USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

'Erdem Bayazıt'sız 16 yıl! Vefatının sene-i devriyesine özel etkinlik...

Edebiyatımızda 'Yedi Güzel Adam'dan biri olarak bilinen şair Erdem Beyazıt için vefatının 16. sene-i devriyesinde anma etkinliği düzenlenecek.

'Erdem Bayazıt'sız 16 yıl! Vefatının sene-i devriyesine özel etkinlik...
03-07-2024 23:37
Google News

5 Temmuz 2008'de hayata gözlerini yuman 'Yedi Güzel Adam'dan Adil Erdem Bayazıt için İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından Topkapı Sarayı'ndaki Alay Köşkü'nde özel bir anma etkinliği düzenlenecek. 

5 Temmuz 2024 Cuma günü saat 14:30'da başlayacak etkinliğe edebiyat dünyasının tanınmış isimleri Ahmet Murat Özel, Furkan Çalışkan, Mustafa Akar katılacak. 

Etkinlik, Alay Köşkü Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi'nde gerçekleşecek. 

ADİL ERDEM BAYAZIT KİMDİR?

Adil Erdem Bayazıt, 18 Aralık 1939’da Kahramanmaraş’ta dünyaya geldi. İstiklal Ortaokulu’ndan sonra, Kahramanmaraş Lisesi’nde eğitim alan Bayazıt, öğrencilik yıllarında şiirle tanıştı.

Henüz lisedeyken, arkadaşları Cahit Zarifoğlu, Nuri Pakdil, Rasim ve Alaeddin Özdenören'in çıkardığı "Hamle" dergisinin birkaç sayısında yer aldı. Bayazıt, yine Pakdil'in yayına hazırladığı mahalli "Hizmet" gazetesinde sanat ve edebiyat sayfası hazırladı.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde üniversite eğitimine başlayan şair, daha sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne geçiş yaptı.

1963 yılında vatani görevini yerine getirdi ve askerlik bitince Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne kaydoldu.

Erdem Bayazıt, Kahramanmaraş İl Halk Kütüphanesi'nde 1967-1972 arasında müdür olarak çalıştı. Ayrıca o yıllarda edebiyat öğretmeni olarak da görev yaptı. Akabe Yayınları'nın ve Mavera dergisinin yönetimini üstlendi. Akabe’nin İstanbul’a taşınması nedeniyle yeniden memurluğa döndü.

Çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı da yapan Bayazıt'ın ilk şiirleri 1958'de 'Hamle' dergisi ve 'Gençlik' gazetesinin sanat ekinde, sonraki şiir ve yazıları ise "Büyük Doğu", "Edebiyat", "Mavera" ve "Yedi İklim" dergilerinde yayımlandı.

Edebiyat çevrelerinin 'Yedi Güzel Adam'dan biri olarak andığı ve 'Mavera' dergisinde de yazı işleri müdürlüğü görevini yürüten şairin "Sebeb Ey" isimli ilk şiir kitabı, 1972'de edebiyatseverlerle buluştu.

Bayazıt, ayrıca Kahramanmaraş milletvekili olarak girdiği TBMM'nin 18. Dönem çalışmaları boyunca Milli Eğitim ve Çevre Komisyonları'nda görev aldı.

Şairin, Müslümanların emperyalizme başkaldırışını yansıtan şiirleri büyük ilgi gördü. O her zaman şiirde fizik ötesi, tarih ve günlük hayatın yansımalarının görülmesi gerektiğini savundu.

 

Şiirlerinde mesajı ön planda tutan, şiir anlayışını öncelikle "Büyük Doğu" ve Sezai Karakoç'la biçimlendiren şairin kaleme aldığı son şiirlerini Akabe Yayınları, "Risaleler" adı altında 1987'de kitaplaştırdı.

Bazı şiirleri İngilizce'ye de çevrilen Erdem Bayazıt, 1981'de Şenol Demiröz, Yücel Çakmaklı, Ahmet Bayazıt, Çetin Tunca, Halil İbrahim Sarıoğlu ve Necdet Taşçıoğlu'ndan oluşan ekiple, Pakistan başta olmak üzere İran, Hindistan ve Afganistan'ı gezdi.

Bayazıt, yaptığı bu iki aylık gezide izlenimlerini "İpek Yolundan Afganistan'a" adlı eserinde topladı.

Daha sonra İstanbul'a yerleşen, modern Türk şiirinin usta şairlerinden Erdem Bayazıt, akciğer kanseri sebebiyle 69 yaşındayken 5 Temmuz 2008'de İstanbul'da vefat etti.

ERDEM BAYAZIT ŞİİRLERİ

BULMAK

Bir an kayboldun gibi yaşadım kıyameti

Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti

Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma

Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma

Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından

Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından

Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde

Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde

Bir ışık bir kelebek biraz çiçek biraz kuş

Yeni bir ülke yüzün ellerimde kaybolmuş.

Bir an kayboldun gibi yaşadım kıyameti

Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti

Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma

Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma

Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından

Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından

Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde

Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde

Bir ışık bir kelebek biraz çiçek biraz kuş

Yeni bir ülke yüzün ellerimde kaybolmuş.

SEBEP EY!

Ürperir tabiat üfleyince rüzgarı derin gök soluğu

Ulu ses dokununca çarka

Düşer ölümün gölgesi eşyaya.

Başlar esyada hareket kurtulmak icin kendinden

Daha öteye gecmek icin arınmak gibi elbiseden

Yakalar ölümsüzlüğün sonsuz ipini

Sonra ses olur

Zamanın idrak incisi ses döner döner döner de

Yönelir sebebe

Sebeb ey

Sesi damarla çizer

Mutlak sözü damarda kanla çizer

Uzar bir göz ağrısının gecesi uçsuz bir nehir gibi

Bir bebeğin ilk hecesi düşer ağzından ansızın ve bulur

Sonra toprak sıkışır sıkışır taşar da renk olur tarla da

Güneşin çarpılmış elçisi van gong´la gelir önümüze

Portakalla yayılır karanfilde tutuşur karar kılar denizde

Renk denizde karar kılan ebedi tarla olur.

Renk başkaldırırken helezonlar çizerken ses

Som fatih su fetheder tabiati

Döner döner dögünür eritir dağlari yobaz kayaları

Daha der sığmaz kabına yönelir göğe teslim olur

Ve düşerken toprağa çağırır

Sebeb ey

Her sabah bütün bitkiler iştahlı bir çocuktur

Emer emer emer toprak anayı

O sultan hazinesi o hep veren sonsuz cömert anayı

Yeşil hayat kırmızı hareket sarı sabır emer

Ve beyaz iman çizer sesini

Tamamlar kavisini

Sebeb ey!

YOK GİBİ YAŞAMAK

Boğuk bir bakışın oluyor senin

Bir girdap derinliğinde kayboluyor gibiyim

Yok gibi yaşamak bu kalkıp kurtulmak gibi kalabalıktan

Durma bana türkü söyle Anadolu olsun

Susuz dudak gibi çatlak olsun

Karanfil gibi olsun kara çiçek gibi solgun yüzün

Durmadan akıyor kalbim ayaklarına bana karanlık bakma

Ağıyorum bir karanlık karayel saçlarına

Çekme ülkemden nar yangını gözlerini

Beni bu kentten kurtar beni yalnız ko git beni

Arıyorum arıyorum o ilk çağ ırmaklarında sedef ellerini

Susmam seni ürkütmesin içimde çağlar var bilmelisin

Katı bir yalnızlık bu bilmelisin

Kaçmam kendimi bulmam ben senden yoksunum iyi bilmelisin.

Şu yalnızlık çıkmazında önümde niye sen varsın

Niye her şey bir anda kayıyor sen kayıyorsun

Kalbim niçin bu kadar yabancı sen niye yoksun

Bir sam yüklü geceleri içimden atamıyorum

Niye bunları bir anda unutamıyorum

Hadi tut elimden gök gibi ölü kadar yalnızım.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Karikatürler