Geçtiğimiz günlerde Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin (GKRY) Constantia Metropolitliğinden Rum papazların Rum Milli Muhafız Ordusundan (RMMO) bazı askerlerin gözetimi altında atış eğitimi alması gündemde yer almıştı.
Gerçekten nereden bakarsanız bakın oldukça vahim bir tabloydu. Barışı temsil etmesi gereken din adamlarının ellerinde silahla talim yapması, yıllarca zihinlerde gizlenen kin ve nefret tohumlarını filizlendirme gayretleri barışa, dostluğa, hukuka, kutsal değerlere kısacası bütün insanlığa zarar veren anlayışın devam ettiğini gösteriyordu.
Bazı sosyal medya kullanıcıları izahı mümkün olmayan bu görüntüleri eleştirirken bazıları ise ilginç bir şekilde din adamlarının hazır olması gerektiğini savundu.
Yunan-GKRY ikilisinin barışı değil savaşı, dostluğu değil düşmanlığı esas alma anlayışı ile bölgeyi istikrarsızlaştırma çabaları ve silahlanma sevdalarının gerçek bir tezahürü olan bu durum Türkiye’nin iyi komşuluk ilişkileri ve müttefiklik ruhu içindeki tüm iyi niyetli ve samimi yaklaşımlarına rağmen gerginliği tırmandırıcı, saldırgan söylem, tahrik edici ve hukuk tanımaz eylemlerin bir yenisidir.
Görüntüler üzerine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Rumların silahlanmasına tepki olarak GKRY'nin silahlanmayı artırmaya devam etmesi ve başlattığı silahlanma programını kışkırtıcı olarak nitelendirdi.
Bu kapsamda, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise 26 Ocak 2022’de yaptığı açıklamada, Rum yönetiminin, RMMO'nun sahip olduğu füze savunma sistemlerini güçlendirmesi girişimlerinin, barışa hizmet etmediği ve Doğu Akdeniz'de gerginliğin artmasına sebep olacağı uyarısında bulundu.
Tüm bunlara karşın ülkemiz ve Türk Silahlı Kuvvetlerimiz Kıbrıs Adası’nda uluslararası garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda barış ve güvenliğin teminatı olmaya devam etmekte ve sorunlarımızın uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde çözümü için büyük çaba harcamaktadır.
Tarihî ve kültürel geçmişimizden gelen bu anlayış; devletimizin bekası, ülkemizin güvenliği ve bağımsızlığı için toprağa düşen aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle yâd ettiğimiz, aynı zamanda “Çanakkale Deniz Zaferi”nin 107’nci yıl dönümünü idrak ettiğimiz 18 Mart’ta bir kez daha çok güzel bir şekilde kendini göstermiştir.
Şöyle ki, Rum terör örgütü EOKA’nın canice cinayetlerine ve soykırım girişimine karşı Kıbrıs Türkü’nün can ve mal güvenliğini korumak üzere kurulan Türk Mukavemet Teşkilatı Şehitleri için 18 Mart’ta Dikmen/Girne’de bulunan Yarbay Erkund YORUNÇ kışlasında din adamlarımız da katılımı ile “Şehitleri Anma ve Ağaçlandırma Töreni” yapıldı.
Hem aziz şehitlerimizin anıldığı hem de ağaçlandırma yapılarak bazıları gibi silaha değil insanı, çevre ve doğayı yaşat anlayışı ile barışa ve yaşama sarıldığımız ve yine bazıları gibi nifak tohumları ekmek yerine barışı filizlendirmeye çalıştığımız bugün; sevgi, saygı, kardeşlik ve hoşgörüyü temsil eden din adamlarımızın da katılımı ile son dönemde tüm dünyanın daha çok ihtiyaç duyduğu barış ve huzura yönelik umutları yeşerten en anlamlı gün oldu.
Ülkemiz, bölgesel ve küresel anlamda belirsizlik, risk ve tehditlerin arttığı, hâlihazırda Rusya-Ukrayna savaşının devam ettiği bir dönemde “Yurtta sulh, dünyada sulh” şiarıyla sadece Kıbrıs’ta değil bölgesinde ve dünyada da barış, huzur ve istikrar için elinden geleni yapmakta ve örnek olmaya devam etmektedir.