Giresun Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Apaydın, Giresun şehir merkezi liman kavşağında yapılacak Dal-Çık projesiyle ilgili riskleri dile getirerek, “2 kilometre karenin üzerine çıkan su toplama havzasından gerek yağmursuyu altyapı sistemiyle, gerekse yüzeysel akışla bu bölgeye gelen suyun en azından bir kısmını bölgenin batı tarafına (Kumyalı tarafı) aktaracak ve oralardan denize boşaltacak çözümler araştırılmalıdır” dedi.
2007 yılında hizmete giren Karadeniz Sahil Yolu, birçok bölgede denizin doldurulmasıyla inşa edildi. Bu sebeple aşırı yağışların yaşandığı zamanlarda yamaçlardan gelen yağmur sularının denize ulaşmasını engelleyen Karadeniz Sahil Yolu, belirli noktalarda adeta set görevi görüyor. Giresun’da geçmiş yıllarda yaşanan şiddetli yağışlar sonrasında sahil yolu üzerinde yaşanan göllenmeler hayatı olumsuz yönde etkiledi.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Giresun Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Apaydın, Karadeniz Sahil Yolunun, Giresun’da yamaç selleri ve akarsu drenajına engel olduğunu, bu sebeple zaman zaman şiddetli yağışların olumsuzluklara neden olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Ahmet Apaydın, “Doğu Karadeniz’i batıya bağlayan Karadeniz Sahil Yolu ulaşımda eskiye göre büyük bir rahatlama ve konfor sağlamış olsa da, birçok yönüyle yıllardır tartışılan ve eleştirilen bir yoldur. Yolun sahilden geçtiği kısımlarla ilgili olarak kıyı ekosistemi ve kıyı estetiğinin bozulması, plajların tahrip edilmesi, kentlerin denizle bağlantısının kesilmesi, bazı kent geçişlerinde trafik sorununun devam etmesi, yağmursuyu ve akarsu drenajına engel oluşturması gibi sorunlara neden olduğunu biliyoruz. Bu olumsuzluklardan en fazla nasibini alan illerden biri Giresun’dur. Çünkü bu yol, Giresun’da batıda Piraziz’den doğuda Eynesil’e kadar tamamen sahilden geçirilmiş ve çoğu yerde deniz doldurulmak suretiyle inşa edilmiştir. Giresun sahili boyunca 100 kilometrenin üzerinde olan bu yolda bazı kesimler özellikle yüzey suyu drenaj sorunu yönüyle dikkat çekicidir. Deniz üzerinde inşa edilen kesimlerde yol dolgusu doğal zeminden yüksekte olduğu için yağmursuyu drenajına bir engel, bir set oluşturmakta ve yamaçlardan akan suların denizle buluşmasına engel oluşturmaktadır. Ayrıca, şiddetli yağışla birlikte fırtınalı havalarda deniz suyunun Karadeniz Sahil Yolunu basmasıyla sorun daha da büyümektedir” dedi. “25 yıl içinde 5 sefa aynı olay yaşandı”
Apaydın, Giresun’un merkez ilçesinde trafiğin yoğun olduğu 1 kilometre uzunluğundaki bölümde şiddetli yağışlarla birlikte meydana gelen su taşkınlarında sık sık trafikte aksamalar ve evlerde su baskınları meydana geldiğini de hatırlatarak yol kenarlarında bulunan su kanallarının düzenli bakımı yapılmadığı ve su taşıma kapasitelerinin düşük olması nedeniyle taşkın suyun tahliyesinde zorluklarlar yaşandığına dikkat çekti.
Prof. Dr. Ahmet Apaydın, Gemiler Çekeği ile Giresun Limanı arasındaki bölgenin en sorunlu yer olduğu ve son 25 yıl içinde bu bölgede karayolunda göllenmelerin yaşandığını ifade ederek şunları söyledi:
“Karadeniz sahil yolunun yüzey suyu drenajı yönüyle en fazla sorunlu olduğu yerlerden biri Giresun şehir geçişinin Gemiler Çekeği ile Giresun Limanı arasındaki bölümüdür. Yani Giresun yarımadasının doğu ve batı sahilidir. Özellikle de batı sahili, yarımadanın burnundaki Emniyet ek binası, defterdarlık ve itfaiye karşısından Bulancak durağı kavşağına kadar olan 1 kilometre uzunluktaki kesim en problemli bölgedir. Bu kesimde 1999, 2009, 2014, 2021 ve 2023 (2 Eylül akşamı) yıllarında şiddetli yağış sonrası yamaç sellenmesine bağlı olarak yolda göllenme olmuş, araçlar zarar görmüş, trafik durmuştur. Hatta 24 Eylül 2014 tarihinde şiddetli yağışla birlikte fırtına nedeniyle dalga yüksekliği 6 metrenin üzerine çıkmış ve deniz suyu yolu istila etmiştir. Bunun sonucunda, yamaçlardan gelen sular ile deniz suyu birleşerek yolu doldurmuş, trafik uzun bir süre durmuş, araçlar hasar görmüş, kamu binalarına su girmiş, yolu istila eden metreküplerce su liman bölgesinden uzun süre denize boşalmıştır. Son olarak geçtiğimiz Eylül ayının ikisi akşamı gerçekleşen şiddetli yağışta yamaç sellenmeleri ile gelen sular yolda yükselerek trafiği aksatmış, bazı araçlar zarar görmüştür.” “Gelecekte geçmişte yaşananlardan bile daha büyük sorunlara zemin hazırlamayalım”
Giresun’da trafik yoğunluğunun en sık yaşandığı Giresun Limanı girişindeki kavşakta sorunun çözülmesi için dal-çık projesi yürütüldüğünü belirten Prof. Dr. Apaydın, yapılacak projenin risklerine vurgu yaptı. Apaydın “Bu projenin uygulanması ile liman kavşağındaki trafik sıkışıklığının önlenmesi hedeflenmektedir. Projeyle yol kotu kavşağın doğusundan batısına kadar birkaç yüz metre boyunca düşürülmek zorundadır. Bu projenin çevre drenajını dikkate almadan, sadece bir dal-çık projesi olarak düşünülmesi ve böyle uygulamaya konması, buradaki drenaj sorununu daha da büyütecektir. Bunun için bazı hususları dikkate alarak proje kapsamında önlem alınması zorunludur. Öncelikle, kavşakta yapılacak derin kazıda yoğun su ile karşılaşılması beklenmekte (burası eski sahil plajı üzerindedir), sorunun çözümü için inşaat sırasında ve sonrasında pompajlı tahliye sistemi kurulması gerekmektedir. Bundan daha da önemlisi, doğuda Emniyet ek binası karşısından başlayarak dal-çık inşaatının batı ucuna (Kumyalı tarafı) Karadeniz sahil yolu ve ona bitişik iç yolun yağmur suyu drenaj kapasitesinin arttırılması zorunludur. Bu kapsamda, kanal çaplarının arttırılması, buna uygun olarak da ilave cadde ağızlıkları, yani yağmursuyu giriş ızgaraları yerleştirilmelidir. Uzun vadede ise, 2 kilometre karenin üzerine çıkan su toplama havzasından gerek yağmursuyu altyapı sistemiyle, gerekse yüzeysel akışla bu bölgeye gelen suyun en azından bir kısmını bölgenin batı tarafına (Kumyalı tarafı) aktaracak ve oralardan denize boşaltacak çözümler araştırılmalıdır. Bu yapılırsa dal-çık projesinin uygulandığı bölgenin yükü hafifletilmiş olacaktır. Bütün bunlara ek olarak, sahil yolu ve iç yol boyunca yağmursuyu giriş ızgaralarının sürekli olarak temiz tutulması, tıkanmaların önlenmesi çok önemlidir. Mevcut halde bazı ızgaraların tamamen veya kısmen tıkanmış, kapak betonlarının kırılmış, ızgaraların kanal içine düşmüş veya kaybolmuş, bazı yerlerde kanal içine plastik vb. malzemelerin dolarak kanal kapasitesini düşürmüş olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak, bu proje drenaj sorununun çözümüyle birlikte bir bütün olarak ele alınmalıdır. Aksi halde gelecekte geçmişte yaşananlardan bile daha büyük sorunlara zemin hazırlanmış olacaktır” şeklinde konuştu.