Kahramanmaraş
Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Ali Babaoğlu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Tutuksuz sanık Hacı Mehmet E, Ömer T. ile müştekiler ve taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.
Tutuklu sanık Ali Babaoğlu, 6 Şubat depremlerinin sıradan bir deprem olmadığını, depremde tarihi binaların da yıkıldığını söyledi.
Kendisinin Kahramanmaraş'ın güvenilir mühendislerinden olduğunu belirten Babaoğlu, şunları kaydetti:
"6 Şubat depremi sıradan bir deprem değildir, bin yıllık tarihi eserler yıkılmıştır. Ben kaçmadım, çünkü kronik bir hastayım ve çok ağır ilaçlar kullanıyorum. Deprem sabahı çok büyük travmalar yaşadım, benim de arkadaşlarım, dostlarım enkaz altında kaldı. Herkes Kahramanmaraş'tan ayrılıyordu, ben de ayrılmak zorunda kaldım. Mal varlığımı kaybettim, en çok da özgürlüğümü kaybettim, hala hapisteyim. 40 yıllık tecrübeli inşaat mühendisiyim ve Kahramanmaraş'ın en güvenilir mühendislerinden biriyim. Yeterli tecrübeye sahip bir inşaat mühendisiyim. Müteahhit ve mühendis attığı imzadan dolayı ömür boyu sorumlu olamaz. Hazırlanan raporlarda çelişkiler mevcuttur, yeterli karot alınmamış ve inceleme yapılmamıştır. Tekrar bilirkişi raporu alınmasını istiyorum."
Projesinin belediye ve oda tarafından onaylandığını dile getiren Babaoğlu, malzemeden çalındığı iddialarını kabul etmediğini, projeyi birebir uyguladıklarını, iddianamenin acele ile hazırlandığını öne sürdü.
Babaoğlu, Hacı Mehmet E. ile ortaklığının belgeli olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Bu projeyi bana Mehmet Bey getirdi. Noterde vekalet vermek için bulundum. Kahramanmaraş'ın önemli esnaflarından biriyim, 10 yerden haciz geldi, ancak ben namuslu biriyim, malımı sattım ve borçlarımı ödedim. Yakalanmayı göz göre göre gittim, çünkü mecburdum. Yakalanmasaydım, arabamla duruşmaya gelecektim."
Tutuksuz sanık Hacı Mehmet E. ise binaya ortak olmadığını, binanın yapımıyla hiçbir ilgisinin bulunmadığı, kendisinin satış için müşteri bulmak amacıyla emlakçı gibi çalışarak müşteri getirdiğini belirtti.
Tutuksuz sanık Ömer T. ise üzerine atılan suçları kabul etmeyerek beraatını talep etti.
Müşteki Hatice Öztarakçı da depremde anne ve babasını kaybettiğini, kendisinin ise 16 saat sonra enkazdan çıkarıldığını söyledi.
Müşteki Emine Özcan ise depreme anne ve babasıyla yakalandığını, enkaz altında çok acılar çektiğini anlatarak, "Annem bana seslendi, ayağa kalktım, hemen ardından bina yıkıldı. Yaşam üçgeni oluşturma imkanımız hiç olmadı, tek kıpırdayan organım dilimdi, o da kuma değiyordu. 17 saat boyunca bu dünyada çekmeyeceğim acıyı çektim. Bu binayı bize yönetmeliğe uygun olarak sattılar, annem depremden çok korkardı, başına geldi. Sanık Ali Babaoğlu, hiçbir pişmanlık göstermeden mal varlığını kaybettiğini söylüyor. Biz bu binayı Ali Babaoğlu'ndan satın aldık. Evin satış sözleşmesinde Hacı Mehmet E.'nin adı vardı ve ortak olduğu belliydi. Ben bu binayla ilişkisi olan herkesten şikayetçiyim, ben tesadüfen hayattım." diye konuştu.
Mahkeme heyeti, dosyanın yeni bilirkişi heyetine gönderilmesine ve sanıkların mevcut halinin devamına karar vererek duruşmayı 26 Aralık'a erteledi.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıklar hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl altışar aya kadar hapis talep ediliyor.