USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Dünya

Esed'e Türkiye'yle ilgili 3 şart

Türkiye-Suriye ilişkilerinin olası normalleşmesi gündemdeki sıcaklığını korurken, Haber7 yazarı Mehmet Acet; Esed rejiminin inandırıcı olması için atması gereken 3 adımı köşesine taşıdı.

Esed'e Türkiye'yle ilgili 3 şart
25-08-2022 09:59
Google News

Kanal 7 Ankara Temsilcisi ve Haber7 yazarı Mehmet Acet, olası Türkiye-Suriye yakınlaşması ve Erdoğan-Esed görüşmesini "Esed rejimiyle siyasi ilişki kurmanın zemini var mı?" başlıklı köşe yazısında değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her şeyden önce 9 milyon Suriyeliyi katliamlardan koruyarak/kurtararak gelecek nesillere büyük bir hikaye bıraktığını belirten Acet; üst düzey bir Türk yetkiliden işittiği "Rusya ve İran, Türkiye'nin Suriye'de kazanımlar elde etmesini istemiyor" cümlesini köşesine taşıdı.

Bu ifadenin ne anlama geldiğini açan Haber7 yazarı, "Görünür alandaki fotoğrafa baktığımızda Esed rejimiyle siyasi ilişki tesis edilmesi, Erdoğan'ın Esed'le görüşmesi Türkiye'ye ne sağlayacak sorusunun ikna edici bir cevabı bulunmuyor" diyerek, Esed rejiminin inandırıcı olması için atması gereken 3 adımı belirtti.

İşte Acet'in yazısının tamamı:

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu evvelsi gün katıldığı Haber Global yayınında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Beşar Esad'ın Şangay Toplantısı'nda yapılacak üçlü zirvede bir araya geleceği iddiasını yalanladı.

Çavuşoğlu, "Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Esad Şangay'daki zirvede görüşecek mi" sorusuna, "Böyle bir şey yok. Esad oraya davetli değil" şeklinde bir cevap verdi.

Esed rejimiyle siyasi ilişki olur mu olmaz mı meselesine birazdan geleceğim ama önce bazı doğruları yerli yerine koyalım.

Beşar Esed derken, mezhepçi yönetimini ayakta tutmak için kendi halkını katleden, (Suriye'de 11 yıl içinde 600 binden fazla insan rejim tarafından katledildi) kendi şehirlerini bombalayıp taş devrine çeviren, ülkede yaşayan 20 milyon kişinin 12 milyonunu mecburi göçe zorlayan eli kanlı bir despottan söz ediyoruz.

Bir başka deyişle çağımızın eline en fazla kan bulaşmış diktatörü.

Bu yalın gerçeği, "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beşar Esed'le ne zaman el sıkışacak" diye bekleyen güruha sık sık hatırlatmak lazım.

Zira, onların gözünde, o kadar katliam yapan Esed değil de, onun elini bu nedenle sıkmaktan imtina eden Erdoğan haksız durumda.

Yine onların gözünde Erdoğan, Esed'in elini sıkınca kendi hatasından dönmüş olacak, pes etmiş olacak, yemin billah edip bir daha böyle bir hataya düşmeyeceğini ilan etmiş olacak.

Erdoğan nefreti böylesi bir acımasız noktaya kadar getirmiş durumda o güruhu.

ERDOĞAN 9 MİLYON SURİYELİYİ KATLİAMDAN KORUYARAK/KURTARARAK GELECEK NESİLLERE ÇOK DEĞERLİ BİR HİKAYE BIRAKTI

Esed rejimiyle siyasi ilişki olur mu meselesine gelmeden önce burada da şu türden doğruları yerli yerine koyalım:

Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye, 3,7 milyonu bizim kendi topraklarımızda olmak üzere 9 milyona yakın Suriyeliyi Esed'in katliamlarından koruyarak ya da kurtararak geleceğe çok değerli bir hikaye bırakmış oldu.Bu, vicdan sahibi olan herkesin nezdinde böyle olacak, böyle kalacaktır.Erdoğan karşıtları ne kadar kirletilirse kirletilsin, bu hikaye bu şekilde geleceğe taşınacaktır.

ÜST DÜZEY TÜRK YETKİLİ: RUSYA VE İRAN TÜRKİYE'NİN SURİYE'DE KAZANIMLAR ELDE ETMESİNİ İSTEMİYOR

Şimdi gelelim deminden beri sözünü ettiğim meseleye.

Yani, Türkiye ile Esed rejimi arasında siyasi ilişkiler yeniden tesis edilir, üst düzey görüşmelerle bunun yolu açılır mı meselesine.

Dış politika ve uluslararası ilişkilerin, Türkiye'ye özgü insani ve vicdani boyutu dışındazamanlı olarak reel politik ve menfaatler üzerinden yürüdüğü gerçeğini göz önüne getirdiğimizde, böyle bir seçeneğin olması doğaldır.

Son dönemde, Birleşik Arap Emirlikleri ile, Suudi Arabistan'la, İsrail'le ilişkilerde yaşanan normalleşme sürecinin arka planında da böyle bir durum söz konusu.

Ama bu süreçlerin hepsi, "karşılıklı kazanımlar" üzerine inşa edildi, gelişti.

Esed rejimiyle siyasi ilişki tesis etmenin yolu da ancak böyle bir zemin, yani Türkiye'nin de taleplerinin karşılanabileceği bir zemin oluşursa mümkün olabilir.

Peki, bu anlamda ikili ilişkilerin normalleşmesinin bir zemini var mı?

Bu soruya cevap verirken önce, görevi icabı bütün bu süreçlerin içinde bulunan üst düzey bir Türk yetkiliden işittiğim bir cümleyi aktarayım:

"Rusya ve İran, Türkiye'nin Suriye'de kazanımlar elde etmesini istemiyor"

Bu ifade ne demek?

Gayet açık aslında.

İran ve Rusya ama özellikle Rusya istemediği sürece, Esed rejimiyle siyasi ilişki tesis edip kendi çıkarlarınız doğrultusunda kazanımlar elde etmenizin mümkünatı yok.

REJİM PKK'NIN ÜSTÜNE YÜRÜR, MUHALİFLERLE ANLAŞMAYA YANAŞIR, TÜRKİYE'DEN SIĞINMACI KABUL EDERSE...

Görünür alandaki fotoğrafa baktığımızda Esed rejimiyle siyasi ilişki tesis edilmesi, Erdoğan'ın Esed'le görüşmesi Türkiye'ye ne sağlayacak sorusunun ikna edici bir cevabı bulunmuyor.

Peki, hangi durumda "ikna edici" bir cevap karşımıza çıkabilir?

Şu üç hususta örneğin;

Esed rejimi somut, pozisyonunu değiştirdiğine dair inandırıcı adımlar atarsa.

PKK/YPG terör örgütüne karşı atağa geçip Türkiye'nin bu konudaki endişelerini gideceği mahiyette adımlar atarsa.Siyasi bir çözüm ve anayasal sürecin ilerlemesi için Türkiye'ye müzahir muhalif grupları taraf olarak kabul edip bu perspektifte somut adımlarla ilerlemeyi taahhüt ederse.Türkiye'de yaşayan sığınmacıların geri dönüşü için iş birliği yapmaya yanaşırsa.

Bu türden başlıklarda somut adımlarla ilerlemeler sağlanırsa, ilişkilerde bir normalleşme süreci görülebilir.

Ama bunun zemini oluşmadan atılacak adımlar, tuzaklarla dolu bir yolda ilerlemekten farksız olabilir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Karikatürler