Diyarbakır’da İttihad-ul Ulema’nın düzenlediği 8’inci Alimler Buluşması, ’İslami Uyanışa Rehberlik Etme’ temasıyla başladı.
Alimler ve Medreseler Birliği (İttihad-ul Ulema) tarafından her yıl İslam coğrafyasından alim, akademisyen, siyasetçi, STK temsilcileri ve kanaat önderlerinin katılımıyla düzenlediği Alimler Buluşmasının sekizincisi başladı. Yenişehir ilçesindeki Alimler ve Medreseler Birliği Genel Merkezinde düzenlen programda konuşan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, İslam aleminin 200 yıldır Batı uygarlığının ve modernizmin zihinsel, kültürel ve fiili taarruzlarıyla karşı karşıya olduğunu ifade etti.
Çoğu insanın yaradılış gayesini unuttuğunu ve kritik bir süreçten geçtiklerini dile getiren Yapıcıoğlu, “Batı’dan yayılan modern paradigma saf ve temiz inancımızı, ferdi ve ictimai hayatımızı, kimliğimizi ve nesillerimizi çok yönlü olarak etkisi altına almakta ve ciddi bir tehlike arz etmektedir. Çoğu insanın yaradılış gayesini unuttuğu, hedef ve istikametini şaşırdığı, insani ve İslami değerlerini yitirme tehlikesi ile karşı kaşıya kaldığı çok kritik bir süreçten geçiyoruz. Şuurlu tüm Müslümanların ve ümmetin azalarına rehberlik edenlerin bu olumsuz gidişatı dert edinmesi, yaşanan sorun ve sıkıntılara makul çözümler üretmek için çaba ve gayret sarf etmesi gerekmektedir. Rabbimize hamdolsun ki bugün İslam coğrafyasında ve dünya genelinde ümmetin gidişatını ve İslam’ın evlatlarının durumunu dert edinen alim şahsiyetler ve kurumlar vardır” dedi.
İslam coğrafyasındaki siyasi istikrarsızlığın, inanç, düşünce ve uygulamalardaki aşırılıkların Müslüman toplumlarını çok boyutlu bir yozlaşmanın derekesine düşürdüğünü ifade eden Yapıcıoğlu, “Bu derin handikaptan çıkış ancak Kur’an ve sahih sünnetten beslenen sağlam bir akide; vasat bir düşünce, söylem ve eylemlerde tutarlılık ile mümkündür. Bununla birlikte Makasıdı Hamse yani; din, can, mal, akıl ve nesil emniyetinin sağlanması için kapsamlı bir çalışma pratiği oluşturulmalıdır. İslam’ın her döneme hitap edebilecek bir tutarlılığa sahip olduğu bütün yönleriyle ortaya konulmalı, ancak yorumların İslam’ın bizatihi kendisi olarak dayatılması gibi bir yanlışın menfi sonuçlar doğuracağı göz ardı edilmemelidir” diye konuştu.
Oturum öncesi konuşma yapan Dünya Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Karadaği, bu tür programlarla İslam ümmetinin sorunlarına çözüm arandığını ifade etti.
Avrupa’nın sömürgeciliğine ve işgaline karşı durduklarını fakat teknik, ilim ve bilim olarak Avrupa ülkelerinin makbul bir seviyede olduğunu söyleyen Karadaği, “Batı ve Avrupa, 500 yıl kadar önce büyük bir kriz ve gerilik içindeydi. Peki, Avrupa nasıl bu seviyelere yükseldi? Bizler Avrupa’nın sömürgeciliğine ve işgaline karşı duruyoruz fakat Avrupa teknik, ilim ve bilim olarak makbul bir seviyede. İlk İslam uleması Avrupa’daki sorunları yönetim, dini ve eğitim olarak açıklamıştır. Bu 3 problem, Avrupa’yı kötü bir duruma düşüren etkenlerdi. Bundan dolayı Avrupa bu 3 sorununu çözmeye çalıştı. Önce siyasi, idari sorununa karşı demokrasi denilen sistemi geliştirdiler. Sonra yeni bir eğitim sistemi geliştirdiler. Ayrıca kilise sisteminden çıkmayı kararlaştırdılar. Tabi onlar bunu dünya boyutu için düşünmüşlerdir" diye konuştu.
İttihad-ul Ulema’nın düzenlediği program, 1 Ekim’e kadar oturumlarla devam edecek.