Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar, Portekiz’in Estoril kentinde 28’incisi düzenlenen EUREKA Küresel İnovasyon Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, iş dünyasının pandemi sonrası ortaya çıkan küresel ekonomik belirsizliklere karşı uluslararası işbirliğine gitmesi gerektiğini söyledi. Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar, Portekiz’in Estoril kentinde 28’incisi düzenlenen EUREKA Küresel İnovasyon Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, iş dünyasının pandemi sonrası ortaya çıkan küresel ekonomik belirsizliklere karşı uluslararası işbirliğine gitmesi gerektiğini söyledi. Avrupa Birliği tarafından yeni teknoloji ve projelerin geliştirilmesi için oluşturulan EUREKA çatısı altında enerji alanındaki Ar-Ge faaliyetlerini sürdüren EUROGIA topluluğunun başkanlığını yürüten Pınar, toplantıda özel sektör adına Türkiye’yi temsilen yer aldı. Toplantıya AB ülkelerinden çok sayıda bakan, büyükelçi ve AB temsilcisi katıldı. Konuşmasında Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin yanı sıra Portekizli büyük şair Lus Vaz de Cames’den alıntılara da yer veren Pınar, Eureka İnovasyon Zirvesi’nin iş dünyasının farklı yönlerini temsil eden unsurlarını bir araya getirmesinin uluslararası iş birliklerinin gelişmesi açısından çok yararlı olduğunu belirterek şunları kaydetti: “Tüm ülkeleri ve sektörleri etkileyen sorunların iklim, enerji, iletişim ve dijitalleşme gibi farklı boyutları arasında küresel bir geçiş söz konusu. Sorunlar küresel ölçekte olduğundan ortaya koyacağımız çözümler de uluslararası iş birliğiyle şekillenmeli. İş dünyasının pandemi ve küresel ekonomideki belirsizlikler sonrası oluşan yeni iklime uyum sağlaması için küresel iş birliği ve kolektif yaklaşımların gelişmesi gerek. Mevlana’nın da şiirinde belirttiği gibi, Dünle beraber gitti cancağızım, Ne kadar söz varsa düne ait, Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.” Pınar, bu nedenle sektör liderlerini, akademisyenleri, start-up’ları ve sivil toplumu bir araya getiren etkinlikte bulunmayı önemsediklerine değinerek, “Enerji Sektörünün bir temsilcisi olarak, Eureka’nın sanayi odaklı yönünün bizim için önemli olduğuna inanıyorum. Çünkü, her sektörün kendine özgü dinamikleri ve beklentileri var. Aynı zamanda EURAGIA başkanı olarak, uluslararası enerji topluluğumuzla yaptığımız istişarelerde bu dönüşümün geleceğine uyum sağlamak üzere sektörün ihtiyaçlarına vurgu yaptığımızı da belirtmek isterim” dedi. “Yeni normali anlamak için yeni kavramlar kullanmalıyız”
Dünyanın pek çok farklı etkiye bağlı olarak çok süratli bir dönüşüm sürecinden geçtiğinin altını çizen Pınar, “Küresel trendlerden bahsederken, değişken (volatile), belirsiz (uncertain), karmaşık (complex) ve muğlak (ambigious) kelimelerinin kısaltması olan “VUCA” kavramını kullanırdık. Ancak bu modelden artık sağlıklı bilgi elde edemiyoruz. Aksine, siyaset, ekonomi, savaşlar, pandemi ve hayatın pek çok başka birleşeni gibi deneyimlerle VUCA kısaltmasının temsil ettiğinden çok daha büyük zorluklarla yüz yüze kaldık. Dolayısıyla, bu türbülanslı zamanların ürettiği bir kısaltma, BANİ ortaya çıktı. Yeni dönemin koşullarını daha iyi ifade eden bu yeni kavram ise kırılgan (brittle), kaygılı (anxious), doğrusal olmayan (non-lineer) ve anlaşılmaz (incomprehensible) sözcüklerini temsil ediyor. Bani ile birlikte artık ne olup bittiğini tanımlamamızı ve kavramamızı sağlayan yeni bir lisanımız oldu. Bu lisan, bize üzerine inşa edebileceğimiz ve yeni yaklaşımlar geliştirebileceğimiz bir zemin sundu. Bu büyük şansı kullanarak elimizdeki seçenekleri birlikte keşfetmeliyiz. Portekiz’de yer alan ve Avrupa kıtasının en batısı olarak kabul edilen Roka Burnu’nda inşa edilmiş anıtın kitabesi üzerine işlenmiş Portekizli büyük şair Lus Vaz de Cames’in sözlerini hatırlayalım. İşte burası Karanın bittiği ve denizin başladığı yer” şeklinde konuştu. “Geleneksel iş modelleri işlevini yitirdi”
Eski iş modellerinin geçiş dönemlerinde çalışmaz hale geldiğini ve yeni yaklaşımlara ihtiyaç olduğunu belirten Murat Pınar şunları aktardı: "Şu son derece açık ki BANİ eksenindeki dönüşüm sürecinden dünyanın bugün kullanmakta olduğumuz kaynakları ciddi şekilde etkilendi. Bu dönüşümün sürükleyicisi olan unsurlar ise 5D şeklinde ifade ediliyor. Açılımına baktığımızda 5D’nin içinde merkezsizleşme (decentralization), dijitalleşme (digitalization), karbonsuzlaşma (decarburization), demokratikleştirme (democratization) ve serbestleşme (deregulation) kavramlarını görüyoruz. Bu terimler yalnızca sanayi ve sosyo-teknik yapıyı değil aynı zamanda kurumsal şirketlerin ana faaliyet alanlarını ve kendilerine dair bilgilerini de değiştirdi. Ayrıca, geleneksel iş modellerinin bu tür geçişlerde artık işe yaramadığı ve hizmet odaklı yeni yaklaşımların ekonomik fırsatları yakalamada ve iş yönetiminde avantaj sağladığı giderek daha net anlaşılıyor. İşte bu yüzden, sürdürülebilir bir gelecek için inovatif teknolojilerden yararlanarak düşük karbon enerjisi pazarını geliştirmeli; üretimi, rekabetçiliği ve çevresel duyarlılığı artırmalıyız”.