Dünyada yaşanan hava değişiminin bitki türlerini de tehdit ettiği değerlendiriliyor. Mardin Eşiği’ndeki kurak şartlar altında yapraklardaki fotosentezin yavaşladığını ve bunun sonucu olarak filiz gelişiminin zayıfladığını belirten Mardin Artuklu Üniversitesi Kızıltepe Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Doğan, “Mardin endemikleri açısından zenginliklerini koruyabileceklerini düşünmekteyiz. Aksi halde endemik türler yok olabilir ve bununla birlikte yerli türlerin yerini, artan kuraklık stresine daha iyi adapte olan yeni türler de alabilir” dedi.
Dünyada değişen iklim ve hava sıcaklıkları, endemik bitki açısından zengin olan Mardin Eşiği ve ülkemizi de tehdit ediyor. Kurak şartlar altında yapraklarda fotosentezin yavaşladığını ve bunun sonucu olarak filiz gelişiminin zayıfladığını belirten Mardin Artuklu Üniversitesi Kızıltepe Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Doğan, “Mardin endemikleri açısından zenginliklerini koruyabileceklerini düşünmekteyiz. Aksi halde endemik türler yok olabilir ve bununla birlikte yerli türlerin yerini, artan kuraklık stresine daha iyi adapte olan yeni türler de alabilir” değerlendirmesinde bulundu. "12 bitki türü için dünyadaki tek yetişme yeridir”
Sahip olduğu biyolojik zenginliğinden dolayı Mardin Eşiği’nin önemli doğa alanı olarak ilan edildiğini hatırlatan Prof. Dr. Doğan, “Alan, dünya ölçeğinde tehlike altında olan 12 bitki türü için dünyadaki tek yetişme yeridir. Mardin geveni, Midyat geveni, çomak geveni, özmayasıl, Mardin soğanı, ballı kurtkulağı, hoca çiğdemi, Mardin salkımı, süt otu, Zınnar soğanı ve Mardin çiğdemi gibi bitkiler endemik bitkilerdir. Buğdaygiller ailesinden birçok tür bölgede yetişmektedir. Yabani buğday ve arpa önemli cinslerdir. Bu endemik bitkilerden bazıları yöre halkı tarafından gıda ve tıbbi olarak kullanılmaktadır” diye konuştu. “Endemik bitkilerin yaşam alanları daralmakta”
İnsan faktörünün endemik bitkileri olumsuz etkilediğini değinen Prof. Dr. Doğan, “Şehirleşme, sanayi, tarım, turizm, hayvancılık ve anız yakma gibi doğrudan veya detaylı olarak yapılan insan faaliyetleri bitki çeşitliliği üzerinde baskı oluşturan en önemli etmenlerdir. Bu etkinlikler sonucunda bölgede yetişen endemik bitkilerin yaşam alanları daralmakta, nesilleri tehdit altına girmekte ve bu baskı her geçen gün artmaktadır. Son yıllarda kuraklığın da kendini iyice hissettirmesiyle beraber tehdit seviyesi daha da çok artmaktadır” şeklinde ifade etti. “Endemik türler yok olabilir”
Kuraklığın oluşturduğu stresin bitki büyümesini ve verimini etkileyen en yaygın çevresel stres faktörlerinden biri olduğunu kaydeden Doğan, “Bitkiler yaşamları boyunca en az bir kez susuzluk dönemi ile karşılaşabilirler. Kurak şartlar altında yapraklarda fotosentez yavaşlar ve bunun sonucu olarak filiz gelişimi zayıflar. Kuraklık ihtimalinde, eğer kuraklık boyutu çok ciddi değilse, endemik türlerin sahip oldukları mekanizmalarla varlıklarını sürdürebileceklerini ve Mardin endemikleri açısından zenginliklerini koruyabileceklerini düşünmekteyiz. Aksi halde endemik türler yok olabilir ve bununla birlikte yerli türlerin yerini, artan kuraklık stresine daha iyi adapte olan yeni türler de alabilir” ifadelerinde bulundu.