Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremde yıkılan Ezgi Apartmanı ile ilgili son gelen bilirkişi raporunda binanın tek başına yıkım sebebinin statik projeden kaynaklı hatadan kaynaklandığının açıklanması üzerine Av. Mesut Çakar, “Müvekkillerime kolon kesti diyerek sürekli alıgı operasyonu oluşturuldu, yargı ve bilirkişiler etki altın alınmaya çalışıldı. Gerçekler ortay çıktı ve binanın yıkım sebebi ve kusurlu kişiler açıkça ortaya çıktı” dedi.
Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerde Onikişubat İlçesi’ndeki Ezgi Apartmanı yıkılarak 35 kişi yaşamını yitirdi. Kahramanmaraş Adliyesi 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada tarafların talebi üzerine mahkeme heyeti yeni bilirkişi raporu talep etti. Yeni gelen 96 sayfalık raporda Ezgi Apartmanının yıkım sebebinin, tek başına deprem ve statik projeden kaynaklı olduğu ortaya çıktı.
Bilirkişi raporu hakkında açıklamada bulunan Av. Mesut Çakar, “6 Şubat depremlerinde yaşamlarını yitiren vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Ezgi Apartmanı davası ile ilgili bir yıldır bir soruşturma aşamasındaydı. Savcılık aşamasında Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden rapor alınmıştı. Biz bir yıldan beri biz ve diğer sanıklardan da bu raporun içeriğinin eksik olduğunu, hatalı olduğunu, bir illiyet bağının kurulmadığını yani binanın açıkça yıkım nedenlerinin ne olduğunun belirtilmediğini itirazlarımızı dile getiriyorduk. Dosyada tarafların tüm itirazlarını mahkemece değerlendirilerek mahkeme, Türkiye’nin önde gelen profesörlerinden oluşan birikişi heyete dosyayı tevdi etti. Dosyayı tevdi ederken dosya içerisinde eksik hatalı ve çelişkili gördüğü kısımlarla alakalı hem rapor hazırlanmasını hem de bu soruların cevaplanmasını isteyerek sorular soruldu” dedi. ‘Statik projeden kaynaklı hata tek başına yıkım sebebi’
Ezgi Apartmanının yıkım nedeninin bilirkişi raporunda tek başına yıkım sebebi olacağının belirtildiğini de ifade eden Av. Çakar, “Dosyaya ilgili heyet tarafından bilirkişi raporu geldi. 96 sayfadan oluşan gayet kapsamlı, dosyadaki tüm çelişkileri giderecek mahkemenin binanın yıkımı ile ilgili olarak sormuş olduğu sorulara cevaplar nitelikte bir bilirkişi raporu geldi. Gelen bu bilirkişi raporunun içeriğine bakıldığı zaman bizim bir yıldan beri iddia ettiğimiz yani binanın ilk yapıldığı günden itibaren, binanın statik projesinde ve hesaplarında tasarım hatalarında bir problem olduğunu bir yıldır söylüyoruz. Rapor içeriği incelendiğinde, binanın ana yıkım nedeni olarak öncelikle deprem daha sonra bu binanın statik projeden kaynaklı hatadan dolayı tek başına yıkım sebebi olacağını söylemiştir. Binanın projeden kaynaklı bir ana yıkım olduğu ortaya çıktı. Buna ek olarak binada yapılan kaçak katın yıkıma etki ettiği söylendi. Ayrıca müteahhit tarafından duruşmada kendisinin ikrar ettiği gibi yaklaşık 32 metrekarelik yani 8 metrelik bir perde duvarını kestiğini ve kendisine satış ofisi olarak yaptığını söylemişti bunu da yıkıma etki ettiğini söylemişti. Bilirkişi raporunda bunların tamamı yıkıma etki olarak gösterilmiştir” diye konuştu. ‘Müvekkillerime kolon kesti denilerek algı oluşturulmaya çalışılıyordu’
Müvekkilleri hakkında ‘kolon kesti’ iddialarının asılsız çıktığını ifade eden Av. Çakar, “Bilirkişiler tarafından hazırlanan bu raporda sadece kendi görüş ve kanaatleri baz alınmamıştır. Biz burada bir yıldan beri devam eden hukuk mücadelesinde binanın yıkımına sebebiyet veren kişilerin ortay acıkması yani maddi hakikatin ortaya çıkması için çaba gösteriyorduk. Bir yıldan beri müvekkillerime kolon kesti kolon kesti denilerek algı oluşturulmaya çalışılıyordu. Bu algı ile bilirkişiler ve yargı etkilenmeye çalışıldı. Fakat görüldüğü üzere bizim iddia ettiğimiz söz konusu kolonun bir kolon olmadığını, her hangi bir taşıyıcı özelliğinin olmadığı, her hangi bir akslara bağlantılı olmadığı bunun yukarı doğru devam etmediği yani binanın yıkımına hiçbir etkisi olmadığı hem hocaların görüşü, hem de yapılan sismik performans analizi ile tespit edilmiştir” diye ifade etti.
Bilirkişi raporuna göre müvekkillerinin kusursuz olduğunu da hatırlatan Av. Çakar, “Biz müvekkillerimiz adına hem vicdanen hem de hukuk yönünde her zaman rahat olduğumuzu söyledik. Çünkü kendi araştırmalarımızda da iddia eden şeylerin binanın yıkımına etki olmadığından emin idik. Buda bu gelen rapor ile artık doğrular nitelikte oldu. Müvekkile iddia edilen hususların hiçbir şekilde binanın yıkımına eti etmeyeceği açıkça ortaya çıktı. Gelen bilirkişi raporunun son sayfasında da müvekkiller yönünden her hangi bir eylemlerinin kusurlu olmadığı açıkça ortaya çıktı" dedi.
‘Adalete olan güvencimiz sonsuz’
Hak yerini bulacağını ve adalete olan güvenlerinin sonsuz olduğunu belirten Av. Çakar, “Dosya çerçevesinde binanın yapı sahibi müteahhit ve binanın projesini çizen statik proje müellifi asli kusurlu bulundu. Biz bunu bir yıldır aynı şeyleri iddia ediyorduk. Bunlar bilimsel ve teknik olarak tespit edildi. Biz son gelen bilirkişi raporu ile aklandık diye her hangi bir zafer veya başka bir şey yapmamız mümkün değil çünkü acılarımız büyük. Biz burada binanın yıkımında sorumluları aramaktaydık. Ve son gelen rapor ile de binanın yıkımına sebebiyet veren eylemler ve kimlerin kusurlu olduğu açıkça ortay açıktı. Herkesi kastetmiyoruz fakat bazı kesimler söylediğimiz bu algı operasyonlarını yaparak farklı amaçlar elde etmeye çalışmışlardır bu dosya çerçevesinde. Adalete olan güvencimiz sonsuz. Hak yerini bulacaktır diye ümit ediyoruz” diye konuştu.