İşitme duyusunun çocukların dil gelişimini, dinleme becerilerini, okuma-yazma öğrenme süreçlerini ve sosyal becerilerini etkilediğini belirten Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bedri Özer, “Çocuklarda işitme ile ilgili en ufak bir sorun bile onların tüm hayatlarını olumsuz bir yöne çevirebiliyor. Ebeveynlerin özellikle erken dönemde çocuklarının işitme sağlığına dikkat etmesi gerekiyor” dedi.
Gerek sosyal gerekse zihinsel gelişim açısından iletişim önemli bir konu. Hepsi birbirinden önemli beş duyu organımızdan özellikle işitme duyusu iletişim gerekliliği konusunda çok önemli bir rol taşıyor. İşitme duyusunun sağlıklı olması da çocukluk döneminden geçiyor. Medicana International İstanbul Hastanesi Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Bedri Özer, sadece sosyal açıdan değil eğitim açısından da işitme duyusunun önem taşıdığına dikkat çekerek, “İyi bir eğitim için çocukların minik bedenlerinin ve tüm duyularının olabildiğince sağlıklı ve verilen eğitimi algılayabilecek düzeyde olması birinci şart. Bilindiği üzere ülkemizde Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünün koordinasyonunda sadece yeni doğan değil okul çağı çocuklarda da işitme tarama programları yürütülmektedir” dedi. İşitme kaybı her 7 çocuktan birini etkiliyor
Prof. Dr. Bedri Özer, yeni doğan bebeklerde ortalama binde 2-3 oranında tespit edilen işitsel kayıpların doğum sonrası yoğun bakım tedavisi alan bebeklerde binde 4’lere çıktığını ifade ederek, “Okul yaşına gelindiğinde ise okul öncesi erken çocukluk döneminde geçirilen sistemik enfeksiyonlar, kulak iltihapları, kullanılan ilaçlar, geçirilmiş kazalar nedeni ile bu oranlar binde 6’lara ulaşmaktadır. Kalıcı işitme kaybı yaygınlığının okul çağı nüfusta binde 9’lara çıktığı bilinmektedir. Bir ya da her iki kulakta kalıcı ya da geçici işitme kayıplarının sıklığı okul çağı nüfusta yaklaşık yüzde 15’ler düzeyinde olup, her yedi çocuktan birini etkilemektedir” şeklinde konuştu. "Okulda uyum sorunu yaşatabilir"
Prof. Dr. Bedri Özer şöyle devam etti:
“Doğumdan itibaren mevcut olan ya da sonradan ortaya çıkabilen işitme kayıpları erken tespit edilmez ise, erken tedavi ve rehabilitasyon programlarına alınmaz ise bu çocuklar ruhsal ve sosyal açıdan yaşıtları ile uyum sorunu yaşamakta, zeka ve akademik başarıları geri kalmaktadır. Okul çağında çevresi ile uyumsuz, arkadaşları ile geçimsiz, ilgi alanı dağınık öğrenciler olarak hem okul hem de aile ortamında yalnız kalabilmektedirler. Yeni eğitim ve öğrenim yılının başladığı bu günlerde ebeveynlere ve okul öğretmenlerine düşen en önemli görev çocukların bedensel ve ruhsal sağlıklarının yerinde olup olmadığının gözlenebilmesidir.” İşitme kaybını test etmek için 10 kritik soru
Prof. Dr. Bedri Özer, ebeveynlerin çocuklarını yakından gözlemesinin ve 10 kritik soruya cevap aramasının önemli olduğunu belirterek soruları şöyle sıraladı:
“1. Ailenizde erken yaşta işitme kaybı olan bir birey var mı?
2. Çocuğunuzun hastane takibini gerektiren geçirilmiş bir kafa travması oldu mu?
3. Öğrenme güçlüğü konusunda bir tereddüttünüz var mı?
4. Yüksek şiddette bir gürültüye maruz kaldı mı?
5. Geçmişte iç kulağa / işitmeye zarar verebilecek bir ilaç kullanım zorunluluğu oldu mu?
6. Geçmişte tekrarlayan kulak enfeksiyonları yaşandı mı?
7. Söylediklerinizi sık tekrarlatır ya da yanlış anlar mı?
8. Ses duyduğunda sesin geldiği yönü tam olarak algılayabiliyor mu?
9. Radyo ya da televizyondan gelen sesi sizinle aynı mesafeden dinleyip ayırt edebiliyor mu?
10. Kapının zilini, telefonun sesini yan odadan algılayabiliyor mu?"