varlığını sürdürürken oluşturdukları sistem on yıllarca Türkiye’nin geleceğini şekillendirdi. Buna rağmen, milletimiz, darbelerle hesaplaşmasını ve darbe anayasalarının şekillendirdiği yasakları aşmasını hep bilmiştir. Ne var ki, Türkiye’yi emperyalizmin kodlarına mahkum eden ve en son 15 Temmuz’da kendini gösteren darbe zihniyetinin tortularının tam anlamıyla temizlenmesi gerekmektedir. Büyük Memur Sen ailesi olarak diyoruz ki, milli iradenin eksiksiz bir şekilde tecellisi ve özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması, Tam bağımsız Türkiye için 12 Eylül Anayasasından kalan hükümlerin de değiştirilmesi elzemdir.”