Tiroit bezi hastalıkları (guatr) ülkemizde sadece Karadeniz Bölgesi’nde değil, tüm bölgelerimizde sıkça görülüyor. Bu durum da iyot ve selenyum eksikliğinden kaynaklanıyor.
“Eskiden guatr hastalığına yol açtığı düşünülen karalahana, turp, şalgam, kabak ve karnabahar gibi sebzelerin tüketilmesinde guatr açısından sakınca yoktur” diyen Medicana Sağlık Grubu Endokrinoloji Uzmanı Doç. Dr. Feyzi Gökosmanoğlu, “İyot eksikliğini önlemek için günlük 100-150 ug iyot alınmalı” dedi.
İyot eksikliği; tiroit hastalıklarının yanı sıra meme kanseri ve kalp damar hastalıklarına da sebep olabiliyor. Medicana International Samsun Hastanesi Endokrinoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Feyzi Gökosmanoğlu, “İyot eksikliği, en çok iyotlu tuz kullanmayanlarda görülür. İyot eksikliğinin nedenleri arasında deniz ürünleri ve hayvansal gıda tüketimindeki eksiklik, brokoli, karnabahar, brüksel lahanası ve soya içeren besinler, ayrıca besinlerin çiğ tüketilmesi ve sigara içmek sayılabilir. Günlük iyot alımını dengelemek için iyotlu tuz tüketimi çok önemlidir ve ihmal edilmemelidir. Günlük ortalama 100-150 ug alınması gereken iyot, vücutta çok önemli olan tiroit hormonlarının üretiminde kullanılır. Tiroit hormonları o kadar önemlidir ki; zeka gelişiminden büyümeye, bağışıklık sisteminden sindirim sistemine kadar birçok önemli yapıyı kontrol eder” diye konuştu. Saç dökülmesi, eklem ağrıları, ödem ve düzensiz tansiyon görülebilir
“İyot eksikliği, guatr ve hipotiroidi gibi önemli sağlık sorunlarına neden olabilir” diyen Doç. Dr. Gökosmanoğlu, şu bilgileri verdi: “Vücuttaki büyüme ve gelişmeden beyin ve sinir gelişimine kadar sorumlu olan iyot, tiroid hormonunun yapımında da rol oynar. Bazı gıdalarla alınan iyot, hızlı bir şekilde bağırsaklardan emilerek tiroit hormonu yapımında kullanılır; boynun ön tarafında yer alan kelebek şeklindeki tiroit bezi tarafından tiroit hormonlarına dönüştürülür. İyot eksikliğine bağlı hipotiroidinin belirtileri arasında, halsizlik, uyku hali, dikkat dağınıklığı, depresyon, kilo alımı, ciltte kuruluk, saç dökülmesi, tırnakların kolaylıkla kırılması, üşüme, terlemede düzensizlik, eklem ağrıları, ellerde uyuşma, kaslarda kramp, guatr, tansiyonda düzensizlik (yüksek veya düşük), çocuklarda boy kısalığı ve zeka geriliği, kolesterol seviyesinde artış, hamile kalamama, düşük yapma, adet düzensizliği, vücutta şişlik, ödem ve gözaltlarında şişlik sayılabilir. Bu tip belirtiler görüldüğünde mutlaka uzman bir hekime başvurulmalıdır.” Tuz tüketimini artırmak yerine iyotlu besinlere yönelin
Doğru iyot tüketimi hakkında bilgi veren Doç. Dr. Feyzi Gökosmanoğlu, “İyot en fazla balıklar, istiridye, karides, ıstakoz ve deniz yosunları gibi diğer deniz canlılarında bulunur. Mezgit, ton balığı gibi derin tuzlu su balıkları ise daha fazla iyot içerir. Sebzelerden ıspanak, şalgam, pazı, kabak, sarımsak ve kuru fasulye bol miktarda iyot içerir. Meyve olarak çilekte bulunan iyot, süt ve süt ürünlerinden de temin edilebilir. Günlük iyot ihtiyacının yaklaşık yarısı bir kase yoğurt, yüzde 40’ı bir bardak süt, yüzde 20’si ise bir yumurtadan alınabilir. İyot eksikliğini tamamlamak için tuz alımını artırmak yerine bu ihtiyacın diğer besinlerden karşılanması daha doğrudur. Pişirme ile besinlerdeki iyot oranı azaldığı için besinlerin taze tüketilmesi, aşırı kaynatma ve kızartmaya maruz bırakılmaması gerekir. Yemeğe tuz atılmak isteniyorsa, pişirip soğuttuktan sonra serpmek önerilir. Gebelerde de iyot takviyesi şarttır” ifadelerini kullandı.