Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, “İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik çok boyutlu bir meseledir. Bu meseleyi en çok hak ve nesiller arası adalet boyutuyla ele almalıyız. Böylelikle bizi başarıya götürecek en önemli aktör olan insanlığın vicdanını yeniden ayağa kaldırabiliriz” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı destekleriyle Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi Konferans Salonu’nda düzenlenen "Sürdürülebilir Kalkınma Ekseninde Döngüsel Ekonomi ve Sıfır Atık Mavi" programında konuştu. Dünyanın, sürdürülebilirlik kavramı etrafında bir dönüşüm sürecine adım attığını dile getiren Erdoğan, bu sürecin, hayatın istisnasız her alanının değişmesi gerektiğini söylediğini ifade etti. “Türkiye artık uluslararası arenada kilit ortaklardan biridir”
Programda konuşma yapan Emine Erdoğan, “Dünyamız sürdürülebilirlik kavramı etrafında bir dönüşüm sürecine adım attı. Bu süreç hayatınızın istisnasız her alanına değişmesi gerektiğini söylüyor. İnsanlığın bugün ve yarın barış ve refah içinde yaşaması, sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle dünyamızı korumamıza bağlıdır. Bildiğiniz gibi iklim değişikliği tüm ülkelerin ve uluslararası platformların ana gündem maddesidir. İnsanlık olarak durduğumuz bu kritik dönemeçte ortaya koyacağımız işbirliği gelecek için belirleyici olacaktır. Türkiye olarak iklim değişikliği mücadelemizde son derece kararlı olduğumuzu belirtmek istiyorum. Geçtiğimiz kasım ayında Paris İklim Anlaşmasına taraf olarak bu mücadeledeki konumumuz daha da güçlendirdik. Türkiye artık uluslararası arenada kilit ortaklardan biridir. Bu müşterek soruna insanlığın tek bir büyük bir aile, dünyanın ise bu ailenin evi olduğu anlayışıyla yaklaşıyoruz” dedi. “Bugüne kadar 138 bin ton deniz çöpü toplandı. 103 bin tonu plastik”
“Kıyı bölgelerinde artan nüfus, sanayileşme, aşırı avlanma ve denizcilik faaliyetleri deniz kirliliği ve ekosistemlerin tahribatı noktasında küresel bir sorundur” diyerek konuşmasını sürdüren Emine Erdoğan, “Bildiğiniz gibi deniz kirliliğinin yüzde 80’i karasal kirleticilerden oluşuyoruz. Barcelona Sözleşmesi kapsamında yapılan çalışmalar Akdeniz havzasının günde yaklaşık 730 ton plastik ile kirletildiğini ortaya koyuyor. Akdeniz’de yüzen atığın yaklaşık yüzde 95 ve deniz tabanındaki çöpün yüzde 50’si plastik atık. Aynı şekilde plajlardaki deniz çöplerinin yüzde 60’ı tek kullanımlık çöplerden oluşuyor. Deniz çöplerinin azaltılması ve toplumsal farkındalığın artması için Sıfır Atık Mavi projemizi bir seferberlik anlayışıyla başlattık. Tüm vatandaşlarımız STK’larımız ve medyamız hem projeye sahip çıktılar, hem de önemli katkılar sundular. Bu güne kadar 138 bin ton deniz çöpü toplandı. Üzülerek söylüyorum ki bunun 103 bin tonu plastik. Bu gün 324 kıyı tesisinde atığı alınmamış tek bir gemi dahi bırakılmıyor. Denizcilik atıkları uygulamasıyla gemi ve tekneler 7/24 online takip ediliyor. Denizlerin temizliğinin bir göstergesi olan mavi bayraklı plaj sayımız 2002 yılında 151 iken, bu gün bu sayı 531’e çıkmış durumda” diye konuştu. “İklim değişikliği ve sürdürülebilirlikle ilgili meseleyi hak ve nesiller arasındaki adalet boyutuyla ele almalıyız”
İklim değişikliğiyle ve sürdürülebilirlikle ilgili insan vicdanının yeniden ayağa kaldırılması gerektiğini söyleyen Emine Erdoğan, “Biyolojik çeşitlilik ve doğal kaynakların, tarihi ve kültürel değerlerin gelecek kuşakları ulaştırabilmek için yoğun çalışmalar yürütülüyor. 19 bölge özel çevre bölge koruma bölgesi ilan edildi. Dünyanın tüm inançlarında tabiat insanın yuvası, ana vatanıdır. İnsan sadece maddi değil, manevi ihtiyaçlarını da doğadan karşılar. Anadolu toprakları yüzyıllarca u anlayışa ev sahipliği yapmıştır. Medeniyetimiz sadece bize değil, tüm dünyaya zengin bir çevre ahlakı miras bırakmıştır. Bu miras doğayı korumakla yetinmemiş, ihya etmiştir. Dünyanın ilk ve en mükemmel çevre nizamnamesi ve ilk hayvan hastanesi, doğaya ve mahlukata atanmış sayısız vakıfı bu coğrafyanın üründür. İhtiyacımız olan zihinsel dönüşümün tüm medeniyetlerin tabiatla kurduğu ahlaklı ilişkinin ihya edilmesine bağlı olduğunu düşünüyorum. İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik çok boyutlu bir meseledir. Bu meseleyi en çok hak ve nesiller arası adalet boyutuyla ele almalıyız. Böylelikle bizi başarıya götürecek en önemli aktör olan insanlığın vicdanını yeniden ayağa kaldırabiliriz” şeklinde konuştu. Program sonunda Emine Erdoğan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ve katılımlar aile fotoğrafı çekildi. Programa bazı üniversitelerden akademisyenler de katıldı.