İstanbul
İHH İnsani Yardım Vakfı ile Etiyopya'ya giderek insani durumu yerinde gözlemleyen İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (İNSAMER) Afrika Uzmanı Dr. Serhat Orakçı, ülkedeki krizle ilgili AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
Etiyopya iç savaşında 1 yıl geride kaldıEtiyopya'da federal hükümetin, ülkenin bir zamanlar önde gelen partilerinden Tigray Halk Kurtuluş Cephesi'ne (TPLF) karşı giriştiği askeri operasyonda 1 yıl geride kalırken çatışmalar nedeniyle artan insani kriz tüm ülkeye yayılıyor.
Geçen sene Tigray bölgesinde başlayan çatışmalar ve insani kriz bugün Afar ve Amhara eyaletlerine yayılarak başkent Addis Ababa'ya kadar yaklaştı.
Çatışmalarda binlerce kişi hayatını kaybederken, net ölü sayısı ise tespit edilemiyor. Milyonlarca sivil, ciddi gıda güvenliği sorunu yaşarken, yüz binlerce kişi de kıtlık benzeri durumla karşı karşıya bulunuyor.
"İnsanlar silahlanmış durumda"
Orakçı, insani açıdan Tigray, Amhara ve Afar olmak üzere 3 bölgede sıkıntı yaşandığına dikkati çekerek "BM ve EHRC, silahlı mücadelede tüm tarafları insan hakkı ihlali yapmakla suçluyor. Taraf ayrımı yapılmadan Etiyopya ve Eritre ordusu ile milis güçler dahil elinde silah olan herkes ihlal yapıyor." dedi.
Basında çıkan katliam haberlerine dair açıklamalarda bulunan Orakçı, "Bu konuda net bir bilgi edinmedim. Etiyopya'da militarize bir ortam var. Afar bölgesindeki her köyde insanlar silahlanmış durumda. Bir yandan gıda ve su diğer yandan da silah arayışı içerisindeler." ifadesini kullandı.
Ülkenin birçok yerinde yerel milislerin oluştuğuna dikkati çeken Orakçı, Eritre ve Etiyopya orduları ile TPLF güçlerinin yerel milislerden destek aldığını, silahlı gençlik örgütlerin kurulduğunu, köy ve yerleşim birimlerinin de kendilerini korumak için silahlı gruplar kurduğunu anlattı.
Orakçı, "Ölenlerin sayısıyla ilgili net bir rakam yok ancak çatışmalar yayıldıkça insani durum da kötüleşiyor. Bazı kasabaları yağmalanmış ve terk edilmiş halde gördük. Çatışmalar kimlikler üzerinden ilerliyor. Bu nedenle rakip etnik gruplar diğer gruplara ait yerlere saldırıyor. Mesela Somalililer Afarlıların bölgesine girmiş ve karşılıklı bazı kasabalar yağmalanmış." diye konuştu.
İnsani kriz ülkenin büyük bir bölümünü etkiliyor
Çatışmaların ilk başlarda Etiyopya-Sudan sınırına yakın bölgelerde çıktığını ve göçlerin daha çok Sudan'a olduğunu belirten Orakçı, bugün gelinen süreçte insani krizin Etiyopya'nın içlerine doğru yayıldığına dikkati çekti.
Orakçı, "Çatışma yaşanan her bölgede göçler yaşanıyor. Dessie ve Kambolcha'dan çok insan göç etti. Özellikle Afar-Amhara sınır hattında da göçler yaşanıyor. İnsanlar güvenli olarak gördükleri alanlara yayılmışlar." şeklinde konuştu.
Çatışmalar arttıkça sahadaki insani yardım örgütlerinin sayısı da azalıyor
BM'ye göre, Tigray'da nüfusun yüzde 90'ına tekabül eden 5,2 milyon kişi insani yardıma muhtaç durumda. Yüz binlerce kişi kıtlık benzeri durumla karşı karşıya bulunurken çatışmalardan en çok etkilenen kesim olan çocuklarda ise akut yetersiz beslenme sorunu gözlemleniyor.
İnsani durumla ilgili bilgi veren Orakçı, "Çatışma yaşanan her bölgede göçmenlerin en temel ihtiyacı gıda. Çünkü milyonlarca kişinin gıda güvenliği söz konusu." dedi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınını hatırlatan Orakçı, hastanelerin zarar görmesi ve sağlık hizmetlerinin verilememesi nedeniyle bu alanda da yardıma ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Ülkedeki arazi şartları, iklim ve su kaynakları yetersizliğinin çatışmalardan kaçanlar için yeni zorluklar doğurduğunu kaydeden Orakçı, acil ihtiyaçlar arasında başta gıda, barınak, içilebilir su, sağlık hizmetleri ve ilaç bulunduğunu aktardı.
Orakçı, çatışmalar arttıkça sahadaki insani yardım örgütlerinin sayısının da azaldığını vurgulayarak, "Uluslararası yardım kuruluşlarının önemli bir kısmı sahayı terk etti. BM'nin alt kurumlarının bazıları faaliyet gösteriyor ancak çatışma grafiği yükseldikçe sahadaki yardım kuruluşlarının sayısı da azalıyor. Bu büyük bir eksiklik olarak duruyor. Ayrıca Türkiye'den de bir yardım kuruluşu sahada bulunmuyor." diye konuştu.
Bölgeye yardım ulaştırmak zorlaşıyor
Çatışmalar nedeniyle Amhara ve Afar havaalanları sivil uçuşlara kapatılırken kara yollarının güvenliği de azalıyor. Orakçı, mücadelenin stratejik yollar üzerinden ilerlediğini ve bu nedenle yolların daha az güvenli hale geldiğini kaydetti.
TPLF'nin Addis Ababa hükümetinin Cibuti ve Eritre ile karayolu bağlantısını kesmek için Afar karayolunu ele geçirmeye çalıştığını belirten Orakçı, "Bu yol stratejik bir konumda ve mücadele buraya kayabilir. TPLF bu yolu kapatarak Addis Ababa'yı baskı altında tutabilir. Bu olursa Afar'daki insani kriz de kötüleşebilir." dedi.
Orakçı, ülkede bir sene önce çatışmalar başladığında siyasi çözümün konuşulduğunu ancak bugün insani yardım konusuna odaklanılması gerektiğini vurguladı.