Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yıl dönümü ve 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı Mersin’de düzenlenen törenle kutlandı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Zalihe Mendeli, "Bizler 11 yıl boyunca, bugün Gazze’de, dün Bosna Hersek’te yaşanılanlara benzer şekilde etnik temizlik ve soykırıma varan saldırılara hedef olduk" dedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Mersin Başkonsolosluğu tarafından Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen törene KKTC Mersin Başkonsolosu Zalihe Mendeli, gaziler ve kent protokolü katıldı. Mersin Başkonsolosu Zalihe Mendeli ile TMT Mücahitler Derneği, Türkiye Muharip Gaziler Derneği, Kıbrıs Türk Kültür Derneği, Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği ve Türkiye Harp Malulü, Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri derneği Atatürk Anıtı’na çelenk sunuldu. Tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Mersin Kültür Merkezi’nde devam etti. "Barış Harekatı, ’ne mutlu Türk’üm diyen’ herkes için mutlu bir gün ve bayramdır"
KKTC Mersin Başkonsolosu Mendeli, törende yaptığı konuşmada, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nı hep birlikte kutlamanın mutluluğunu ve gururunu yaşadıklarını söyledi. Kıbrıs Barış Harekatı’nın, kendi yurdunda sonsuza dek var ve hür olma mücadelesini kazanan Kıbrıs Türk halkının, ana vatan Türkiye ile omuz omuza her türlü zorluğa göğüs gelebileceğinin ispatı olduğunu vurgulayan Mendeli, "Barış Harekatı, ’ne mutlu Türk’üm diyen’ herkes için mutlu bir gün ve bayramdır. Bizler de bugün burada bir savaşın değil Kıbrıs adasında barışın, huzurun ve insanca yaşanılabilmenin yıl dönümünü kutluyoruz. Bugün KKTC’de korkusuzca, özgürce yaşıyorsak, bunu halkımızın büyük fedakarlığına, direnişlerine, vatanımız uğruna can veren aziz şehitlerimize, kahraman mücahit ve Mehmetçiklerimize borçluyuz. Bu kutlu yıl dönümünde başta özgürlük mücadelesi liderimiz doktor Fazıl Küçük, kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş, 1974 Barış Harekatı’nın önünü açarak, bizi soykırımdan kurtaran dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ve kabine üyeleri olmak üzere, istiklal ve istikbal uğruna canlarını feda etmiş tüm şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi, mücahitlerimizi minnetle yad ediyorum" dedi. "50 yıl önce Türkiye’nin Kıbrıs’a tesis ettiği barış bugün hem adada hem de bölgede huzurun teminatı olmuştur"
Kıbrıs Türk halkının, egemen eşit ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’nden silahla zoruyla dışlanarak 11 yıl boyunca en zor ve en ağır şartlar altında göçmen çadırlarında yaşayarak, utanç barikatlarından işkenceye tabi tutularak vahşetin her türlüsünü gördüğüne dikkat çeken Mendeli, şöyle devam etti:
"O dönem hastalıklı bir zihniyetin neler yapabileceğini çok acı bir şekilde gördük. O dönem bizler için kan, gözyaşı, katliam demekti. Üzülerek ifade etmek isterim ki 1964 yılında alınan 186 sayılı talihsiz kararla adaya konuşlandırılan Barış Gücü Kıbrıs’ta akan kanı durdurmamıştır, daha doğrusu durdurmamıştır. Bizler 11 yıl boyunca, bugün Gazze’de, dün Bosna Hersek’te yaşanılanlara benzer şekilde etnik temizlik ve soykırıma varan saldırılara hedef olduk. Ancak halkımız direnerek, başı dik, alnı açık şekilde mücadele edip, Türklüğün onur ve şerefini ayaklar altında çiğnetmemiş, bayraklarımızı gönderden indirmemiştir. 50 yıl önce Türkiye’nin Kıbrıs’a tesis ettiği barış bugün hem adada hem de bölgede huzurun teminatı olmuştur. Şu anda tek eksik kalan şey çözümdür ve çözümsüzlüğün nedeni de elbette ki Rum ve Yunan ikilisidir. Rumların hedefi özden gelen egemen eşitliğimizi inkar ederek ana vatan Türkiye’nin garantörlüğünü ortadan kaldırmak, bizleri azınlık durumuna düşürüp devletimizi ve egemenliğimizi yok etmektir." "Ülkemiz Doğu Akdeniz’deki Türk bayrağının serhat bekçisi olmaya devam edecektir"
Kıbrıs’ta işlenen katliamları ne unutacaklarını ne de unutturacaklarını vurgulayan Mendeli, "Dünyanın da unutmasına asla izin vermeyeceğiz. Halkımız ve ana vatanımız bugüne kadar kin ve intikam peşinde koşmak yerine, iyi niyetle her iki halkın barış içinde yaşayabilmesinin yollarını aramıştır. Ancak Rumların uzlaşmaz tutumuyla ve yürütülen süreçlerin çökmesinin ardından Kıbrıs Türk tarafı yeni bir siyaset gündeme getirmiştir. Kıbrıs’ta çözüm ancak egemen ve uluslararası eşit statüye sahip iki devlet temelinde gerçekleşebilir. Ortaya koyduğumuz yeni siyaset doğrultusunda başta Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği olmak üzere uluslararası camiadan beklentimiz cesur ve kararlı adımlar atarak özden gelen eşitliğimiz için Rum tarafını egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzün tesisi hususunda zorlamalarıdır. Tanınma olur ya da olmaz, ülkemiz maruz bırakıldığı haksız izolasyonlara rağmen, küresel ve bölgesel rolü yükselen ana vatan Türkiye’nin şartsız desteğiyle her geçen gün kalkınarak güçlenecek, Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olarak Doğu Akdeniz’deki Türk bayrağının serhat bekçisi olmaya devam edecektir. Canla, kanla aldığımız her parçası candan kıymetli yurdumuzu ölürüz ama tek bir zerresini bile vermeyiz. Şanlı zaferimizin 50. yıl dönümü kutlu olsun" diye konuştu.
Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yıl dönümüne ilişkin video gösteriminin yapıldığı etkinlikte, Mehmet Akif Ersoy Sosyal Bilimler Lisesi öğrencisi Ali Efe, ’Benim iki bayrağım var’ adlı şiiri okudu. Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanlığı Bando ekibinin mini konser verdiği etkinlikte, Büyükşehir Belediyesi halk oyunları ekibi gösteri sundu, Jandarma komandoları Zeybek oynadı.
Programa Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Murat Fırat, İl Emniyet Müdürü Kamil Karabörk, AK Parti Mersin Milletvekili Ali Kıratlı, CHP Mersin Milletvekili Talat Dinçer ile Kıbrıs gazileri katıldı.