Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Doğaç Uğurcan, dünyada yaklaşık 250 milyon kişinin Hepatit B, 70 milyon kişinin de Hepatit C hastası olduğunun tahmin edildiğini belirterek, yapılan çalışmaların Hepatit C ile yaşayan 5 kişiden 4’ünün enfekte olduğunu bilmediğini gösterdiğini söyledi.
Dünyada yaklaşık 250 milyon kişinin Hepatit B, 70 milyon kişinin de Hepatit C hastası olduğu tahmin ediliyor. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki, Hepatit C ile yaşayan 5 kişiden 4’ü enfekte olduğunu bilmiyor. Hepatitin tedavi edilmediğinde karaciğer yetmezliğine ve kansere neden olabildiğini söyleyen Medicana Sağlık Grubu Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Doğaç Uğurcan, Hepatitli hastanın takip ve tedavisinin hastalığın seyri için oldukça önemli olduğunu vurguladı. Dünya genelinde pek çok hepatit çeşidi görülüyor, ülkemizde ise en çok Hepatit A, B ve C’ye rastlanıyor. Tüm Hepatit’lerin birbirinden farklı semptomlar gösterdiğini söyleyen Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Doğaç Uğurcan, her sene düzenli kan vermenin tedaviye erken başlamada hayati bir seçenek olduğunu kaydetti.
Hepatit A, B ve C’nin en çok Anadolu Bölgesi’nde görüldüğünü belirten Dr. Öğr. Üyesi Doğaç Uğurcan, Hepatitlerin bulaş yollarını şöyle anlattı: “Hepatit A, daha çok çocukluk çağında görülür. Diğer Hepatitler gibi kronikleşmez. 1 hafta, 10 günlük tedavi sürecinden sonra iyileşen akut bir enfeksiyondur. Hepatit A’ nın bulaş yolu diğerlerinden farklıdır. Çocukluk döneminde geçirilen sarılıklar, genellikle yiyecek, içecek, özellikle kaynağı bilinmeyen sulardan ya da tuvaletlerden bulaşan bir hepatit çeşididir. Çok riskli bir hepatit grubu değildir. Ama hepatitlerde riskli olanlar yani kronikleşenler Hepatit B ve Hepatit C’dir. Her yıl ve her mevsimde aynı oranda görülebilen bu hastalıklar anneden bebeğe bile geçebilir. Cinsel yolla da bulaşabilir. Hepatit B’nin başlangıcı sarılıklı ya da sarılıksız olabilir. Semptomları; avuç içlerinde ve gözlerde sararma, iştahsızlık, aşırı halsizlik, sürekli bir uyku hali, idrar renginde koyulaşma gibi belirtilerdir. Bulaş olduktan 2-3 hafta sonra bulgu verebilir ya da hiçbir belirti göstermeden de ilerleyebilir. Hepatit B ve C müdahale edilmediğinde ağır sonuçları olan bir hastalık grubudur. Virüs karaciğerde tutunur, hücrelerin içine yerleşir ve tedavisiz vücuttan atılamaz. Atılamadığı zaman da taşıyıcı dediğimiz kronikleşme sürecine girer.” "Ailesinde Hepatit B ve C olanlar taramadan geçmeli"
Gelişen teknolojiyle birlikte tıp dünyasında da çok hızlı ilerlemeler kaydediliyor. Eskiden tedavisi olmayan hepatitlerin günümüzde tamamının tedavi edilebildiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Doğaç Uğurcan, Hepatit A ve B’nin aşısı olduğunu belirterek, “Hepatitlerin kesin tanısı kan tahlilinde ortaya çıkar. Hastanın sürekli takip edilmesi gerekir. Eskiden bu hastalıkların tedavisi yoktu ama artık var. Amaç öncelikle hastanın siroz, karaciğer kanseri gibi hastalıkların önüne geçilmesidir. Her hastalık kişiden kişiye değişir. Hepatitler takip ve tedavi olmazsa ciddi sonuçlar doğurur. Çünkü siroza ya da karaciğer kanserine sebep olabilir. Sirozun toplumda en sık nedeni hepatitlerdir. Erken dönemde teşhis edilmezse ve hasta düzenli olarak kontrollere gelmezse çok tehlikeli olabilir. Sadece 1 tüp kan ile bütün bulaşıcı hastalıklara bakılır. B ve C’ de tanı konar konmaz hasta hemen takibe alınır. Belirli tahliller yapılır ve o tahlillere rutin olarak bakılarak hasta takibi yapılır. Günümüzde Hepatit C grubunu yüzde 90’ın üstünde tedavi eden çok farklı seçenekler vardır. Tedavi açısından en garanti gruptur. 12-24 haftalık tedavilerle tamamen iyileşmek mümkündür. Hepatit B grubunun ise ömür boyu tedavisi vardır. Tıpkı hipertansiyon ya da şeker hastalığı gibi ömür boyu kullanılacak ilaç tedavileri mevcuttur. Değerler düşene kadar ilaç tedavisi B grubunda da kullanılır. Hepatit B ve C, ailede bir kişide bile çıktıysa muhakkak ailedeki bütün bireylerin Hepatit açısından taranması gerekir” ifadelerini kullandı.