Sakarya’da lezzetiyle yiyenleri büyüleyen ve sofraları süslemek üzere römorklara yüklenen coğrafi işarete sahip bal kabağı, satış noktalarında yerini almaya başladı.
Türkiye’de kabak denilince ilk akla gelen ve ‘kabak tatlısı’nın da coğrafi işaret tescili bulunan Sakarya’da bin bir zahmetle ekimi yapıldıktan sonra hasadına başlanılan balkabaklarının tarlalardan sofralara yolculukları başladı. Ekimi özenle seçilmiş çekirdeklerden Nisan ayında yapılan balkabakları yaklaşık 6 aylık sürecin ardından hasat ediliyor. Lezzetiyle yiyenleri büyüleyen ve sofraları süslemek üzere römorklara yüklenen coğrafi işarete sahip bal kabağı, satış noktalarında yerini almaya başladı. Bu doğrultuda da depolardan pazar tezgahları ve restoranlara gönderilen kabaklar, usta ellerde tatlandırılıp sofralara servis ediliyor. “Elektrik kesildiğinde içindeki kırmızılığı odayı aydınlatır”
Kabak üreticisi Şahin Karalı, “Adapazarı denince dünyada kabak gelir akıllara bu kabak çok meşhurdur ve ekimi, Nisan ayının başında başlar. Biz sabredemeyiz ve Ağustos ayının başında hasada başlarız. Bizde toprağa gümüş ek, altın topla o kadar güzel coğrafyamız var. Çalışan insan çok güzel mahsul yetiştirir. Elektrik kesildiğinde içindeki kırmızılığı adeta odayı aydınlatır ve Adapazarı kabağı denilince bu gelir akıllara” dedi. “Ben yemeyeceğim diyen insanın canı ister o kadar güzeldir”
Toprakların veriminden ve kabağın lezzetinden söz eden Karalı, “Buranın verimi düşmez ortalama 3 ton yapar, fiyat olarak bu sene çiftçinin yüzü gülüyor 5 liraya kilosunu toptan veriyoruz. Alıcıda 6-7 liradan verebilir. Adapazarı kabağı sofraları süslüyor ve bunun çeşitleri var; unlu kabak, cevizli kabak, pirinçli kabak ile normal olarak yapılır. Bunun birde hamur tatlısı vardır, yiyenin ömrü uzar. Ben yemeyeceğim diyen insanın canı ister o kadar güzeldir. Tohumu satın almayız biz, kendi tohumlarımız. Bu kabağın nesli değişmedi hiçbir zamanda değişmez. Mükemmel bir aroması ve çok güzel yemesi var” diye konuştu.