Manisa’nın Saruhanlı ilçesinde 11 Ekim’de ’Gazze’ye savaşmaya gidiyorum’ diyerek evden çıkan ve kendisinden bir daha haber alınamayan 29 yaşındaki Engin Arslan’ın Suriye’nin Başkenti Şam’da bulunan Filistin Cezaevi’nde olduğu öğrenildi.
İsrail’in bombardımanı altındaki Gazze’de yaşananlara kayıtsız kalamayarak 11 Ekim tarihinde Manisa’nın Saruhanlı ilçesindeki evinden, ailesinin tüm engellemelerine rağmen ’Gazze’ye savaşmaya gidiyorum’ diyerek ayrılan ve kendisinden en son Suriye sınırını geçtikten sonra bir daha haber alamayan Engin Arslan’ın ailesi 2 gün önce Suriye’den gelen bir telefonla umutlandı. Şam’daki Filistin Cezaevinden çıkan bir Suriye vatandaşı çaresiz aileyi arayarak Engin Arslan’ın cezaevinde ve hayatta olduğunu bildirdi. Engin Arslan’ın kendisine verdiği abisinin telefonunu arayan Suriyeli, aileye Engin’le ilgili kimsenin bilmediği detayları da anlatarak cezaevinde ve hayatta olduğunu bildirdi. Bunun üzerine önce karakola ardından da savcılığa giden aile kendileriyle yapılan telefon görüşmesini dinleterek yardım istedi. "Yetkililere yalvarıyoruz bize yardım edin"
Günlerdir ağlamaktan gözlerinde yaş kalmadığını anlatan Engin Arslan’ın ablası Emine Yavuz, "Erkek kardeşim 11 Ekim’de ’Gazze’ye savaşa gidiyorum’ diyerek evden ayrılmıştı. 16 Kasım’a kadar da hiç haber alamamıştık. O gün bize haber geldi. Suriye’de Şam’da cezaevinde olduğunu öğrendik. Bu haber başka uyruklu bir çocuk cezaevinde yatıyor ve cezaevinden çıkacağı gün Engin kedisine diğer erkek kardeşimin numarasını veriyor. ’Ailemi ara benim yaşadığımı söyle’ diye. Biz çocuğun orada olduğunu öğrendik ama orada nasıl olduğunu bilmiyoruz, ne yaşıyor, neler yaşatıyorlar bilmiyoruz. Dil bilmiyor, bilmediği bir memleket biz buradan yetkililere yalvarıyoruz, bize yardım etmelerini istiyoruz" diye konuştu. "İnsan mutluluktan yıkılır mı?"
Kardeşinden günler sonra haber almalarının ardından yaşadıkları duygu karmaşasını da anlatan Yavuz şunları söyledi: "Biz hep kötü şeyler aklımıza geldi ama dilimize hiç getiremedik. o gün, çıktığı günden beri aramayı hiç kesmedik, her yeri, aradık çünkü elimizden başka bir şey gelmiyordu. Karakola, savcılığa her gittiğimizde hep elimiz boş döndük. O gün bize haber geldiğinde sevinçten, mutluluktan yıkıldık, insan mutluluktan da yıkılabiliyormuş. Bize bu saatten sonrası çok çok önemli çünkü kardeşimin orada ne durumda olduğunu bilmiyoruz. Yardım istiyoruz, Allah rızası için bize yardım edin."