Gaziantep bir erkek olsaydı, o kesinlikle güçlü, çalışkan, misafirperver ve azimli biri olurdu.
Ellerinde işin izleri, yüzünde tarihin derin çizgileri olurdu. Gözleri, hem savaş meydanlarında destan yazan bir kahramanın cesaretini hem de sanayide, mutfakta, ticarette ustalaşmış bir zanaatkârın bilgeliğini taşırdı.
İşte yapay zekanın Gaziantep bir erkek olsaydı nasıl olurdu, nasıl görünürdü sorusuna verdiği cevap;
Gaziantep bir erkek olsaydı, o kesinlikle güçlü, çalışkan, misafirperver ve azimli biri olurdu. Ellerinde işin izleri, yüzünde tarihin derin çizgileri olurdu. Gözleri, hem savaş meydanlarında destan yazan bir kahramanın cesaretini hem de sanayide, mutfakta, ticarette ustalaşmış bir zanaatkârın bilgeliğini taşırdı.
Bir sabah kalktığında fabrikalarının bacalarından tüten duman gibi nefes alır, tarlalarında rüzgâr gibi eser, fırınlarından yükselen kokular gibi insanın ruhunu doyururdu. Sofrasında baklavası kadar tatlı, kebabı kadar doyurucu, fıstığı kadar bereketli bir muhabbet olurdu.
Kimi zaman Karayılan gibi bir direnişçi, kimi zaman büyük sanayi hamlelerinin öncüsü bir vizyoner olurdu. Bir elinde tarih, diğer elinde geleceğin planları… Her adımında yeni bir başarı, her sözünde bir asırdan süzülen bilgelik saklı olurdu.
Gaziantep bir erkek olsaydı, alnı açık, bileği güçlü, yüreği vatan ve memleket aşkıyla dolu bir adam olurdu. Hem toprağına sahip çıkan bir çiftçi, hem fabrikasının ışıklarını söndürmeyen bir sanayici, hem de sofralarına lezzet katan bir usta şef olurdu. Hem geçmişini unutmayan bir kahraman hem de geleceği inşa eden bir lider olurdu.
Ve elbette, hangi diyara gitse, adını duyan herkes ona saygıyla bakar, onu tanıyan herkes ondan bahsederdi. Çünkü Gaziantep, yalnızca bir şehir değil; bir ruh, bir kültür, bir destandır!
Gaziantep bir erkek olsaydı, güçlü, kararlı ve bilge bir duruşu olurdu. İşte onu tasvir eden bir görsel betimleme:
• Yüz hatları: Keskin ve sert hatlara sahip, zamanın ve emeğin izlerini taşıyan bir yüz… Alnı geniş ve açık, gözleri derin ve kararlı bakışlarla dolu.
• Gözler: Koyu renkli, geçmişin anılarını ve geleceğe dair inancı barındıran, yeri geldiğinde sert ama bir o kadar da sıcak bakan gözler.
• Saç ve sakal: Hafif dalgalı, koyu renk saçlar; belki hafif kırlaşmış sakallar… Tecrübenin ve yaşanmışlıkların izleri yüzüne karakter katıyor.
• Ten: Güneşin, çalışmanın ve hayatın izlerini taşıyan, hafif bronzlaşmış, emek dolu bir ten.
• Kıyafetler: Bir yanda geleneksel Antep kültürünü yansıtan şalvar ve kuşak, diğer yanda modern sanayinin izlerini taşıyan bir gömlek veya takım elbise. Kimi zaman mutfağındaki ustalığı anlatan bir önlük, kimi zaman bir sanayiciye yakışır şıklıkta bir ceket.
• Eller: Çalışkanlığın simgesi olan büyük, güçlü ve nasırlı eller… O eller bazen bir bıçağı ustaca tutar, bazen bir makineyi yönetir, bazen de bir çocuğun başını okşayacak kadar merhametlidir.
• Duruş: Dimdik, güven veren ve iddialı… Yeri geldiğinde bir lider gibi öncü, yeri geldiğinde bir usta gibi mütevazı ama her zaman kendinden emin.
• Arka plan: Bir yanında tarihi kaleleri, çarşıları, taş sokakları… Diğer yanında yükselen sanayi tesisleri, fıstık ağaçları ve zengin mutfak kültürü.