Doğuştan görme engelli olan ve Sakarya’da üniversitede tarih bölümü okuyan 22 yaşındaki Burak Ramazan Çelik, ikinci kitabını çıkarttı. Göremediği dünyayı 104 sayfaya sığdıran ve engellilere karşı çevredeki önyargıların kırılması gerektiğine vurgu yapan Çelik, ailesinin kendisine her süreçte maddi ve manevi desteğinin büyük olduğunu ifade etti.
Doğuştan yüzde 100 görme engeli bulunan 22 yaşındaki Burak Ramazan Çelik, engeline rağmen azmi ile örnek teşkil ediyor. Tarih bölümü 3’üncü sınıf öğrencisi olan Çelik, ikinci kitabını çıkarttı. İlk kitabı ‘Sahipsiz Yok Oluş’u yazan Burak Ramazan Çelik, göremediği dünyayı ‘Son Yıl’ isimli ikinci kitabında da kaleme aldı. Hayatta her zaman çok yönlü olmaya çalıştığına vurgu yapan Çelik, koyu bir Fenerbahçe taraftarı olduğunu ve sporla da yakından ilgilendiğini belirtti. Çelik; atletizm, koşu ve golbol gibi birçok spor dalında başarı elde ederek madalyalar da aldı. “İnsanlara bir şeyler anlatmak gayesinde oldum”
Yazarlığa başlamasındaki etkenleri belirten görme engelli Çelik, “Hayatımda her zaman bir şekilde insanlara bir şeyler anlatmak gayesinde oldum. Acaba insanların zihinlerine ne şekilde dokunabilirim, diye düşündüm ve bu süreçte yazarlığa başladım. İlk kitabımı 2021 yılının sonlarında basıldı. Ben, biraz heyecanlıyım. Bir kitap yazdığımda onu biran önce bitirmek istiyorum. Bundan dolayı da biraz kısa oluyor aslında. İlk kitabımı yaklaşık 2-2,5 ay gibi bir sürede yazdım. Öykü türü. Kendi bölümümle de alakalı. Bir tarihçinin iç sıkıntıları, düşüncülerini bir günlük yoluyla anlatıyor. Aynı zamanda polisiye kısmı da var. Güzel ve kısa bir öykü oldu” dedi. “Kitabı yazarken kendimden yola çıktım”
Kendisinin hayatta çok fazla önyargıya maruz kaldığını belirterek, yazdığı kitap hakkında bilgiler veren Çelik, “İkinci kitabımı 2022 yılının Mart ayında bastırdım. Dört lise öğrencisinin kendilerince özel problemleri var. Bir öğrencimiz görme engelli. Diğeri Serebral Palsi hatası. Biri roman ve diğeri de kekeme olduğundan dolayı konuşma problemi yaşıyor. Bundan dolayı da önyargıya maruz kalan öğrenciler. Bunların lisedeki son yılını işliyorum kitapta. Kitabı yazarken biraz kendimden yola çıktım. Çünkü çok fazla önyargıya maruz kalıyorum. Ve çevremdeki engellilerden de bu tarz yorumlar çok alıyorum. Dedim ki, önyargıların gereksiz olduğunu ve engellilerin bu şekilde lanse edilmek istemediğini insanlara biraz olsun anlatabilirim, diye düşündüm” diye konuştu. “Görmediğim dünyayı yazmak güzel, en azından kendim de yaşıyormuş gibi hissediyorum”
“Betimlemelerde kendimi biraz eksik hissediyorum” diyen üniversite öğrencisi Çelik, “Bu da zaten görmemeden geliyor. Çoğunu tahmin, inceleme ve gözlemleme yoluyla yapmaya çalışıyorum. Birazcık orada iş hayal gücüme kalıyor. Görme engelli ressamlar dahi var. Görmediği gölgenin resmini yapabiliyor. Ama özeleştiri yaptığımda bir yazar olarak betimlemede kendimi eksik hissediyorum. Görmediğim bir dünyayı yazmak bence güzel bir duygu. En azından kendim de yaşıyormuş gibi hissediyorum. Umarım bir gün önyargıları aşarız ve bilginin, aydınlığın çevresinde bir hayat süreriz” şeklinde konuştu. “Ailemin desteği olmasa yazar olamazdım”
Ailesinin desteğinin büyük olduğunu belirten Çelik, “Destekleri olmasaydı yazar olamazdım, sanırım. Çünkü yazarlığa başlamak çok emek gerektiren bir iş. Kitabı yazmak olayın yüzde 20-30’luk bir kısmı. Geride kalan kısmı maddiyat ve destekten geçiyor. Ailemden de maddi ve manevi bu desteği aldım” ifadelerini kullandı. Üniversite hayatında yaşadığı zorluklara da değinen Burak Ramazan Çelik, “Dersi dinlediğinde herkes aynı şeyi anlıyor aslında. Lakin yol problemleri, sarı çizgilerin az olması ve görme engellilerin ulaşımda yaşadığı problemler eğitimin biraz aksamasına sebep olabiliyor. Tabii ki üniversitede her ortamda olduğu gibi görme engellilere gerek arkadaş çevresi gerek akademik çevreden bir önyargı oluyor” dedi. “Onun hayalleri gerçekleştiği için çok mutluyuz”
Burak Ramazan Çelik’in annesi Emine Çelik ise, “Burak, her zaman için farklı bir çocuktu. Görme engelli olmasına rağmen her zaman kendini ifade edebilen isteklerini her zaman yaptıran ve yapmaya çalışan bir çocuk. Bir görme engelli gibi de yetiştirmedik. O bizim her şeyimiz. İlk kitabını yazacağını söylediğinde kendi kendime olabilir mi acaba diyordum. Tabii ki her zaman, ‘inşallah olur’ diyordum. Tabii Burak, her zamanki azmiyle bunu da başardı. Onun hayalleri gerçekleştiği için çok mutluyuz. Yaşadığım sürece gücüm yettiğince her zaman arkasında olacağım ve kendisine destek vereceğim. Kitabının birini daha bitiremedim. Heyecandan mıdır bilmiyorum her okuduğumda farkı bir duygu içerisinde oluyorum. Bunu benim çocuğum yazmış. Anlatılır bir duygu değil” diye konuştu.