T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve ICVB’nin destekleri ile İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Adli Tıp Eğitim ve Hizmet Laboratuvarı, Ioannina Üniversitesi ve İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin düzenlediği "4. Uluslararası Arkeolojide Biyomedikal Bilimler ve Yöntemleri Kongresi"nde araştırmacılar çalışmalarının sonuçlarını tartıştı.
İstanbul Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi’nde gerçekleşen hibrit kongreye, dünyadan ve Türkiye’den alanının önde gelen araştırmacıları katıldı. Günümüz teknolojileri sayesinde dünya medeniyetlerinin kurduğu uygarlıkları incelemek, tanıtmak amacı ile düzenlenen kongrede insanlık tarihinin izleri arandı. Disiplinlerarası çalışmayı amaçlayan kongreye; tıp, tıp tarihi, biyoarkeoloji, tıbbi ve moleküler genetik, paleopatoloji, arkeometri, fiziksel antropoloji ve arkeoloji gibi disiplinlerden gelen katılımcılar; insanların nasıl hastalanıp tedavi edildiklerini, hangi bakterilerin salgın hastalıkları oluşturduğunu, insanların beslenme alışkanlıklarına bağlı diş çürüklerinin hangi dönemde başladığını, göçleri ve akrabalık ilişkilerini tartıştı. “Bütün bilim alanları arkeologlarla çalışıyor”
Kongrenin uluslararası organizasyonla dördüncüsünün gerçekleştirildiğini belirten İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ersi Abacı Kalfoğlu, “Arkeolojiden öğreneceğimiz çok şey var. İnsanlık tarihi gelişiyor ve geliştiği süreçle ilgili bilgiler öğrenebilirsek o zaman gelecekle ilgili de bir projeksiyonumuz olur. Şimdiki zamanla ilgili bilgi ediniriz. Arkeologlar da temelde bunu yapıyorlar. Çok güzel bir iş birliği içerisindeler. Daha doğrusu onların şu anda avantajları büyük. Çünkü bütün bilim alanları arkeologlarla birlikte çalışıyor. Tıp, kimya, biyoloji, genetik ve fen alanındaki bütün bölümler onlarla çalışıyor. Bu alanlar da arkeologlara destek veriyor. Öyle ki eski yıllarda elde edemedikleri çok fazla bilgiye bu iş birliklerinde cevap bulabiliyorlar. O nedenle bu kongre çok önemli ve anlamlı. Teknolojiyi kullanan ve sağlıkla ilgilenen ekipler bir ayaya geldi. Ne yapıldığı ve ne yapılabileceği ile ilgili sonuçlar ortaya çıktı” dedi. “Dünyada yapılmış olan çalışmalar kongremizde sunuldu”
Biyomedikal bilimler ile arkeolojinin arasındaki ilişkiden bahseden Kalfoğlu, “Kongremizde bu konuyla ilgili yapılan araştırılmalar sunuldu. Kemik, hastalık ve zehir araştırmaları, zehirlenme olguları ve radyolojik işlemler ile nereye kadar varacağımız sunuldu. Eski zaman mikroplarıyla günümüz mikropları arasında bir ilişki var mı? Eski zamanda insanlar neden hastalanırlar, neden ölürler? Bunları araştırabileceğiz. Bir mezarda bulunan kemiklerin bir aileye ait olup olmadıkları, aynı soydan gelip gelmedikleri gibi dünyada yapılmış olan çalışmaların kongremizde sunumu gerçekleşti. Kongremiz hibrit olarak düzenlendi. Burada bulunan araştırmacılarımızın yanı sıra sunumlarını online yapan birçok araştırmacımız da oldu” diye konuştu.
“Artık çağımız disiplinlerarası, multidisipliner çalışmalara dayanıyor” diyen Kalfoğlu, “Böyle çalışmaların yapılması gerekiyor. Çünkü sonuca böyle varabiliriz. Ancak henüz dünyada dahi disiplinlerarası çalışmanın çok yoğun bir şeklide yapılabildiğini söyleyemeyeceğim. Bilim insanlarının bunları öğrenmesi gerekiyor. Bu kongre de bunun çok güzel bir göstergesini oluşturuyor” diyerek sözlerini sonlandırdı. “Bu kongrede biyoarkeoloji hakkında yeni yaklaşımlar tartışılacak”
Kongrenin açılışında bir konuşma yapan T.C. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz “Günümüzde arkeoloji büyük ölçüde kimya, biyoloji, coğrafya gibi başka bilim alanları ile iş birliği içerisindedir. Bu şekilde bizler teorilerimizi test eder, tarihsel gerçekler hakkında daha net bilgi edinebiliriz. Bu toplantıda önemli bilim adamı ve araştırıcılar farklı alanlarda biyoarkeoloji hakkında yeni yaklaşımları tartışacak, aynı zamanda uluslararası iş birliği temelinde çalışmalar için yeni adımlar atacak" dedi. “Ülkemizde halen 680 arkeolojik kazı sürmektedir”
Sözlerinde arkeolojik çalışmalara da dikkat çeken Yavuz, “Kültür ve Turizm Bakanlığımız arkeolojik çalışmaları ciddi anlamda desteklemekte, ayrıca uluslararası iş birliklerine de ciddi anlamda önem vermektedir. Ülkemizde halen 680 arkeolojik kazı sürmektedir. Bunlar büyük ölçüde Türk Üniversitelerce gerçekleştirilmekte ise de yabancı üniversitelerle iş birlikleri söz konusudur. Bu konuda ayrıca arkeoloji müzelerimizde çalışan arkeologlar, sanat tarihçileri ve diğer bilim adamları da destek vermektedir” dedi.
İstanbul Arkeoloji Müzesi Kütüphanesinde gerçekleşen hibrit kongrede ayrıca Ayşenur Köksal, Işıl Güleçyüz, M.Gizem Enuysal, Joel Menemşe ve Yağmur Yılan’ın eserlerinin yer aldığı Artifex sanat sergisi düzenlendi.