Türkiye’nin enerji sektöründeki güçlü hamleleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın son açıkladığı “2023 Yılı Elektrik Piyasası Sektör Raporu” ile bir kez daha gözler önüne serildi.
2024 yılı ve sonrasına dair fikirler veren rapora yönelik değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Hakan Yıldırım ve İş İnsanı Ahmet Emre Cengiz, 2023’te kaydedilen 2858 megavatlık yenilenebilir enerji artışının yüzde 99,5’inin güneş enerjisi projelerinden kaynaklandığını belirterek, bu projelerin Türkiye’nin enerji ithalatına bağımlılığını azaltarak, ekonomik bağımsızlığını sağlamada ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmede önemli bir köprü görevi gördüğünü ifade ettiler.
Türkiye, son yıllarda gerçekleştirdiği temiz enerji projeleriyle sadece enerji sektörü için değil, ekonomi, istihdam ve teknoloji alanlarında da pozitif etkiler oluşturuyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun raporunu değerlendiren İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi (İİSBF) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Yıldırım ve İGÜ Sürekli Eğitim Merkezi Danışma Kurulu Üyesi İş İnsanı Ahmet Emre Cengiz, Türkiye’nin temiz enerji projeleriyle geleceğe yönelik yaptığı yatırımları değerlendirdi. “Yenilenebilir enerji artışının yüzde 99,5’i güneş enerjisi projelerinden kaynaklandı”
Türkiye, temiz enerji projeleri ve sürdürülebilirlik alanında yaptığı çalışmalarla adını duyurmaya devam ediyor. Güneş enerjisinin, finansal ve ekonomik boyutta taşıdığı stratejik öneme dikkat çeken Doç. Dr. Hakan Yıldırım, “2023’te kaydedilen 2858 megavatlık yenilenebilir enerji artışının yüzde 99,5’i güneş enerjisi projelerinden kaynaklandı. Bu durum, Türkiye’nin enerji portföyünü çeşitlendirmesi açısından sadece bir adım değil, aynı zamanda ekonomik olarak büyümesine de güçlü bir katkı sağlıyor. Güneş enerjisi projeleri sadece çevresel avantajlar sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda yerel ekonomilere dinamizm kazandırıp, istihdam imkanları sağlıyor” şeklinde belirtirken İş İnsanı Ahmet Emre Cengiz ise, “Bu projeler enerji güvenliğimizi artırmanın yanı sıra iklim değişikliği ile mücadelede de etkin bir rol oynuyor. Türkiye’nin enerji ithalatına bağımlılığını azaltarak, ekonomik bağımsızlığını sağlamada ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmede önemli bir köprü görevi görüyor”dedi.
“Güneş enerjisi projelerinin hane ve iş yeri çatılarında kullanılması, bireysel ve kurumsal düzeyde enerji bağımsızlığını sağlamanın bir yolu”
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun raporu, Türkiye’nin enerji sektöründeki dönüşümünün hem ekonomik hem de çevresel açıdan ülkenin sürdürülebilirlik kalkınma hedeflerine ulaşmasına önemli bir katkı sağladığını gösteriyor. Bu projelerin, Türkiye’nin enerji bağımsızlığını sağlamasında stratejik bir öneme sahip olduğunu belirten Cengiz, “Türkiye, bu alanda attığı adımlarla uluslararası düzeyde de örnek bir ülke olma potansiyeline sahip. Ayrıca, güneş enerjisi projelerinin hane ve iş yeri çatılarında kullanılması, enerji ihtiyacının bir kısmını karşılamakla kalmayıp, bireysel ve kurumsal düzeyde enerji bağımsızlığını sağlamanın da bir yolu diyebiliriz. Bu uygulama, sadece bireylerin ve işletmelerin enerji maliyetlerini düşürmekle kalmaz, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirliği de destekler. Böylece, her birey ve işletme kendi enerjisini üretme potansiyeliyle enerji dönüşümüne katkıda bulunmuş olur”dedi. Güneş enerjisi projelerinin, ekonomik büyümenin yanı sıra teknolojik gelişmelere de öncülük ettiğini belirten Doç. Dr. Hakan Yıldırım, “Yerli üretim ve Ar-Ge çalışmalarındaki artış, sektördeki istihdamı olumlu yönde etkileyerek ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Türkiye’nin enerji sektöründeki bu dönüşümü, sadece enerji güvenliği ve temiz çevre için değil, aynı zamanda ekonomik kalkınma ve teknolojik ilerleme açısından da önemli bir fırsat sunuyor”şeklinde konuştu.