HÜDA PAR Genel Sekreteri Şahzade Demir, eski Filistin Sağlık Bakanı Basim N. M. Naaim ve beraberindeki heyet ile TBMM'de yaptığı açıklamada; "Hiçbir sınır gözetmeden Gazze'deki insanların üzerine; kadın, çocuk, yaşlı demeden bomba yağdırıyorlar. Siyonist rejim Gazze'nin suyunu ve elektriğini de kesmiş durumda. Çalışan son elektrik santrali de bugün kapandı. Hastaneler, yoğun bakım üniteleri çalışmıyor. Mısır'dan yola çıkan insani yardım konvoyu vuruldu. Bunlar açık bir şekilde savaş suçudur. Cuma günü, 'Cuma Tufanı' adıyla gerçekleştirilecek Filistin'e destek gösterilerine de ülke çapında destek verilmesi çağrısında bulunuyoruz" dedi.
HÜDA PAR Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir, Türkiye'nin Hamas Temsilcisi Musa Akkari, eski Filistin Sağlık Bakanı Basim N. M. Naaim, Sadık Şehitoğlu, Abdallah M. H. Abdulwahed ve Zahir Elbek'ten oluşan Filistin heyetinin de katılımıyla bugün TBMM'de basın toplantısı düzenledi. HÜDA PAR resmi Youtube hesabından "Genel Sekreterimiz Şahzade Demir, HAMAS yetkilileriyle beraber TBMM'de basın toplantısı düzenleniyor" başlığıyla paylaşılan açıklamada Demir, şunları söyledi:
"Bugün basın açıklamamızı Filistin'den gelen misafirlerimizle birlikte yapıyoruz. Kendileri Gazze'de yaşanan insani trajedi hakkında bize bilgi aktarıp Gazzeli kardeşlerimizin beklentilerini ilettiler. Malumunuz olduğu üzere siyonistlerin ablukası altındaki Gazze yoğun bir bombardıman altında. Filistinli kardeşlerimiz oldukça zor durumdalar. 16 yılı aşkın bir süredir abluka altında tutulan Gazze'de büyük bir insani trajediye sebep oldu mevcut durum. Son beş günde siyonistlerin ABD'nin desteğiyle gerçekleştirdiği saldırılar epeyce arttı. Hiçbir sınır gözetmeden Gazze'deki insanların üzerine; kadın, çocuk, yaşlı demeden bomba yağdırıyorlar. Siyonist rejim Gazze'nin suyunu ve elektriğini de kesmiş durumda. Çalışan son elektrik santrali de bugün kapandı. Hastaneler, yoğun bakım üniteleri çalışmıyor. Mısır'dan yola çıkan insani yardım konvoyu vuruldu. Bunlar açık bir şekilde savaş suçudur.
"İNSANLIK GAZZE'DE CAN ÇEKİŞİRKEN İSLAM ÜLKELERİNİN PASİF TAVRI UTANÇ VESİLESİDİR"
Bu durum yeni başlamadı. 1917'de başlayan İngiliz işgaliyle birlikte siyonist terör örgütleri tarafından gerçekleştirilen sistematik terör ve katliamlarla süreç bugüne geldi. Bu süre zarfında Mescid-i Aksa'nın kutsiyetine yönelik saldırılar, sokak ortasında masum sivillerin katledilmesi ve sürekli büyüyen yıkım ve işgal hiç eksik olmadı. Abluka altındaki Gazze, içindeki 2,5 milyon insanla birlikte dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürüldü. Ancak şimdi saldırılar çok daha vahim bir boyuta ulaştı. Ancak saldırılar şimdi çok vahim bir noktaya gelmiş, binalar yerle bir edilmekte, aileler tamamen yok edilmekte ve çok büyük bir soykırım yaşanmaktadır. ABD ve batılı ülkeler blok halinde siyonist rejime tam destek açıkladılar. Buna karşın İslam ülkeleri ya tamamen sessizlik içerisinde ya da katliamdan başka bir şey bilmeyen siyonist rejime sözde itidal çağrısı yapmakla meşguller. İnsanlık Gazze'de can çekişirken İslam ülkelerinin bu pasif tavrı bir utanç vesilesidir.
"SİYONİST İŞGAL REJİMİ İLE FİLİSTİN DİRENİŞİNİ AYNI KEFEYE KOYANLAR SİYONİZMİN EKMEĞİNE YAĞ SÜRMEKTEDİR"
Bilinmelidir ki bu savaş İsrail ile Hamas'ın savaşı değildir. Bu savaş İsrail ile Arap savaşı da değildir. Siyonist işgal rejimi bütün bir İslam ümmetine ve mukaddes değerlerimize savaş açmıştır. Filistin direnişi bütün bir ümmetin izzeti için savaşmaktadır. Kudüs davası, Mescid-i Aksa davası bütünüyle İslam ümmetini ilgilendiren bir davadır. Mescid-i Aksa hepimizin ilk kıblesidir ve orada zulüm gören Filistinliler de hepimizin kardeşleridir. Siyonist işgal rejimi ile Filistin direnişini aynı kefeye koyanlar siyonizmin ekmeğine yağ sürmektedirler. Başta ABD olmak üzere batı dünyası her şart altında siyonist rejime destek vereceklerini açıklarken, İslam ülkelerinin de Filistin direnişine açık ve net bir destek açıklamalarının zamanı gelmedi mi?
"GAZZE'YE İNSANİ YARDIM KORİDORU AÇILMASI VE YARALILARIN TÜRKİYE'DE TEDAVİLERİNİN YAPILMASI İÇİN GEREKLİ TEŞEBBÜSLERDE BULUNULMALIDIR"
Öncelikle gerçekleştirilecek Filistin oturumunda meclis siyonist işgal rejimini ve destekçilerini net ve kesin bir ifadeyle kınamalıdır. Ayrıca meclis, hükümetin iki tarafa da eşit mesafede duran tavrını bir kenara bırakıp Filistin direnişinin yanında net bir tavır almasını istemelidir. Bunun için gereken çağrı yapılmalıdır. Siyonist işgalcilerin saldırıları bir an önce durdurulmalıdır. Bunun durdurulabilmesi için de Meclis olarak elimizden gelen ne varsa yapmak durumundayız. Bu vesileyle cuma günü, 'Cuma Tufanı' adıyla gerçekleştirilecek Filistin'e destek gösterilerine de ülke çapında destek verilmesi çağrısında bulunuyoruz. Türkiye yoğun bombardıman altındaki Gazze'ye insani yardım koridorunun açılması ve yaralıların Türkiye'de tedavilerinin yapılması için gerekli teşebbüslerde bulunmalıdır. İslam ümmeti Filistinli kardeşlerini aç, susuz ve ilaçsız bırakmamalıdır. Filistin'de asıl ve tek sorun siyonist işgaldir ve tek suçlu da siyonist işgal rejimi ve destekçileridir. Siyonist işgal, yalnızca Filistin için değil, başta bölgemiz olmak üzere bütün bir dünya barışı için tehdittir. O halde bu tehdide karşı hepimiz aynı yerde buluşup, ortak bir tavır takınabilmeliyiz."
Hamas Türkiye Temsilcisi Musa Akkari ve eski Filistin Sağlık Bakanı Basim N. M. Naaim'in başkanlık ettiği heyet ayrıca Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nu da Saadet Partisi Genel Merkezi'nde ziyaret etti.