İzmir’in afetlere karşı dirençli hale getirilmesi yönünde yapılacak çalışmalara ışık tutacak “İzmir Deprem Master Planı 24” çalıştayı başladı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, deprem konusunda kentte ortak aklı harekete geçirmenin önemine değinerek “İklim kriziyle mücadele ederken de depremle ilgili hazırlık yaparken de siyaset üzerinden, kurumlar üzerinden ayrışma olmamalı. İş birliği ile çok daha hızlı yol alınabilir” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, kentin afetlere karşı dirençliliğini artırmak, doğayla uyumlu ve güvenli yaşam alanları oluşturmak için Deprem Master Plan çalışmalarına başladı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde düzenlenen “İzmir Deprem Master Planı 24” çalıştayına ev sahipliği yaptı. Çalıştaya bilim insanları, sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarının temsilcileri, İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokratları, belediye meclis üyeleri, ilçe belediye başkanları, milletvekilleri, siyasi partilerin temsilcileri katıldı. Çalıştaya İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kentte depremle ilgili yürüttüğü bilimsel çalışmaların anlatıldığı sunumla başlandı. “Hepimizin depremle ilgili endişesini gösteriyor”
Açılış konuşması yapan Başkan Dr. Cemil Tugay, çalıştaydaki yoğun katılımdan dolayı mutlu olduğunu ifade ederek, “Bu, aslında biraz da hepimizin depremlerle ilgili endişesini gösteriyor. Bu, depremin İzmir için ne kadar önemli bir konu olduğunu, yapmamız gereken çok iş bulunduğunu gösteriyor” dedi.
İzmir’in 4 yıl önce yaşadığı depremi hatırlatan Başkan Tugay, “30 Ekim 2020 depremi benim Karşıyaka Belediye Başkanı olduğum dönemde gerçekleşti. İzmir’de depremi yaşayarak gördük. O günden bugüne pek çok çaba gösterildi. Yaklaşık 4 yıl geçmiş durumda. 6 Şubat’ta korkunç bir depremi ülke olarak yaşadık. Sorumuz şu; o günden bugüne depremle ilgili dirençliliğimizi ne kadar artırdık? Olası bir deprem durumunda yaşanacak sorunlara ne kadar hazırlıklıyız? Yapılması gereken mevzuat değişiklikleri yapıldı mı? Almamız gereken kararları aldık mı? Mutlaka bir şeyler yapıldı ama görünen o ki yetersiz” diye konuştu. “O kapanmış olan kulakları ne zaman açacağız”
Deprem çalışmaları konusunda iş birliğinin önemine değinen Başkan Tugay, “Körfez konusunda da aynı şeyi söyledim. Bu ülke artık siyaset üzerinden, falanca merkezi yönetim filanca yerel yönetim diye kendini ayırma hatasından acilen vazgeçmelidir. Belki burada belediye başkanı olarak vereceğim en önemli mesaj budur. Bu çalışmalar için bu ülkenin kaynakları kullanılıyor. Ülkemizin çok değerli yöneticileri, bilim insanları pek çok çalışma yapıyorlar ama bir şekilde ayrıştırılıyorlar. Farklı iki ülke varmış gibi iki ayrı ülkede iki ayrı çalışma yapılıyor gibi ilerliyor işler. Ancak iklim kriziyle mücadele ederken de depremle ilgili hazırlık yaparken de siyaset üzerinden, kurumlar üzerinden ayrışma olmaz. İş birliği ile çok daha hızlı yol alınabilir. Karşıyaka Belediyesi adına 4 sene önce mevzuatla ilgili yapılması gereken değişiklikleri bakanlığa bildirdik. Ne yapıldı? 4 sene önce ne kadar yanlış ve eksik varsa bugün de aynı yanlış ve eksikler duruyor. Bunları nasıl düzelteceğiz, değiştireceğiz? O kapanmış kulakları ne zaman açacağız?” ifadelerini kullandı. “Tespitler yapıldı ama vatandaşı ikna edemedik”
Türkiye’deki mevzuat sıkıntısına da değinen Başkan Tugay, “Bir deprem ülkesindeyiz. Bilimsel araştırmalar da kentteki fayların deprem üretme potansiyelini gösteriyor. Ama kat sayısını önce 5’e düşürüp, sonra unutuldu diyerek tekrar 8’e çıkaran anlayışıyla yönetilmeyi hak etmiyor bu insanlar. Mevzuat öyle bir mevzuat ki, bir binanın hangi noktada hangi problemler nedeniyle depreme dayanıksız olduğuna dair tanımlama yetersiz kalıyor. Karşıyaka’da bina incelemesinde şunu gördük ki; betonarme yapısı sağlam olan binaların sakinleri yapı çok sağlam diye düşünüyorlar. Oysa zemin nedeniyle risk taşıyan binalar var. Tespitler yapıldı ama vatandaşı ikna edemedik. Biz sözlü ikna etmeye çalışıyoruz oysa bunun mevzuatta bir karşılığının olması lazım. Nasıl ölçülecek, denetlenecek? Problemin net olarak tanımlanması ve insanlara yardımcı olunması gerekiyor” diye konuştu. “Emsal artışı verilmesi doğru değildi”
İzmir depremi sonrasında uygulanan emsal artışının yanlış olduğunu aktaran Tugay, sözlerini şöyle sürdürdü: “2020 depreminden sonra bu şehirde ağır ve orta hasarlı binalara emsal artışı vermek zorunda kaldık. Çünkü başka kimsenin yardım niyeti yoktu. Doğru muydu? Değildi. Bugün de özellikle bozuk zeminli yerlerde binalara emsal artışı verip katları yükseltmek şehrimizin özellikle bazı bölgeleri için vahim bir hatadır. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak söylüyorum bunu. Bunun bir hata olduğunu lütfen herkes idrak etsin. O arsanın sahibi, ortağı olabilirsiniz, orada daireniz olabilir, mülkiyet hakkınıza sonuna kadar saygı duyuyorum ama olası bir depremde o bina yıkılır ve altında kalırsanız bu bizim açıklayamayacağımız bir durum olur. Belediyeden ne istediğinizin farkında olun, bilinçli olun. Popülizm, oy avcılığı ve büyük seçim başarıları peşine düşmemek gerek. İzmir’in çok değerli, bilinçli insanlarının, halkının da bu gibi konularda hayır demesini özellikle rica ediyorum. Bundan sonra doğru olduğuna inandığımız şeylerin arkasında duralım. Ben belediye başkanı olarak bunun sözünü veriyorum. Doğru neyse onun arkasında olacağım ve onun yapılması için çaba göstereceğim. Bu dönem bir şeyleri değiştirmenin ve düzeltmenin dönemi olsun. Bu dönem İzmir’in bilinen, takdir edilen bilincinin gün yüzüne çıktığı dönem olsun.” “İzin vermeyelim”
Deprem Master Plan çalışmasının önemine de değinen Tugay, “Kanun, mevzuat değişikliği bekliyoruz diyerek durmayacağız. Bekliyoruz, doğrusu o. Sadece İzmir değil Türkiye’nin ihtiyacı var ve bekliyor. Ama yapmayanların kendi sorumluluğudur. İnşallah yaşanmaz ama kötü bir olay yaşanırsa onların utancı olmalıdır. İmar aflarında olduğu gibi. Onlar da kapattıkları kulaklarını açsınlar. Hep beraber insanlarımızın yıkılan binalar altında ölmesine, sakat kalmasına izin vermeyelim” dedi. “Revizyondan öte yeni bir master plan olacak”
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde depreme yönelik çalışmaların, İzmir’in Birleşmiş Birleşmiş Milletler tarafından RADIUS Projesi’nin dünyada uygulanacağı 9 kentten biri olarak seçilmesi ile 1 Şubat 1998’de başladığını belirten Tugay, “Bu kapsamda hazırlanan İzmir Deprem Master Planı, 1999 yılının Temmuz ayında tamamlandı. Şimdi bu projedeki çalışmaları güncelleyeceğiz. Bizim deprem master planı çalışmamız bu açıdan revizyon gibi değerlendirilebilir ama bence yeni bir çalışma olacak. Çünkü 1999’da yapılanın bugün için güncelliğini kaybettiğine dair pek çok veri var elimizde. Tamamen yeni bir master plan yapacağız gibi görünüyor. 1999’dan bugüne İzmir çok değişti. Dolayısıyla güncel verilerle revizyonlar yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Diliyorum, umuyorum bu dönemde bunu başarabileceğiz. Hocalarımızdan özellikle ricam; bize, bu ekibe inançlarını korumalarıdır. Biz sıradan bir ekip değiliz. Tüm duyarlılıklarımızla, insanlarımıza duyduğumuz sevgi ve saygıyla bu görevin başındayız. Gücümüzün yettiğini elimizden geldiğince yapacağız. Sizlerin yardımıyla belki kilometrelerce daha ileriye taşınacak. Hepinizin yardımına ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı. “Soruların cevaplarını beraber bulacağız”
İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Zeki Yıldırım, Başkan Tugay’ın göreve gelir gelmez Deprem Master Planın güncellenmesi ile ilgili çalışmaların başlaması yönünde talimat verdiğini belirtti ve “RADIUS Projesi’ndeki çalışmalar Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altında yapılmış çalışmalardan bir tanesiydi. Bu çalıştay ile projenin revize edilmesini ve yol haritası ortaya koymayı amaçlıyoruz. Güzel İzmir’imizin deprem gerçeği var. Buna hazırlıklı olmalıyız. Zararlarımızı minimuma indirmemiz gerekiyor. Bu çalıştayın güzel bir başlangıç olacağına inanıyorum. Soruların cevaplarını beraber bulacağımızı düşünüyorum” dedi.