Geçtiğimiz gün Kuşadası merkezli meydana gelen depremlerin ardından açıklama yapan Jeoloji Mühendisleri Odası Aydın İl Temsilcisi Hasan Kuru, yapı denetimlerinde zemin faktörlerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. Kuşadası Körfezi açıklarında artarda meydana gelen ve Aydın’da çok sayıda vatandaşın hissettiği depremlerin ardından Jeoloji Mühendisleri Odası Aydın İl Temsilcisi Hasan Kuru bir açıklama gerçekleştirdi. Depremlerin hayatımızın bir parçası olduğu ve önemli olanın alınan tedbirlerin yeterliliğinin sorgulanması olduğuna dikkat çeken Kuru, jeoloji olmadan güvenli yapı stoğunun tespit edilemeyeceğini ifade etti. Kuru, konu ile ilgili yaptığı açıklamada “31 Ağustos itibariyle Kuşadası Körfezi açıklarında sırasıyla saat 12.56’da 4,8 büyüklüğünde, saat 13.10 sıralarında 5,3 büyüklüğünde ve son olarak 17.02’de 4,7 büyüklüğünde depremler meydana gelmiştir. Bölgede depremler büyüklük ve sayısal açıdan azalarak devam edecektir. Aydın kentinde yaşayan insanlarımız başta olmak üzere bölge halkımızda korku ve endişe oluşturan bu depremlerin ilk inceleme ve tespitlere göre herhangi bir hasar ve can kaybına yol açmadığı görülmektedir. Bir deprem ülkesi olan ve bölgesel olarak Çanakkale’den Antalya Körfezi’ne kadar batı ve güney batı Anadolu etkin bir deprem aktivite bölgesinde bulunmaktadır. Geçmişte ve bugün de olduğu gibi gelecekte de orta ve büyük ölçekte depremlerle ülkemiz ve vatandaşlarımız karşı karşıya kalabileceklerdir. Vatandaşlarımızın endişe etmemeleri, sakin kalarak herhangi bir afete karşı, afet öncesi ve sonrası için alınması gereken tedbirler ve aile içi eğitimleri edinmelerini önermekteyiz. Bu hususta AFAD İl Müdürlüğü, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ve Jeoloji Mühendisleri Odası Aydın İl Temsilciliği nezdinde iletişime geçerek destek sağlayabilirler” dedi. “Bilimsel işbirliğine davet ediyoruz”
Meslek odası olarak bıkmadan usanmadan afetlerle ilgili yapılması gerekli acil eylemlere değinmeye devam edeceklerinin altını çizen Kuru; “Modern yönetmelik dışı yapıların depremler başta olmak üzere çeşitli afetlere karşı risklerini ortaya koyarak, kent yapı stoğunun durumunun belirlenmesi ve buna bağlı olarak uygun kentsel dönüşüm projeleriyle afetlerle mücadele, can ve mal kaybını önemli ölçüde ortadan kaldıracaktır. Kent yapı stoğunun belirlenmesi aşamasında, ülkemizde önceki dönem çalışmalarda gözlemlenen jeoloji ( yer bilimi ), yapı ilişkisinin ortaya konmaması veya konamamasının meydana getirdiği tespit sorunlarını ortadan kaldırmamız gerekmektedir. Zemin etütleri yapı denetim sistemi içine alınmalı ve yerinde denetlenmelidir. Yapı denetim sistemi bu haliyle afetlerle mücadelede yetersizdir. Yer bilimleri disiplini olmadan afetlerle mücadele olmaz. Zemin ve yapı denetim olarak kontrol sistemi değişmediği sürece hiçbir yapı güvenlidir diyemeyiz, afetlere karşı etkin denetim var diyemeyiz. Tespit edilmiş aktif Fay hatlarının birçoğu yerleşim birimlerinin altından geçiyor. Aydın, İzmir, Muğla ve Denizli’nin de bulunduğu 22 kentimiz, 80’i aşkın ilçemiz ve 502 köyümüzün altından diri fay geçmektedir. Bilimsel, kurumsal işbirliği ve uygulanabilir etkin mücadele için, Fay Yasası çıkarılmalıdır. Karada olduğu gibi denizlerde de deprem araştırmaları yapılarak ülkemiz ve vatandaşlarımız için afet riskleri ortaya konmalıdır. Büyük ölçekli depremlerin oluşturacağı muhtemel tsunami etkisinin, kıyı kentlerimizde oluşturacağı afet durumu ve yapı stoğu incelenerek önlemlerin alınması gerekmektedir. Bu çerçevede TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Aydın İl Temsilciliği olarak, Aydın kentimizin çok değerli kamu ve yerel idare yöneticilerini doğal ve doğal olmayan afetler konusunda çok geç olmadan bilimsellik çerçevesinde işbirliğine ve sorumluluk almaya davet ediyoruz” dedi.