Tubas
İsrail, 1990'larda imzalanan Oslo Anlaşması'na göre işgali altındaki Batı Şeria'nın C bölgesini, askeri bölge olarak kabul ediyor. Filistinliler ise İsrail'in lehine olan maddeleri uygulayarak aleyhlerine maddeleri hiçe saydığı gerekçesiyle bu anlaşmaya itiraz ediyor.
İşgal altındaki Batı Şeria'nın C bölgesindeki Filistinliler, İsrail ordusunun en katı uygulamalarına maruz kalıyor. İsrail ordusu, bölgedeki Filistinlilerin hiçbir inşaat faaliyetine izin vermiyor ve barakalarla kurulu Filistin köylerini her fırsatta yıkıyor.
Bölgedeki yasa dışı Yahudi yerleşimler ise elektrik, su, yol gibi imtiyazlardan faydalanıyor ve teşvik ediliyor.
Ürdün Vadisi'nin kuzeydoğusunda yer alan "bereketli topraklardaki" 38 haneli yaklaşık 300 kişilik nüfusa sahip İbzik Köyü'nde yaşayan Filistinli çiftçiler, İsrail ordusunun 3 Ocak'ta tank ve zırhlı birlikleriyle tatbikat yapacağı gerekçesiyle köylerinden çıkartıldı.
Elektrik ve su hizmetinden yoksun Filistinlilerin, hem barakaları, çadırları, hem de su tankerleri ve elektrik panelleri yıkıldı. Köylüler, barakalarının bulunduğu bölgeye dönmeleri veya topraklarını yeniden işlemeleri halinde taşıtlarının ve tarım araçlarının gasbedilmesi tehdidiyle karşı karşıya.
İsrail ordusu, sivillerin bölgeye "izinsiz giremeyeceğini" savundu
İsrail ordusu yaptığı yazılı açıklamada, bölgenin "atış sahası" olduğunu ve tatbikatlar için kullanıldığını iddia ederek, alana "sivillerin izinsiz" giremeyeceğini kaydetti.
Açıklamada ayrıca geçen haftalarda İsrail ordusuna bağlı Ürdün Vadisi Tugayı'nın bölgede tatbikat yaptığı doğrulandı.
İsrail'in işgal altındaki bölgelerden sorumlu sivil idaresi de buradaki sivillerin "yasa dışı" olduğunu öne sürerek, bölgeden ayrılmaları konusunda uyarıldıklarını, atış sahasında oldukları ve can güvenlikleri gerekçesiyle zorla çıkarıldıklarını savundu.
400 dönüm arazideki ekinler zarar gördü
Adeta bir tabloyu andıran tepelerin birbirine kavuştuğu İbzik Köyü'nde yetişen ekinlerin, yeşil örtüyle kapladığı saban izli tarlaların görüntülerini, tank ve zırhlı araçların palet izleri bozuyor.
İsrail ordusuna ait buldozerlerin tanklar için yığdığı kahverengi, kızıl topraklar ise çevrede deprem olmuş izlenimi veriyor.
İsrail ordusunun tatbikatından gelen patlama sesleri, güneşte tembellik eden çoban köpeği, tavuklar, küçükbaş sürülerinin süslediği kırsaldaki sükunetle tezat oluşturuyor.
"Bu köyden başka gidecek yerim yok"
Filistinli çiftçi Türki et-Türkmen AA muhabirine yaptığı açıklamada, çadır ve baraka evlerde 11 kişilik ailesiyle, köyün diğer sakinleri gibi küçükbaş hayvancılık ve tarımla geçindiğini anlattı.
İsrail ordusunun geçim kaynağı tarlalarını buldozerler ve tanklarla ezdiğini belirten Türkmen, buğday, arpa ve soğan ekili arazisindeki 70 dönümlük alanın harap olduğunu aktardı.
Türkmen, köyde ailesi için inşa ettiği barakaların defalarca yıkıldığına dikkati çekerek, "Benim bu köyden başka gidecek yerim yok. Bizi topraklarımızdan çıkarıp yerleşim projeleri için buraya hakim olmaya çalışıyorlar." dedi.
Filistinli çiftçiler on binlerce dolar zarara uğradı
Filistinli İbzik Köyü Muhtarı Abdulmecid Savafita, İsrail'in bölgedeki Filistin köylerine ilişkin tacizlerinin yıl boyunca devam ettiğini aktararak, "İsrail ordusu, 2021 boyunca köydeki yapıları, C bölgesinde izinsiz inşa edildiği gerekçesiyle 15 defa yıktı, taşıtlara, tarım ekipmanlarına el koydu, köylülere ağır cezalar yazdı." diye konuştu.
Savafita, köyde geçen haftalarda İsrail ordusuna ait yüzlerce ağır zırhlının tatbikat yaptığını, köylülerin barınaklarından çıkarıldığını, su tankerlerinin, güneş enerjisi panellerinin yıkıldığını, tarlalarının ezildiğini söyledi.
İsrail ordusunun kullandığı mühimmatların atıkları nedeniyle çocukların can güvenliğinden endişe ettiklerini belirten muhtar, Filistinli çiftçilerin yaklaşık 160 bin İsrail şekeli (yaklaşık 51 bin dolar) zarara uğradığını aktararak, tarlalarını sürmeleri halinde İsrail ordusunun, kendilerini tüm araçlarına el koymakla tehdit ettiğini anlattı.
Muhtar Savafita, köydeki tüm çiftçilerin tarlalarının Osmanlı döneminden ya da İngiliz mandası döneminden tapulu olduğuna işaret ederek, köylülerin topraklarını terk etmeyeceğini vurguladı.
İsrail bölgedeki yaklaşık 300 bin dönüm araziyi ele geçirdi
Ürdün Vadisi'ndeki yasa dışı Yahudi yerleşim projelerini takip eden Filistin yönetimi yetkilisi Mutaz Bişarat da İsrail'in bu bölgedeki toprakları "yıkım, buldozerler, toprak sakinlerine kısıtlamalarla" uzun süredir ele geçirmeye başladığını dile getirdi.
İsrail'in bereketli Ürdün Vadisi'ndeki 186 bin dönüm araziyi askeri alan, 75 bin dönümü de doğal koruma alanı ilan ederek sistematik şekilde işgal ettiğini kaydeden Bişarat, Ürdün Vadisi'nde İsrail'e ait 13 yasa dışı yerleşim yeri, 4 karakol yerleşim yeri ve 8 askeri kamp bulunduğu bilgisini paylaştı.
İsrail ordusunun, Ürdün Vadisi'nde Filistinlileri çıkardığı noktalarda önce bir karakol yerleşim kurulduğunu, buralara elektrik, su, yol ve her türlü altyapı hizmetinin sağlandığını ardından da büyük tarımsal yerleşim yerlerinin açıldığını aktaran Bişarat, İsrail yönetiminin bu noktaları resmi olarak tanıdığını anlattı. Bişarat, bölgedeki 5 yasa dışı yerleşim biriminin bu şekilde kurulduğunu ifade etti.
Bişarat, sözlerine şöyle devam etti:
"İsrail ordusu, ekili olmayan arazilerde tatbikat yapabilecekken mahsulleri hedef alıyor bu sayede Filistinlileri ekonomik darboğaza sokuyor ve buradan ayrılmaya zorluyor. İbzik Köyü'nde yaşananlar Ürdün Vadisi'ndeki tüm Filistinlilerin başına geliyor. Ürdün Vadisi'ndeki durum, yasa dışı yerleşim faaliyetlerini genişletme ve Filistin kaynaklarının kurutulmasından ibaret."
Ürdün Nehri'nin batı kenarı boyunca uzanan Ürdün Vadisi, 1,6 milyon dönüm büyüklüğünde bereketli topraklara ev sahipliği yapıyor. Bölgedeki 38 yasa dışı Yahudi yerleşim biriminde yaklaşık 13 bin İsrailli yerleşimci, Filistinlilere ait 34 yerleşim bölgesinde ise 65 bin kadar Filistinli yaşıyor.