24 Ocak 2022 tarihli Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre bankacılık sektöründeki toplam mevduatın Türk Lirası karşılığı 5,413 trilyon TL, toplam kredilerin karşılığı 4,945 trilyon TL. Mevduat ile kredi arasındaki fark 468 milyar TL. Halbuki 31 Aralık 2018’de mevduatın Türk Lirası karşılığı 2,035 trilyon, krediler 2,393 trilyon TL’ydi. Mevduat kredi arasındaki fark ‘eksi 358 milyar lira’ydı. Yani 2018 yılında bankalarımızda bulunan mevduat, firmalarımızın ve bireysel tüketicilerimizin ihtiyacını karşılamadığı için yurtdışından 358 milyar TL karşılığı döviz borçlanmak zorundaydık.
2022 yılına geldiğimizde toplam mevduatımız toplam kredilerimizde 468 milyar TL fazla olduğu için artık yurtdışından borçlanmak zorunda değiliz.
Banka kredi
KUR KORUMALI HESABIN ÖNEMİ
24 Ocak 2022 tarihli BDDK verilerine göre toplam Türk Lirası kredi büyüklüğü 2,857 trilyon TL, Türk lirası mevduatı 2,016 trilyon TL’dir. Toplam döviz kredi hacmi 156,592 milyar dolar, toplam döviz mevduat hacmi ise 253,974 milyar dolardır.
TL cinsinden mevduat, TL kredi hacminden 854 milyar TL daha az seviyedeyken, yabancı para mevduatı yabancı para kredi hacminden 97,382 milyar dolar daha fazla. Kur korumalı mevduat hesaplarının önemi burada ortaya çıkıyor. İhtiyaç fazlası yaklaşık 60-70 milyar dolarlık yabancı para mevduat TL’ye dönüşürse piyasa dengesi sağlanır.
BANKALAR %16 İLE ALIYOR
Bankalar, Türk Lirası kredi vermek için ellerindeki yabancı para mevduatları swap ile Merkez Bankası’na verip karşılığında yıllık %14 faiz oranı ile yaklaşık 1 trilyon Türk Lirası para alıp firmalarımızın kredi ihtiyacını karşılıyor.
2 trilyon TL mevduatın yaklaşık 472 milyar TL’si cari mevduat ve Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun 27 Ocak’taki basın toplantısında verdiği bilgilere göre bankaların kredi olarak verdiği kaynağın maliyeti (Türk Lirası mevduatları için ödedikleri faiz ile Merkez Bankası’ndan aldıkları paranın toplam maliyeti) yaklaşık %16-17 seviyelerindedir.
YÜZDE 13-14 KAR KABUL EDİLEMEZ
Ama maalesef şu anda bankalar yıllık %30 civarında bir faiz oranı ile kredi kullandırıyor. %13-14 gibi bir kar marjı kabul edilebilir bir oran değil. Bankaların bir an önce kredi oranlarını % 20 seviyelerine indirmesi gerekiyor. Uygulanmakta olan yeni Türkiye Ekonomi Modeli’nde, ihracat, tarım, enerji, turizm ve sanayi sektörlerinde üretime dayalı, dış ticarette cari fazla veren sürdürülebilir kalıcı bir büyüme hedefleniyor.
Bu büyümenin de düşük enflasyon ve oynaklığı az olan stabil bir döviz kuru ile sağlıklı bir şekilde desteklenmesi gerekiyor. %78-80 seviyelerinde olan kapasite kullanma oranları ile daha fazla büyüme sağlayamayız. İlave kapasite oluşturmak için yatırımları arttırmamız gerekiyor. Yatırım için de düşük faiz ile kredi kullandırılması gerekiyor.
BANKALAR MERKEZ BANKASI'NIN ADIMLARINA UYMUYOR
Merkez Bankası düşük faiz ile kredi kullandırılması için politika faizini %14 seviyelerine düşürdü. Ama bankalar Merkez Bankası’nın bu adımlarına uymuyor. Merkez Bankası'ndan %14 ile aldıkları parayı piyasada %30 civarında bir oran ile firmalara kredi vererek fırsatçılık yapıyor. Yarınlara daha güvenli ve sağlıklı bir ekonomik ortamda girmek için ekonominin tüm paydaşları ellerini taşın altına koymalı. Kimse fırsatçılık yapmamalı. Halkımız da kur korumalı Türk Lirası hesaplara geçiş yapmalı ve bu sürece olumlu katkı vermeli. Hep birlikte kazanırsak mutlu oluruz. Yoksa birileri daha çok kazanmak için açgözlülük yaparsa süreç zehirlenir ve hepimiz zarar görürüz.