Ankara’nın Kalecik ilçesinde bulunan ve ilçeye ismini veren Kalecik Kalesi tüm heybetiyle yerli ve yabancı turistlerin gözdesi konumunda.
Hem savunma yapabilmek hem de yaşam alanı olması için yapılan Kalecik Kalesi, Galatlar ya da diğer bir isimle Keltler tarafından inşa edilmiştir. Kalecik Kalesi’ni inşa eden Galatlar, M.Ö (Milattan Önce) 279 yılında balkanlardan, günümüzde Türkiye içerisindeki Anadolu topraklarında bulunan Galatya’ya (Ankara ve Eskişehir’i kapsayan bölge) yerleşmişlerdir.
Gaziantep Kalesi ve Galler’de bulunan Harlech Kalesi’yle aynı mimariye sahip olan Kalecik Kalesi, bu üç kalenin mimari olarak birbirine çok benzemesi ve aynı amaçlarla inşa edildiği için ‘Üç kız kardeş’ olarak anılıyor. Bu üç kale içerisinde en küçük olmasına rağmen en yaşlı olan Kalecik Kalesi ilçenin girişinde gelen ziyaretçileri tüm heybetiyle karşılamaya ve turistlerin gözdesi olmaya devam ediyor.
Kalecik Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nde görev alan tarihçi İbrahim Bülbül, Kalecik Kalesi’nin Galyalılar tarafından inşa edildiğini ve isminin Kalecik olmasının sebebi benzerliği bulunan diğer kalelerden daha küçük olmasından kaynaklandığını belirterek, “Ankara’nın Kalecik ilçesinin sembolü ve ilçeye ismini veren Kalecik Kalesi Galatlar ya da diğer bir isimle Keltler (MÖ 280-274) döneminde inşa edilmiştir. Roma Döneminde bir teşekkür oluşturuluyor ve garnizon kalesine dönüştürülüyor. Rivayet odur ki Bizans tekfurlarından (Vali) birisi kızına çeyiz hediyesi olarak hazırlamış. Ama kale aslında garnizon kalesidir. İç Anadolu’da milattan önce 278 yılında inşa edilmiş, bu kadar eski ve bu nitelikte bir kale bulmak çok zordur belki de İç Anadolu’da başka bir örneği yoktur. Kalecik Kalesi, Gaziantep Kalesi ve Galler’de ki Harlech Kalesi’ne görünüş olarak çok benzer. Bu bağlamda da bu üç kale için ‘Üç kız kardeş’ derler. Kalecik Kalesi diğerlerinden boyut olarak daha ufaktır ama en yaşlısıdır. Üç kız kardeşin en küçük ama en yaşlı üyesidir” ifadelerini kullandı. “Şehri savunma açısından çok önemli bir konumdadır”
Kalecik Kalesi’nin konum itibarıyla savunma açısından çok önemli bir konuma sahip olduğunu ve 1800’lü yıllara kadar aktif bir şekilde kullanıldığını vurgulayarak, “Şehri savunma açısından çok önemli bir konumdadır. Ankara Kalesi’nden daha ufak olmasına rağmen daha zor bir kaledir. En son aktif kullanıldığı yıllar 1700 ile 1800 yıllar arasında kale olarak kullanıldı ve sonrasında kale niteliğini yitirdi. En son ise Osmanlı İmparatorluğu tarafından kullanılan Kalecik Kalesi ilçenin ve Ankara’nın en önemli simgelerinden birisidir” açıklamalarında bulundu.
Ayrıca, tarihçi ve ilçe sakini olan İbrahim Bülbül, kalenin turizm açısından çok büyük bir öneme sahip olduğunu ve içerisinde arkeolojik kazıların devam ettiğini bu yüzden gelen ziyaretçilerin kazılara sahip çıkması, zarar vermemesi konusunda uyarılarda bulundu.