USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Eğitim

İGÜ’de, “100. Yılında Cumhuriyet” etkinliği düzenlendi

Istanbul gelişim üniversitesi iktisadi, idari ve sosyal bilimler fakültesi, türkiye cumhuriyeti’nin 100. Yılı etkinlikleri kapsamında “100. Yılında cumhuriyet” konulu sempozyum düzenledi. Etkinlikte, birbirinden değerli akademisyenler 100 yıllık cumhuriyet tarihini farklı bakış açıları ve konularla değerlendirdiler.

İGÜ’de, “100. Yılında Cumhuriyet” etkinliği düzenlendi
17-10-2023 10:56
Google News

İstanbul Gelişim Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı etkinlikleri kapsamında “100. Yılında Cumhuriyet” konulu sempozyum düzenledi. Etkinlikte, birbirinden değerli akademisyenler 100 yıllık cumhuriyet tarihini farklı bakış açıları ve konularla değerlendirdiler.


Cumhuriyetimizin 100. Yılına sayılı günler kala birlik ve beraberlik ruhunu artırmak amacıyla tüm yurtta etkinlikler düzenlenmeye devam ediyor. Gençlerin cumhuriyet bilincini pekiştirmek; değerlerimizi anlatmak, 100. yıl coşkusu ve sevincini paylaşmak amacıyla İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) tarafından “100. Yılında Cumhuriyet” konulu sempozyum düzenlendi. Etkinliğin moderatörlüğünü İİSBF Dekanı Prof. Dr. Kenan Aydın üstlenirken; Fenerbahçe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ece Baban “Atatürk ve İletişim”, İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Durgun “Kavramsal ve Kuramsal Boyutlarıyla Cumhuriyet”, Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Tansi “100. Yılında Türk-Yunan İlişkileri” ve İstanbul Beykent Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Kemal Olçar “Cumhuriyetin Güvenlik Siyaseti” konulu konuşmalar gerçekleştirdiler. “Cumhuriyetin subjesi de öznesi de yurttaşlık”


Etkinliğin moderatörlüğünü üstlenen İİSBF Dekanı Prof. Dr. Kenan Aydın, cumhuriyet tarihiyle ilgili kısa bir bilgilendirmede bulundu. Aydın, “Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlamaktan ve bu vesileyle burada bulunmaktan büyük bir mutluluk duyduğumu belirtmek isterim. Bugün burada çok değerli konuşmacılar, cumhuriyetin 100. yılı hakkında değerlendirmeler yapacaklar. Aslında zaman zaman bu tür değerlendirmeleri ve muhasebeleri yapmanın doğru bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Hele de 100. yılını idrak ediyorsak, kesinlikle bu muhasebeyi yapmalıyız. Tarihten ders almak adına; nerede doğru yaptık, nerede yanlış yaptık bunları dikkatle değerlendirmeliyiz” dedi. Karşılaştırmalı bir perspektif üzerinden “Kavramsal ve Kuramsal Boyutlarıyla Cumhuriyet” konulu konuşma gerçekleştiren Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Durgun, cumhuriyetin 3 temel sacayağı olduğunu belirterek, “3 tane kavramımız var. Bunlar; ortak iyi, yurttaşlık ve fazilet. Cumhuriyette, özel yarar yerine kamusal yararı öne çıkaran bir siyaset anlayışı var. Liberalizmden çok farklı çünkü liberalizmde bireysel iyi var. Oysa cumhuriyette siyaset; bireysel iyiler değil, kamusal iyiler üzerinden gidiyor. Liberalizm de herkesin iyisi vardır, cumhuriyet de bir tane iyi vardır. 2. sacayağı ise yurttaşlık kavramı, cumhuriyetin yurttaşlık kavramı da çok farklı. Cumhuriyetin subjesi de öznesi de yurttaşlık. Yurttaş, her şeyden önce siyaset öncesi bağlara dayalı olarak tanımlanan bir kavramdır. Milliyetçilikten farklılaşmaktadır. Yurttaş, bireysel iyilerin önüne ortak iyiyi geçiren insan demektir. Bu anlamda da 3. sacayağı olan fazilet olmaktadır” şeklinde ifade etti. “Atatürk, bir iletişim dehası olarak hem diplomasiyi hem de kendi halkını çok mükemmel bir şekilde yönetiyor”


Birbirinden değerli akademisyenlerin konuşmacı olarak katıldığı etkinlikte, öğrencilerle çok kıymetli bilgiler paylaşıldı. Konuşmasında “Atatürk ve İletişim” konusunu ele alan Prof. Dr. Ece Baban, “Atatürk’ün askeri bir deha olduğunu tarihte herkesin bildiğini ve kabul ettiğini göz önünde bulundurursak, ben iletişim alanında nasıl bir deha olduğunun üzerinde durmak istiyorum. Bir ülkenin bağımsızlığını ve egemenliğini kabul ettirmesi sadece askeri güçle olmuyor, o askeri gücün yanında mutlaka bir stratejik takım gerekiyor. İkna etmek, diplomasiyi iyi yönetmek, yürütmek ve aynı zamanda kabul ettirmek o dönem şartları ve iletişim imkânları göz önünde bulundurulunca oldukça zor. Atatürk, bu süreçte bir iletişim dehası olarak hem diplomasiyi hem de kendi halkını çok mükemmel bir şekilde yönetiyor. Türkiye Cumhuriyeti’ni; yeni kurulmuş bir cumhuriyeti tüm milletin kucaklaması, sahip çıkması ve ileriye götürmesi için yapılan inkılaplar, inkılaplara herkesin sahip çıkması, hem de kimliğini koruması için o birliği bütünlüğü sağlaması açısından herhalde tarihteki en önemli örneklerden bir tanesidir. Özellikle gençler, cumhuriyetin mirasçıları olarak, aldığımız mirası, edindiğimiz bilgilerle ufuk açarak siz gençlere emanet ediyoruz. Biz de, bizden önceki nesilden bu emaneti aldık ve ona sahip çıkabilmek için de çok yönlü düşünmemiz, çok yönlü cumhuriyeti koruyacak bütün değerlerine ve tarihine sahip çıkacak bir düşünceye sahip olmamız gerekiyor ” şeklinde konuştu. “Bu, emperyalizme karşı verilen bir savaştı”


100 yıllık cumhuriyet tarihinin farklı bakış açıları ve konularla yorumlandığı sempozyumda konuşmacı olarak yer alan Doç. Dr. Deniz Tansi “100. Yılında Türk-Yunan İlişkileri”ni değerlendirdiği konuşmasında, “Bugünkü Yunanistan yeni Yunanistan. Yunanistan, eski Yunan’ın ve Bizans Devleti’nin devamı değildir. Yunanistan ikili ilişkilerde bir özne değil geçmişe baktığımızda. Büyük güçler, sorunlarını Yunanistan aracılığıyla dile getirdiler. Bu ilişkiye bakıldığında özellikle Osmanlı Devleti’nin 1. Dünya Savaşı’nda yenilmesi ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Kurtuluş Savaşımız ve cumhuriyetimizin kuruluşu sürecinde yine yanlış bir tanımlamayla ulusal Kurtuluş Savaşımızı bir Türk-Yunan savaşı olarak anlatanlar var. Bu, İngiliz emperyalizmidir. Biz, bunu Türk-Yunan savaşı olarak dile getirirsek, İngiltere’yi aklıyoruz. Bu, emperyalizme karşı verilen bir savaştı ” dedi. “Cumhuriyetin Güvenlik Siyaseti” konusunda değerlendirmelerde bulunan İstanbul Beykent Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Kemal Olçar, “O dönemde bir dış politika oluşturmak için hangi faktörler önemli diye baktığımızda; liderler, psikolojik faktörler ve liderlerin algısı çıkıyor karşımıza. Liderler, dış politikada güvenlik mimarisini ve dış ilişkileri oluştururken çok önemli faktörler. İç dinamikler de çok önemli. Tabii o dönem şu zamanki imkânlar yok; medya yaygın değil, kurumlar ya da kamuoyu diye bir kavram çok oturmamış. Güvenlik mimarisi oluşturma projesi vardı ortada. Bugünkü modern dış politikanın yapım süreçlerine o dönemin dokunduğu fark ediliyor. Arada çok güzel bir koalisyon var ” şeklinde belirtti.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Karikatürler