Halime Hatun Kümbetinin de içinde bulunduğu Anadolu’nun en büyük ikinci Türk İslam mezarlığı olan Gevaş Selçuklu Mezarlığı’nda tespit edilen 700’e aşkın şahide ve sandukanın liken temizliğine başlandı.
Ortaçağ Dönemine ait Anadolu’nun en büyük ikinci Türk İslam mezarlığı olan Gevaş Selçuklu Mezarlığı, 50 bin metrekarelik alanı kapsıyor. Çoğunluğu 14. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenen mezarlıktaki mezar taşları ise Ahlat mezar taşlarından farklı olarak ‘beyaz kalker’ taşından yapıldı. Türk tarihi ve sanatı açısından büyük bir öneme sahip olan mezarlıkta bulunan şahide ve sandukaların tüm yönleriyle gün yüzüne çıkarılması ve hak ettiği değere kavuşturulması amacıyla restorasyon çalışmaları başlatıldı. Bu çerçevede mezarlıkta Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle Van Müze Müdürlüğü başkanlığında ve Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ercan Çalış’ın bilimsel danışmanlığında temizlik, belgeleme ve restorasyon çalışmaları yapılıyor. Toprağın altına gömülmüş 6 adet sanduka gün yüzüne çıkarıldı
Gevaş Selçuklu Mezarlığında başlatılan 2022 yılı restorasyon çalışmaları çerçevesinde, ilk etapta ot temizliği yapıldı. Ardından programa alınan alandaki şahide ve sandukaların zemin blokaj çalışmaları da yapıldıktan sonra, uzman restoratörlerce taşların üzerine yapışan liken tabakasının temizliği yapıldı. Böylece toplamda 50 adet şahide ve sandukanın zemin blokajı yapıldı ve bunlardan da 30 tanesinin liken temizliği gerçekleştirildi. Bu çalışmalar esnasında tamamıyla toprağın altına gömülmüş 6 adet sanduka da gün yüzüne çıkarıldı. Restorasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte mezarlığın açık hava müzesine dönüştürülmesi hedefleniyor. Öte yandan çalışmaların belli bir aşamaya gelmesiyle birlikte alanın ‘UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınması için girişimlerde bulunacağı bildirildi. “En ufak bir tahribata dahi uğramamışlardı”
İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ercan Çalış, mezarlıkta yapılan ön incelemede alanda muhtelif niteliklere sahip 700’e aşkın şahide ve sandukanın yer aldığının tespit edildiğini belirtti. Doç. Dr. Çalış, “Kelimenin tam anlamıyla topraktan tarih, kültür ve sanat fışkırdı. Çünkü bu 6 adet sanduka büyük muhtemellen erken devirlerde gömüldüklerinden hiçbir şekilde en ufak bir tahribata dahi uğramamışlardı. Dolayısıyla üzerlerindeki bütün tezyinat olduğu gibi bu güne taşındı. Bu durum özellikle Türk sanatı ve tezyinatı açısından oldukça önemliydi. Çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte mezarlık, bir açık hava müzesi niteliğine dönüşecektir. Mezarlıktaki taşlar tarihi geçmişiyle dikkat çektiği gibi aynı zamanda karakteristik özellikleri ve farklı temalarıyla da dikkat çekmektedir” dedi. “UNESCO Dünya Mirası Listesine alınması için girişimlerimiz olacaktır”
Tarihi kültürel mirasın korunması ve bir sonraki nesillere aktarılması Türk tarihi, kültürü ve sanatı açısından ayrıcalıklı bir önem taşıdığını dile getiren Çalış, “Çalışmaların nihayetlenmesiyle birlikte kültür ve İnanç turizmi açısından bölgeye pek çok yönden katkı sağlayacağı da şimdiden görülmektedir. Çalışmalar belli bir aşamaya geldiğinde, UNESCO Dünya Mirası Listesine alınması için girişimlerimiz olacaktır. Bu vesileyle tarihe yolculuk yapmak isteyen tüm vatandaşlarımızı Gevaş Selçuklu Mezarlığını ziyaret etmelerini öneriyoruz” diye konuştu.
Gevaş Selçuklu Mezarlığının hak ettiği yerlere gelmesi ve kültür turizme kazandırılmasının amaçlandığını ifade eden Van Müzesi Müdürlüğü Uzmanı ve Sanat Tarihçisi Şevket Beyiş ise “Yapmış olduğumuz ilk tespitlerde 50 dönümlük alanda 701 mezar taşının olduğunu gördük. 14. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenen bu mezarlıktaki mezar taşları, yılların verdiği tahribatla birçoğunun kırıldığı, ayakta duranların eğrildiği ve kırılmaya yüz tuttuğu gözlemlenmiştir. Ayrıca yabani otların oluşturduğu tahribattan dolayı taşların tamamı likenlerle kaplanmıştır” şeklinde konuştu.